Memleketi Malatya’daki Nur hizmetinin ve Yeni Asya ekolünün temel direklerinden biriydi. 85 yıllık ömrünü vakfettiği bu hizmette son ânına kadar ihlâs, sadakat ve istikamet çizgisinde kalmayı başardı.

Uzun yıllar Malatya Temsilcimiz oldu.

Malatya gibi Risale-i Nur’un meslek ve meşrebine muarız cereyanların baskın olduğu hayli zor bir yerde Yeni Asya bayrağını dalgalandıran kahramanlardan biriydi.

Sıcak, hasbî ve içten kişiliğiyle tam bir gönül insanıydı. Temsilci toplantıları veya ziyaret için İstanbul’a ve gazeteye geldiğinde her masayı tek tek dolaşır ve her birimizle samimî sohbetlerde bulunurdu.

Son yıllarda pek fazla gelemedi.

Bizim Malatya’ya gidişlerimizde yine aynı sıcak alâkayı gösterir, tatillerde ailecek gelmemiz için ısrarla davet eder, “Kayısı bahçesinin içindeki evimiz hazır, karı-koca boşaltıp size bırakırız, gelin, kalın” derdi.

İlerlemiş yaşına rağmen koruduğu dinçliğinin muhataplarınca nasıl algılandığını test etmek için “Kaç yaşındayım, tahmin et” diye sorar, aldığı cevapla keyiflenirdi.

Babamızın, annemizin ve diğer yakınlarımızın vefatları sonrasında telefonla arayıp taziyelerini bildirir, acımızı paylaşırdı.

2009’da vefat eden annemiz için yazdığımız yazı üzerine, “Aynen benim annem gibiymiş” dediğini hiç unutmuyoruz.

Şiir yazmaya çok meraklıydı. Sürekli yazdığı şiirleri toplayıp ara ara postayla gönderir ve yayınlanmasını isterdi. Bunu Yeni Asya ile canlı irtibatının devam ettiğinin bilinmesini istediği için de arzu ederdi.

Risale-i Nur derslerinde sıklıkla ve en çok Mesnevî-i Nuriye’den dünya hayatının faniliğine vurgu yapan bahisleri okurdu.

Meselâ “Kabir, âlem-i ahirete açılmış bir kapıdır; arka ciheti rahmettir, ön ciheti azaptır. Bütün dost ve sevgililer o kapının arka cihetinde duruyorlar. Senin de onlara iltihak zamanın gelmedi mi?” satırları, bu bahislerden birinde yer alıyordu.

Zamanı geldi, o da onlara iltihak etti. 

Sıramız gelince biz de gideceğiz.

Orada yine buluşmak duâsıyla.

Bediüzzaman modeli, dinle bilimi, inançla aklı buluşturan, İslamî ve insanî değerlerle harmanlanmış bir demokrasiyi, hukuku, adaleti, insan hak ve özgürlüklerini, ortak aklı, din özgürlüğünün güvencesi bir laikliği, barışı ve yapıcılığı öngören bir düşünce ve aksiyon modelidir.

“İran'ın kurtuluşu da Bediüzzaman modelinde” manşetimize itiraz eden Nevşin Mengü'ye - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/dunku-mansetimize-itiraz-edenlere-cevap_450352