"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaatin birliği ve Yeni Asya

Kâzım GÜLEÇYÜZ
15 Nisan 2016, Cuma
Vefatının 45. sene-i devriyesinde bir defa daha rahmetle yad ettiğimiz Zübeyir Gündüzalp, manevî mimarı ve kurucusu olduğu Yeni Asya’nın en önemli çıkış gerekçelerinden birini “Nur cemaatinin vahdet ve ittihadını sağlamak” olarak ifade etmişti.

Gazetenin misyonu, hızla değişen hadiseleri Risalelerdeki Kur’anî ölçüler ekseninde yapılacak istişarelerle teşhis ve tahlil ederek, ona göre yayın yapmaktı.

47. yılına giren neşir tarihi boyunca da hep böyle oldu. “Asya’nın bahtının miftahı meşveret ve şûrâdır” parolasıyla yola çıkan Yeni Asya bugünlere böyle geldi.

Zaman zaman farklı sebeplerle isimler, hattâ kadrolar değişse de meşveret ve şahs-ı manevî manası hep hakim oldu.

Bu manaya bağlılığını her hal ve şartta koruyanların sadakati ile vahdet ve ittihad muhafaza edildi. Ama bilhassa ihtilâl ve fitne siyasetlerinin estirdiği rüzgârlara kapılanlar farklı yerlere savrulabildiler.

Özellikle 12 Eylül’den bugüne yaşanan süreç bunun ibretli örnekleriyle dolu.

12 Eylül’e kadar Yeni Asya bütün Nur cemaatinin gazetesiydi. Ama darbe fitnesi bu bütünlüğe de darbe vurdu. Ciddî kopmalar oldu. Sonra da farklı toplum mühendisliği projeleriyle yeni ihtilaflar çıkarılmaya çalışıldı ve meşveret işleyişindeki boşluklar ölçüsünde başarılı olundu.

Ama Yeni Asya’ya vücut veren sır, ruh ve mana herşeye rağmen ayakta kaldı.

Şunu çok net olarak ifade edebiliriz:

Gazetemizin şahs-ı manevîye bağlılık şuuruyla ve dikkatle takip edildiği yerlerde hiçbir dahilî sıkıntı yaşanmıyor; tam bir uyum ve tesanüdle hizmet ediliyor.

Ama gazetenin ihmal edilmesi halinde hele son dönemde tam bir psikolojik harekâta dönüşerek her koldan hücum eden haricî rüzgârlara açık hale geliniyor.

Şahsî ve hissî boşluk ve sıkıntılar da işin içine girince, ahenk hızla bozuluyor.

Takip edilmeyen ve okunmayan gazete, çoğu önyargı ve ezbere dayalı ithamlarla eleştirilmeye başlanıyor. Hattâ kendi şahsındaki sapma ve inhirafı cemaatin geneline izafe ederek, Yeni Asya’yı cemaatten kopmakla suçlayanlar dahi görülebiliyor.

Devam edelim inşaallah.

Devletteki terfî-tayinlerle hiç ilgilenmemiş olan Yeni Asya’yı abuk senaryolara bulaştırmak ancak akla ziyan bir komplo karikatürü olabilir.

Yeni Asya devletin yapı ve işleyişini hukuk, demokrasi ve ahlâk kriterlerine göre izler ve yorumlar. Kişilere endeksli bir gündemi yoktur.

 

Avrupa Parlamentosunun son Türkiye raporu için “Geçersiz sayıp iade ederiz” diyen AB Bakanı, oturduğu bakanlığı da geçersiz sayıp iade etsin.

Okunma Sayısı: 5322
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Vefalı

    15.4.2016 17:50:48

    Evet Yeni Asya Gazetesi 1977 yılında, nasıl bir anlayışla düzenlenip çıkıyorsa, şimdilerde de istikametten milim sapmada aynı şekilde düzenlenip çıkıyor. Yıllar içinde biz buna şahitiz. Hepsinden Allah razı olsun.

  • Toygar

    15.4.2016 16:26:45

    Bence çözüm: http://www.yeniasya.com.tr/nejat-eren/adam-yetistirmek-mi-adam-toplamak-mi_393448

  • Abdurrahman KOÇAK

    15.4.2016 14:13:45

    Toygar kardeş, bu yapıda emval konusu olmadığı için sıkıntıların ekseriyeti fikri konularda yani siyasi konularda ortaya çıkıyor.Yine yukarıdada tespit edildiği gibi "Şahsî ve hissî boşluk ve sıkıntılar da işin içine girince, ahenk hızla bozuluyor" Elinizde bir pusulanız olmadığı zaman 12 eylülde başlayıp devam eden sisli ve puslu havada istikametten sapma ayrılma ihtimali fevkalade yüksek,fiili durumda bunu teyid ediyor.Ama yine şu duruma çok açık bir şekilde şahitiz gazetemizin takip edildiği mahallerde bu tür sıkıntılar hiç yoktur.

  • Toygar

    15.4.2016 13:49:31

    Amaca giden yolun en büyük vesilelerinden birini gazete olarak görmekte bir beis yoktur sanırım. İlk yorumuma ilaveten söylüyorum bunları. Ancak vesilelerle amaçlar birbirinden ayrı görülebilir veya görülmelidir. Bundan, vesilelerden vazgeçilebilir anlamını çıkaran varsa, o da müfsittir, nazarımda. Bu arada ilk yorumdaki bir ifademi düzelteyim: Ayda 3 değil, günde 3 gazete alabiliyorum. İnternetteki yayınlanmayan yorumları da hesaba katarsınız. Takipçilerin hissiyatını yabana atmazsınız umarım. Selam ve hürmetle. Veminallahittevfîk!.

  • Toygar

    15.4.2016 10:36:43

    Ankara'dan yazıyorum: Bazen, problemleri "beşer" nazarıyla görmezden gelip, sadece akıl yoluyla hareket edercesine "gazete" noktasına indirgemek, bizleri yanlış bir noktaya sürükleyebiliyor. Bunu bu şekliyle izah etmek, damarlara dokunduruyor. Sadece akıldan mürekkep olmayan bünyelerde aksi tesir edebiliyor. Kaldı ki "gazete" bağlamına indirgemek ifademin de kimse tarafından yanlış anlaşılmamasını temenni ederim. İndirgemek lafını da öylesine söylemiyorum, öyle görüyorum. O sıkıntıların sebepleri o kadar basitçe çözülemez. Bu arada her ay 3 adet gazete aldığımı da belirteyim de, yorum belki yayınlanır!..

  • Abdurrahman KOÇAK

    15.4.2016 08:42:08

    "Gazetemizin şahs-ı manevîye bağlılık şuuruyla ve dikkatle takip edildiği yerlerde hiçbir dahilî sıkıntı yaşanmıyor; tam bir uyum ve tesanüdle hizmet ediliyor. Ama gazetenin ihmal edilmesi halinde hele son dönemde tam bir psikolojik harekâta dönüşerek her koldan hücum eden haricî rüzgârlara açık hale geliniyor. Şahsî ve hissî boşluk ve sıkıntılar da işin içine girince, ahenk hızla bozuluyor."Ankaralı okuyucumuzun tespitlerinin tamamının altına imzamızı atıyoruz...Harika tespit yapmış. Bu fitne zamanının ilacının reçetesini yazmış..Binler tebrikler....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı