Seçilmiş iktidarın hukuk devleti ve demokrasi prensiplerini zorlayan tasarruf ve icraatlarının görmezden gelinip, “demokrasiye destek” adı altında hükümetin yanlış icraatlarına da alkış tutulduğunda işin rengi değişir.
Son gelişmelerden sonra ortaya çıkan tablodaki kamplaşma görüntüsünde, farklı cemaat ve hizmet gruplarınca teşkil edilen STK’ların ağırlıklı şekilde iktidarın yanında saf tutmaları, bu açıdan sıkıntılı bir durum oluşturuyor.
Ve 28 Şubat öncesinde büyük ölçüde RP’ye endekslenmek suretiyle yapılan hatanın, şimdi AKP ile ilişkilerde tekrarlandığı görülüyor.
Nitekim farklı dindar kesimlerin, cemaat ve tarikatların kurduğu STK’lar, iktidarı destekleyen deklarasyonlara imza attırılıyor veya kendilerine haber dahi verilmeden isimleri kullanılıyor ve bu yolla hazırlanan tam sayfa ilanlar gazetelerde yayınlatılıyor.
Bu yetmiyor, bazı ilahiyatçıların imzasını taşıyan başka bir bildiri daha hazırlatılıp o cenahtan da ayrı bir mesaj veriliyor.
Keza, Üstad Bediüzzaman’ın hayattaki talebelerine, benzer muhtevada bir deklarasyon yazdırılıp gazetelerde yayınlatılıyor; ayrıca bu zatlar toplu halde devlet televizyonuna çıkarılıp özel programlarda ağırlanıyor; bunun dışında tek tek bazı özel kanallarda ve “yandaş” gazetelerde “iktidara destek” mesajları verdiriliyor.
Dahası, bununla da iktifa edilmeyip, Nur camiasının hiç tanımadığı, evvelce adı hiç duyulmamış yeni “son şahitler” keşfedilip sahneye sürülerek, onlar üzerinden de Gülen ve cemaate yükleniliyor ve yine iktidara arka çıkılıyor.
Adeta “sinekten yağ çıkarırcasına,” cemaat aleyhine kullanılabilecek ne varsa hepsi devreye sokulup, her koldan cemaat kötüleniyor.
Cemaatler ve STK’lar seçim malzemesi olarak kullanılıyor..
“Keşke STK’lar mesafeli bir duruş menzilinde kalmayı başararak, evvelce 28 Şubat’ta düşürüldükleri tuzağa bir defa daha düşmeseler!” diyorduk, ama…
Maalesef...
(Cemaat ve İktidar kitabımız, s. 98-100)
Hüseyin Çelik: Kemalistlere, Millî Mücadeleyi bir kişiye izafe ettikleri için kızarken, şimdi biz de onların düştüğü hataya düşmüyor muyuz?
Çelik’e göre 5 sorun: 1. Kutuplaşma 2. Dış politika allak bullak 3. Ekonomi kötü 4. Terörde gelinen nokta 5. Paralelle mücadele paranoya oldu.