AKP’nin 11 yıl çok yakın çalıştığı ve o dönemde işi “Ne istedilerse verdik” diyecek noktaya kadar taşıdığı cemaatle iki senedir tamamen köprüleri atıp “Ne verdiyseniz geri alın” talimatı çerçevesinde devletin bütün gücünü ve imkânlarını kullanarak cemaat mensuplarına karşı kelimenin tam anlamıyla cadı avı yürüttüğü dehşetli bir süreci yaşıyoruz.
Şimdi cemaat bir taraftan bu amansız taarruza karşı cansiperane bir mukavemet ortaya koymaya ve iyice yoğunlaşan saldırıları mümkün olan en az hasarla atlatmaya çabalarken, diğer taraftan kendi içinde sıkı bir özeleştiri yapmaya çalışıyor.
Üstad diyor ki: “Beşer zulmeder, kader adalet eder.” Bu olayda da AKP zulmediyor, ama kader de adalet ediyor. Fethullah Hocanın “Gayrimeşru muhabbetin tokadını yiyoruz” beyanı ve cemaatte seslendirilen “Siyasetle bu kadar içli dışlı olmamalı ve yer yer ayyuka çıkan tekelci kadrolaşma uygulamaları ile diğer cemaatleri dışlayıp küstürmemeliydik” gibi özeleştiriler işin kader boyutuna taallûk ediyor.
O cenahta hal böyle iken, AKP eliyle cemaate yapılan zulümlere sessiz kalan, hattâ alkış tutan cemaatlerin, yarın kendilerinin de aynı âkıbete uğrayabileceklerini hiç nazara almadan iktidarla bu derece bütünleşmeleri, aklın alacağı birşey değil.
Oysa Kur’an’da birçok defa tekrarlandığı gibi bize aklın verilmesinin bir hikmeti, yaşanan olaylardan ders çıkarıp ibret almak.
Ama bakıyoruz, cemaatlerin çoğu hiç o havada değil. Dahası AKP fanatikleriyle aynı dili kullanarak cemaati “hain” ilan ediyor, ona yapılan bunca zulümleri ve linç operasyonlarını hararetle destekliyorlar.
Fanatizm boyutuna ulaşan bir siyasî tarafgirlikle adalet ve vicdan duygularının tamamen köreldiği, kardeşlik hukukunun ayaklar altına alındığı inanılmaz bir fitneyle karşı karşıyayız. Böyle bir fitnenin amigosu ve figüranı konumuna sukut etmek, şuurlu bir Müslümana hiç yakışıyor mu?
Yarın ortalık sakinleşip sular durulduğunda, akıllar başa gelip vicdanlar tekrar uyandığında, “Eyvah biz neler yapmışız, ne zulümlere göz yumup alkış tutmuşuz!” dedirtecek nice günahlar işleniyor bugün.
Allah hepimize basiret ve feraset versin.
tweet 1- Risale-i Nur neşriyatına müdahale cür’etinde bulunandan, medya özgürlüğüne saygılı olması da beklenemez. Ama boyun eğmek yok.
tweet 2- Türkiye hukukun böylesine katledildigi bir ülke olmayı hak etmediğini ispatlamak istiyorsa 1 Kasım fırsatını en iyi şekilde değerlendirmeli.
tweet 3- Millî irade kavramının ve hukukun hukuksuzluğa, zulme, gaspa ve keyfîliğe alet edildiği bu dönemi kapatmak için, 1 Kasım’da AKP’ye hayır.