Geçen hafta çıkan “Salih amelde öncelik kul hakkına girmemek” başlıklı yazımız üzerine gönderilen bir okuyucu mesajı:

Bugün yayınlanan yazınızda salih amel konusunu ele almışsınız. Hakikaten son derece önemli bir konuya dikkat çekmişsiniz. Öyle ki; okuduğumda bir anda hep çözümünü ertelediğimiz diğer sorunlar gibi zihnimin bir kenarında tatmin olmadan beklettiğim bir müşkilâta çözüm oldu. Allah, Üstad Hazretlerinden de, sizden de razı olsun. 

Bu mevzu her Müslümanın öncelikle ele alması ve bilmesi gereken; hatta hayatına yansıtmakta çok ısrarlı olması gereken bir mevzudur. Böyle iken maalesef sığ ve kuru algıların üzerini örttüğü bir husus haline gelmiştir. Nasıl bu hale gelmiştir, ayrı bir husus; ancak bu konuya duyarlı bir yaklaşımın sergilendiği, bir beşer nizamı olarak hayata geçirildiği Batı dünyasının yaşanmaya değer olma açısından bizim coğrafyamızdan daha fazla tercih edildiği muhakkak. Öyle olmasaydı Müslüman dünyasının insanları akın akın onların kapısına yığılmazlardı. 

Salih amel mevzuunun bu temelde iyi anlaşılmasıyla çatışma ikliminden uzaklaşılabilir ve adalet zemini üzerinde her insan meşru istidatları çerçevesinde yaşayabilir. 

Aksi takdirde, İslam coğrafyasında, özelde de bizde, zulme seyirci kalınmasının, çevre tahribatının, başka canlılara hayat hakkı tanımamanın normalleştirildiği bir din algısı oluşabilir ve hiç hak etmediği halde bütün bu insanî değerlerden uzaklığın ve geri kalmışlığın müsebbibi olarak dinimiz İslamın suçlanması ve gelecek nesillere böyle lanse edilmesi tehdidiyle karşı karşıya kalınabilir. 

Bu tehlikenin, özellikle temel haklar ve insanca yaşama ideali olan bilinçli ve eğitimli gençliğin ana sorunu haline geldiğini bizatihî müşahede ediyoruz. Buna sebep olan ise maalesef bu önemli mevzunun, yani doğru anlaşılmış bir salih amel tanımının bütün yönleriyle Müslümanların hayatında vücut bulamaması ve anlamını kaybetmesidir. 

Sonraki yazılarınızda bu konuyu açarak detaylandırmanızı özellikle istirham ederim. 

Ahmet Özdemir (Eski tutuklu, şimdi ise yasaklı bir okurunuz)

* Okurumuza teşekkür ediyor ve bu önemli çalışmayı hep birlikte yapalım diyoruz.

DİB Ali Erbaş: Kerbelâ’nın en büyük mesajı birlik, beraberlik, vahdet ve kardeşliktir. Ehl-i kıbleye karşı nefretin geleceğimize faydası yok.

Üstad: Masumların size kötülüğü nedir ki böyle fenalıkta bulunuyor, merhamet etmiyorsunuz? Hiç olmazsa nefret-i umumiyeden korkunuz.

Adalet ve Ekonomi Bakanlarının skandal açıklamaları - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/adalet-ve-ekonomi-bakanlarinin-skandal-aciklamalari_443485 …