Teröre ve diğer tehditlere karşı birlik, bütünlük ve dayanışmamızı daha da güçlendirip pekiştirmemiz gerektiği, herkesin ve her kesimin sürekli tekrarladığı bir söylem.
Zaten öyle de olmalı. Burada hiçbir sıkıntı ve problem yok. Toplumumuz da, diğer bazı tâli farklılıklara rağmen bu gibi hususlarda öteden beri son derece duyarlı ve dikkatli.
Nitekim özellikle terör olayında Mecliste temsil edilen ve edilmeyen bütün partiler, ortak bir duruş ve dayanışma sergiliyorlar.
Temsil kabiliyeti olan bütün STK’lar da.
Ancak bu tabloda dikkat çeken birşey var.
O da, bir taraftan çok daha fazla birlik beraberlik içinde olunması gereği vurgulanırken, diğer taraftan bu söylem ve mesajlarla örtüşmeyen ayrıştırıcı ve dışlayıcı tasfiye operasyonlarının hız kesmeden sürüyor olması.
OHAL KHK’larıyla iyice yaygınlaştırılan bu tasfiyeler sonucu, sayısı milyonları bulan bir mağdurlar kitlesi oluştu. Hukukî geçerliliği son derece tartışmalı siyasî ve sübjektif kriterlerle on binlerce insan bir anda kendisini işten çıkarılmış, görevinden ihraç edilmiş, hattâ hapse tıkılmış konumda buluverdi.
Şikâyet ve feveranların ayyuka çıkması, daha doğrusu işin ucunun iktidara yakın isimlere de dokunması üzerine kurulan itiraz-inceleme mekanizmaları neticesinde bu mağduriyetlerin ne kadarı ne ölçüde telafi edildi, bilemiyoruz. Ancak büyük kısmının hâlâ devam ettiği bir tablo ile karşı karşıyayız.
Bu tablonun ortaya çıkardığı sonuçlardan biri, hatırı sayılır bir kitlenin mağduriyet kaynaklı bir kırgınlık ve küskünlük içinde olması.
İktidar mensuplarının da “Tek kişiye bile haksızlık yapılsa vebalini taşıyamayız” diyerek ifade ettiği bir durum yüz binleri bulan bir kitle için söz konusu ise, orada birlik beraberlik söylemlerinin inandırıcılığı olur mu?
Bir diğer sonuç, tasfiyelerle bilhassa kritik devlet kurumlarında vasıflı elemanların da dışlanması suretiyle yıllar içinde oluşan tecrübe birikiminin kaybedilmesine yol açması.
Üç yıldır devam eden ve 15 Temmuz sonrası OHAL sürecinde iyice hızlanıp yaygınlaşan tasfiyelerde biçilen kadroların ne kadarı “ihanet ve terör”le suçlanan yapıyla irtibatlı?
“Devlet içi kavga” terör ve diğer saldırılar karşısında bile bütün hız ve şiddetiyle sürerken hangi birlik beraberlikten söz ediliyor?
Teklifin son hali: CB’nın KHK yetkisinde hak-özgürlük sınırlaması kalktı, Meclisin KHK’ları görüşme süresi 3 aya çıktı. İleri demokrasi!
Akşam’ın yayınladığı MAK anketinde yüzde 54’ün “Yeterli bilgim yok” dediği cumhurbaşkanlığı sistemine destek yüzde 60’ı bulmuş... Bravo!
Riyaset-i şahsiyenin kat’iyen aleyhindeyim; reisimiz ancak hükümettir, hükümet de milletin ve Meclisin hizmetkârıdır http://www.yeniasya.com.tr/ video/riyaset-i-sahsiyenin-katiyen-aleyhindeyim-reisimiz-ancak-hukumettir_418965