"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu kez durum farklı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
20 Nisan 2017, Perşembe 09:00
Referandum sona erdi; ama tartışması devam ediyor.

Bu tartışmada, oylanan paketin içeriği değil, oylama sürerken ve oyların sayımında yapılanlar öne çıkıyor. Odağında bilhassa YSK’nın tepki çeken tasarruflarının yer aldığı tartışmalar referandumun meşruiyetini sorgulama boyutlarına dahi taşınıyor.

AA’nın servis ettiği ve açılışta evet’leri yüzde 63’ün üstünde gösterip kapanışta 51.4’te sabitleyen verilerin güvenilirliği, eşzamanlı gelen YSK manipülasyonlarıyla ciddî ölçüde zedelendi ve sarsıldı.

AA’nın yüzde 99 küsurlara ulaştığı bir aşamada YSK’da açılan sandık oranının yüzde 70 olduğunun açığa çıkması da, zihinlerde yoğun istifhamlar oluşturdu.

Yine AA’nın bir gün önce yaptığı “tahmin”in, çıkan sonuçla tam örtüşmesi de.

YSK’nın, sandıkların kapanmasına 50 dakika kala AKP temsilcisinden gelen talep üzerine, referandum gününün sabahı sandık başkanlarına gönderdiği sms’lerle “Geçersizdir” ikazı yaptığı mühürsüz zarf ve pusulaların geçerliliğine hükmetmesi de.

2.5 milyon civarında oya itiraz edilmesi, hadisenin boyutunu göstermeye yeterli.

Hele evet’lerle hayır’lar arasındaki farkın 1.3 milyon kadar olduğu ortadayken.

Meral Akşener, Ümit Özdağ, Gültekin Uysal ve Sadettin Tantan gibi isimler bu farkın hayır oyları lehinde olduğunu ve hayır’ların gasp edildiğini söylüyorken.

Şimdi cevap bekleyen sorular var:

Verilere müdahale edildi mi? Mühürsüz oyların geçerli sayıldığı sandıklardan adeta silme evet çıktığı haberlerinin mantıklı bir açıklaması var mı? Yurt dışı oylarda önce mühürsüzlerin geçersizliğine hükmedilmişken, sonra tersine karar verilmesi ne iş?

İçeride itiraz ve tartışmalar sürerken dış dünyanın da kuşkuyla karışık temkinli ve ihtiyatlı bir tavır sergilemesi manidar.

AB ve ABD’nin referandum sonuçlarını yorumlamak için açıklanmasını bekledikleri AGİT raporu öncesinde Gözlemci Heyeti tarafından dile getirilen ön tesbitler de şüpheleri kuvvetlendirecek nitelikte.

Görünen o ki, önceki bazı seçimlerde de seslendirilen usulsüzlük itirazları bu kez çok daha ciddî boyutta gündemde.

Geçiştirilmeleri ise çok daha zor.

***

Üstad “Mevcudiyet-i milleti ittihadla gösterin” diyor. Türkiye’nin adalet ve hukuk temelinde bir demokrasi ittifakına ihtiyacı var. Âcilen.

Referandumda “hayır” diyen demokrat-orta sağ siyasetçilerin, tartışmalı sonuçlara karşı da güçlerini birleştirip ortak tavır almaları lâzım.

Bu kadar zamandır gazetemizi ve yayın hizmetlerimizi Nur’un dinamik katkılarından mahrum edenlere hakkımızı asla helal etmiyoruz.

 

 

Okunma Sayısı: 12632
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    20.4.2017 16:43:41

    (4) Tıpkı Üstad Hz.lerinin yazınızdaki ifadesi olan "Mevcudiyet- i milleti ittihadla gösterin!" ifadesinin tecessüm etmiş hâli, bahsini ettiğiniz "adâlet ve hukuk temelinde bir demokrasi ittifakı" olmalıdır. Çünkü %49'luk Hayır böyle bir ittihad ve ittifakı mecburi kılmaktadır. Kaldı ki referandum şu haliyle tartışmalı olup kamu vicdanında şaibeli ve şüphelidir. Şu anda yaşadığımız menfi ve hukuksuz fiillerin sebebi OHAL ile oluşturulan antidemokratik ortamdır. 15 Temmuz darbe girişimini "Allah'ın lütfu" olarak gören iktidar cenahı, mağduriyeti netice veren sürecinin düğmesine basmak için 15 Temmuzu bahane ederek OHAL'i derhal hayata geçirdi. Zira hukuksuz fiilleri başka türlü yapmaları katiyen mümkün değildi. Bu kısır döngüden çıkışın yolu adalet, hürriyet, meşveret, hukukun üstünlüğü, meclisin şahsı manevisini esas alan, demokrasi merkezli ittihad ve ittifakın ve oluşumun, millet ve memleket hesabına işe vaziyet etmesidir.

  • Özcan Erkiş

    20.4.2017 11:34:41

    (3)Yazınızda dile getirdiğiniz "adâlet ve hukuk temelinde bir demokrasi ittifakına" ciddi mânâda ve âcilen ihtiyaç hasıl olmuştur. Zira 15 yıl önce hukukun üstünlüğü ve demokrasi vaadiyle işbaşına gelen iktidar, bugün geldiği noktada hem hukuku hem demokrasiyi hem de Parlamenter sistemi işlemez hale getirmiştir. Artık kendileri dışında demokrat bir oluşum bu meseleyi çözmek için inisiyatif alması ve alternatif bir ittifakla güç birliği etmeleri zaruridir. Demokratik hukuk devletinin ve Parlamenter sistemin göz göre göre yok edilmesine müsaade edilmemelidir. Yine hukuk ve demokrasi içinde güçlü ama yeni bir ittifakla bu başarılabilir. Bunun için ülkemizde potansiyel enerji de millet iradesi de demokrat insanlar da fazlasıyla mevcuttur.

  • Özcan Erkiş

    20.4.2017 11:15:52

    (2) Maalesef referandum kampanyasında kullanılan menfi üslup yine tedavüle sokulmuş görünüyor. Bu üslupla netice aldığını zanneden iktidar, şimdi de aynı üslubu başta AGİT olmak üzere dış dünyaya karşı kullanmak suretiyle neticenin, lekeli ve şüpheli haliyle onlar tarafından da onaylanmasını istemektedirler. CB şimdi de AGİT temsilcilerini "terör örgütü temsilcileri! "ilân etmiş. (Diken, 20.4) Oysa en başta CB'nin bizzat kendisi bu şüpheyi ortadan kaldırmak için hukuk devleti adına devreye girmesi icap etmez miydi? Fakat heyhat! Devletin ve milletin en üst seviyedeki temsilcisi olan CB, milletin iradesinin söz konusu olduğu referandum meselesinde tavrını milli irade değil iktidar partisinden yana koyarak meseleyi daha da şüpheli hâle getirmektedir. O vakit hukukun üstünlüğü nerede kaldı? Ve biz kime güveneceğiz?

  • Özcan Erkiş

    20.4.2017 10:56:49

    Sayın Güleçyüz, referandumu hem içeride hem dışarda tartışmalı hâle getiren YSK'nın yasa ile çelişen kararıdır. Başta CB olmak üzere iktidarın ve müttefiki partinin agresif tavrı da menfi söylemi de şüphe ve tereddütlerin iyice artmasına sebep olmaktadır. "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz"" derler. Madem böyle ciddi bir iddia var, iktidarın görevi bunu örtbas etmek değil tam aksine hukuk içinde âdil ve şeffaf bir şekilde çözüme kavuşturmaktır. CB, iktidar, müttefiki ve YSK âdeta fikir birliği içinde ittifak ederek çözüme karşı tavır almış vaziyetteler. Peki referanduma sürülen bu lekeyi kim nasıl temizleyecek? Ve en önemlisi de bizler millet iradesinin gasp edilip edilmediğinden nasıl emin olacağız? Adalet ve şeffaflık ey iktidar! ..

  • Ayse

    20.4.2017 04:26:38

    Allah cc görüyor

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı