Bir yılı aşan OHAL sürecinde yapılan keyfi ve hukuk dışı uygulamalar, darbe dönemlerinde bile görülmemiş şiddet ve yaygınlıktaki hak ihlâllerine ve mağduriyetlere yol açıyor.
Darbe dönemlerinde neler yapılmıştı?
27 Mayıs’tan başlarsak:
Kurulan düzmece Yassıada mahkemelerinde, ihtilâlle devrilen DP hükümetinin başbakanı, bakanları ve DP milletvekilleri ile cumhurbaşkanı sözüm ona “yargılanmış,” sözde mahkemenin başkanınca itiraf edildiği üzere, sanıkları oraya tıkan kuvvetin istediği yönde alınan kararlarla başbakan ve iki bakan idam edilmiş, diğerleri müebbete kadar varan hapis cezalarına çarptırılmışlardı.
12 Mart ve 12 Eylül’deki parti ve örgüt davalarında binlerce insan yargılanırken, bu davalar ya beraatle sonuçlanmış veya zamanaşımından düşmüştü.
28 Şubat’ta ise hedef alınan kesimlere ve basına karşı bilhassa DGM’ler kullanılmış; RP ve devamı FP kapatılmıştı.
Bu dönemlerdeki tasfiye operasyonlarında da binlerce, hatta on binlerce insan aileleriyle birlikte mağdur edilmişti.
Ama 27 Mayıs’ta da, 12 Mart ve 12 Eylül’de de, 28 Şubat’ta da, 15 Temmuz’dan 5 gün sonra ilan edilen OHAL sürecindeki toplu ve kitlesel kıyım ve tasfiye harekâtının bir benzeri yaşanmadı.
Bu dönemde yapılanlar, 28 Şubatçıların düşünüp da yapamadıklarıydı. Devlet kadrolarına yönelik geniş çaplı kıyım operasyonlarını gerçekleştirmek için kanun paketleri hazırlayıp MGK üzerinden hükümetlere ve Meclise dikte ettiler. Ama kamuoyu tepkisi buna izin vermedi.
Aynı şeyi KHK ile yapmayı denediler, yine olmadı, Çankaya vetosuna takıldı.
Ama şimdi sandıkta AKP için verilen oylar, o zaman yapılamayanların, yeni ilaveler eklenerek, hükümet ve Meclis eliyle hayata geçirilmesi için kullanılıyor.
Millî irade kılıfı altına gizlenerek...
Meclisin, yargının, üniversitenin, medyanın, sivil toplum kuruluşlarının... kontrol altına alınıp sindirildiği bir süreçte...
AKP’ye oy verenlerin alkışlarıyla...
Türkiye böyle bir dönemi hiç yaşamamıştı. Bakalım, ne kadar sürdürecek?
***
-Mağdurun ve mazlumun değil, zulmün yanında saf tutmayı tercih eden “dindar”lara mahkeme-i kübrayı ve hesap gününü hatırlatırız.
-Ayyuka çıkan ağır hak ihlallerini görmeyip, dahası “Kanunî dayanağı var” diye OHAL’i savunan bir “insan hakları” örgütü: MAZLUM-DER. Bravo!!
-BB Yrd Hakan Çavuşoğlu’na sesleniyoruz - http://www.yeniasya.com.tr/ video/bb-yrd-hakan-cavusoglu-na-sesleniyoruz_439014