"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaatler semineri (1): Türkiye bir an önce normale dönmeli

Kâzım GÜLEÇYÜZ
14 Ekim 2016, Cuma
Geçen hafta sonu Yeni Asya Vakfı’nda Demokrat Eğitimciler Derneği’nin organizasyonuyla düzenlenen sezonun ilk seminerinde cemaatlerle ilgili olarak gündemde olan birçok meseleyi konuştuk.

Devletin cemaatlere bakışındaki problem ve çelişkiler, cemaat-siyaset ve cemaat-ticaret ilişkileri, malûm gerilimler ve son dönemde cemaatlere yönelik olarak seslendirilen projeler gibi bir konuyu değerlendirdik.

Konuşmanın geniş bir özetini, genç arkadaşımız Murat Ercan’ın yaptığı derleme ile okurlarımızın bilgi ve dikkatine sunuyoruz.

Cemaatler hem Türkiye’de, hem İslam dünyasında, hem de bütün insanlığın sosyal hayatında çok önemli yeri olan beraberliklerdir. Sadece Müslümanlarda değil, Hıristiyanlarda da farklı farklı cemaat ve tarikatlar var. Batı demokrasisinde bunların özgür bir şekilde örgütlenebildiğini, okullar, hastaneler, sosyal yardım kuruluşları ve sivil toplum örgütleri kurduklarını, sosyal hayatta çok itibarlı yerlere sahip olduklarını görüyoruz. 

Ama Türkiye, yola çıkarken cumhuriyet adı altında kurulan baskı rejiminin tortularını hâlâ aşabilmiş değil. Bu konuları demokratik bir ortamda değil, OHAL rejiminde konuşmak gibi bir talihsizlik yaşıyoruz. Temennîmiz bunların aşılması ve Türkiye’nin bu konuları da sağduyuyla, sükûnetle ve demokratik ortamda müzakere edebileceği bir iklime kavuşması. Türkiye bir an önce normale dönmeli. 

Buradan 15 Temmuz’a geçecek olursak: 

OHAL kapsamında devam eden operasyonlar hakkında Başbakan şunu söyledi: “Bir ‘FETÖ’ye karışanlar var, bir de bunların içinde darbeye karışmamış olanlar var.” Bunlar içinde on binlerce insan tutuklandı. Adalet Bakanı tutuklu sayısını 32 bin olarak açıkladı (Daha sonraki beyanlarında ise 34 bini geçtiğini söyledi). 

Darbeyle hesaplaşırken darbeye karışanları, fiilen görev alan, halka ateş açan, katliam yapanları ve 241 insanı öldürenleri, onları bu işe azmettirenleri, planlayanları, yönetenleri bulun, cezalandırın. Ama öğretmen çifti içeri atıp 10 aylık bebeklerini, 3-5 yaşındaki çocuklarını sahipsiz ve ortada bırakmanın anlamı ve izahı ne? Bunlar sorulduğunda “mağduriyet edebiyatı” denilerek gargaraya getiriliyor. Bu meseleler geçiştirilerek ciddî mağduriyetlere sebebiyet veriliyor.

Yarın: Devlet gölge etmesin, yeter

Son dönemde Diyanet canibinde de Risale-i Nur’a yönelik asılsız suçlama ve iftiraların seslendirilmeye başlanması pek hayra alâmet değil.

Risaleleri kendi amblemiyle basmaya başlayan Diyanet’te Bediüzzaman ve Risale-i Nur aleyhtarı bir yaklaşımın uç vermesini neye yormak lâzım?

Diyanet’te Risale-i Nur karşıtı tavrın öne çıkmaya başlaması, devlet tekeline karşı verdiğimiz mücadelenin haklılığını tekrar teyid ediyor.

Okunma Sayısı: 5009
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Raşit Duran

    14.10.2016 15:46:15

    Dışarıda ülke Ortadoğu bataklığına girmiş, dahilde cadı avı sebebiyle toplumsal travma ve mağduriyetler yaşanırken gündem: Başkanlık. Allah akıl, fikir, iz'an versin. Muhtaç olduğumuz şey kendisi mevhum mahiyeti meçhul Başkanlık değil, Hakiki manasıyla Demokrasi, Adalet, Hürriyet, kuvvetin kanunda olduğu hukukun üstünlüğü, ülkede toplumsal barış, dünyada da sulh-u umumi. Artık dilimizde tüy bitti bunları dile getirmekten. Dahilde barışı tesis edemedikce ötekiler nasıl olacak?

  • Raşit Duran

    14.10.2016 15:09:55

    Laik Cumhuriyetin, kendilerini "dindar "diye tanımlayan "dindar nesil yetiştirmek" gibi bir iddianın sahibi iktidarın, toplumsal travma ve mağduriyeti netice veren bu sürecin arkasında acaba bir başka plan mı var diye şüphe ve tereddüt ediyoruz. Meselâ siyasi otoriteye bağlı ve onun emrindeki DIB in "genclik kolları " kuracagindan bahsediliyor. Böyle bir teşkilat siyasi iktidarlar değişince nasıl bir vaziyet alacaktır? Acaba cemaatları bitirme adına bir proje mi.

  • CESUR ADAM

    14.10.2016 14:55:21

    Elhamdülillah bizler İMANIMIZ VE RİSALEİ NURLARDAKİ İMAN HAKİKATLERİ ile şereflendik.YENİ ASYA ise bizim binler elimiz,binler dilimiz,binleer ayağımız,gözümüz ve kulağımız.Hemde ceberrutların,din adına sapıklık yapan,şahıs ve kurumların tüm psiliklerini akıtarak masum insanların dimağlarını kirlettiği bu ahirzamanda bizlere RAFİNE EDİLMİŞ VE RUHUMUZA DEVA haber,makale yorum kalitesiyle zenginlik veriyor. DARBE ise ne isim,ne maksat ile olursa olsun DİNİMİZİN HÜKÜMLERİNE,POZİTİF HUKUKA görede

  • Raşit Duran

    14.10.2016 14:33:48

    Siyaset topuzunu elinde tutan iktidar, planını tahakkuk ettirmek için hatırlarsanız, mağduriyet sürecinden önce, hizmet tarzını beğenmesek bile, toplumun çok geniş kesimleri tarafından hizmetleri alkışlanan bir cemaat hiç bir hukukta yeri olmayacak tarzda Bakanlar Kurulu Kararı ile "terör örgütü " ilan edilmişti. Böyle bir karar karşısında diğer cemaatların sesinin çıkmaması, hak yolunda olduklarını iddia eden cemaatlara yakışan bir tavır değildi.

  • İMDAT SU

    14.10.2016 14:25:59

    Bu gibi durumlarda(ülke olarak içinde bulunduğumuz kaotik durum. Bana dokunma da kime dokunuyorsan dokun...) Yüce Allah kullarına bakar. Mevcut durumu kabulleniyorlarsa ona göre davranır. Mevcut durumu değiştirmek adına bir gayret yoksa, inşallah bu halk bir an önce silkelenir de hakkı görür ve onun yanında olur(Yeniasya Camiası gibi), Mevlam mevcut durumu devam ettirir...

  • Serdar celik

    14.10.2016 12:34:30

    Magdurlar icin hic umut yok mu.? Sendika banka kritermi.? Kurtulus aihm de mi..?

  • SAİD HAKTAN

    14.10.2016 11:14:40

    2012 YILINDAN BERİ malum F.Gülen cemaatine karşı savaş açanlar.(meselenin iç yüzü bize gaib-cemaat mi?Hükümet mi? haksız.) Ama şunu biliyoruz 250 kişi öldürüldü.100 bin kişi suçlu (hapiste veya sorgulamada) bu tarihten itibaren SELEFİler devlete hızla yerleşmeye başladı.Özellikle diyanete...Kuran kursu belgesi olanlara fikrine ve zikrine bakarak (SELEFİ) İMAMLIĞA VE HATİPLİĞE alıyorlar...Bunların risale-i nura bakışı belli...Dün sırtı sıvazlananlar bugün suçlu ilan edildi.Ama gidişat pek iyi değil..Ehl-i Sünnet ve cemaat anlayışı yok edilmeye çalışılıyor...Vesselam...

  • Raşit Duran

    14.10.2016 11:10:14

    Mevcut sistemin cemaatlara bakışını sorgulamanın yanında aynı şekilde cemaatların siyasetle ve kendi aralarındaki münasebetleri de sorgulamak gerekir. Zira bu süreçte bazı Cemaatlerin (Yeni Asya hariç ) zulüm derecesindeki mağduriyetleri alkışlar tarzda beyanatla iktidarla ayn karede görüntü vermeleri toplum nezdinde cemaatlara şüpheyle bakılmasını netice vermiş, ciddi bir itibar kaybına sebep olmuşlardır. Bu arada cemaatlara alternatif teşekküller için çalışmalar yapılmakta olduğunun farkındayız ve takip ediyoruz.

  • Fatıma

    14.10.2016 11:01:25

    Risale-i Nurlar Kur'anın tefsiri. Risalei Nurlara karşı cephe almak Allah in hükümlerine cephe almaktır. İnsanlar hakikatleri duymak istemiyorlar çünkü duyarlarsa vicdanen rahatsız olacaklar. Bunları yok sayarak vicdan rahatlatacaklar. Deve kuşu misali kafalarını kuma gömerek etrafı görmeyerek kendilerinin de görünmediklerini sanıyorlar. Oysa hakikat o kadar aşikar ki güneş gibi parlıyor. Her ne kadar görmemek için gözler kapansa da ışığı her yere yansıyor.

  • Raşit Duran

    14.10.2016 10:24:52

    Hepimizin malumu "esbaba teşebbüs fiili duadır." Mevcut sistemin cemaatlara bakışını cümlemiz biliyoruz. Böyle bir sistemde bence asıl üzerinde ehemmiyetle durulması gereken asıl mesele Cemaatların birbirini bakışı ve aralarındaki münasebet. Benzerini defalarca yaşadığımız şu anki mağduriyet süreçlerinde maalesef cemaatler kendilerinden beklenen tavrı gosteremedikleri gibi aksine toplum nezdinde ciddi itibar kaybına ve cemaatlar hakkında toplumun menfi bakışına da sebep oldular.

  • Raşit Duran

    14.10.2016 10:12:34

    Sayın Güleçyüz, darbe ve neticesinde yaşanan mağduriyetler karşısındaki hakkaniyetli tavrınızı biliyor, takdirle karşılıyor binlerce teşekkür ediyoruz. Keşke aynı hakkaniyetli tavrı toplumun her kesimi de medeni bir cesaretle gösterebilselerdi. Bunu becerebilseydik belki böylesi maddi manevi mağduriyeti yaşamamış enaz zararla bitirmiş olurduk. Binler selam ve dualar.

  • Serdar celik

    14.10.2016 09:09:07

    Magdurlar oldugunu hukumet de gayet iyi biliyor sendika banka okul bunlarin suc olmadigini hukumet de biliyor.. Olan yine alt kisimdaki ibadetle ugrasan kisma oldu...bunlar bu isi duzeltmiyecekler tek care aihm mahkemeler..birde secim zamani ...suanki ortam yeni parti kurmak icin cok musait (abdullah gul)

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı