AKP iktidarının ikinci yılı dolmadan alınan Ağustos-2004 MGK kararları 9 sene sonra tatbikata konuldu.
Dershaneleri kapatarak devrim kanunlarından Tevhid-i Tedrisat’ı tahkim etme operasyonu ile başlayan bu süreç, zaman içinde cemaat bağlantılı bütün kurum ve kişilerin tek tek hedef alınmasıyla sürüyor.
Bank Asya’ya el konulması.
Cemaat medyasından Hidayet Karaca, Mehmet Baransu ve Gültekin Avcı gibi önde gelen bazı isimlerin tutuklanması.
Cemaate ait TV kanallarının Tivibu, Digiturk, Turkcell, Teledünya ve Türksat gibi platformlardan çıkarılıp sansürlenmesi.
İpek-Koza Holding’in ve bünyesinde yer alan medya organlarının gasp edilmesi.
Zaman matbaasının polis tarafından basılıp Zaman, Today’s Zaman ve Aksiyon’un yazıişleri ofislerinde aramalar yapılması.
TUSKON’a düzenlenen operasyon.
Kimse Yok Mu derneğinin engellenmesi.
Cemaatin okul, yurt ve kreşlerine yönelik baskınların yayılarak devam ettirilmesi.
Cemaatle bağlantılı olduğu öne sürülen emniyet ve yargı mensuplarının tasfiyesi.
“Paralel yapıyla mücadele” adı altındaki tasfiyelerin diğer kamu kurumlarıyla üniversitelerde de cadı avına dönüştürülmesi.
“Himmet toplantıları ve cemaat imamlarına baskın” adı altında, cemaate mensup esnaf ve işadamlarının hedefe konulması.
Ve işin, bu baskınlarda gözaltına alınan başörtülü hanımların, ellerine kelepçe takılarak derdesti boyutuna vardırılması...
Aynı silsilenin devamı niteliğindeki diğer halkalarla daha da uzatılabilecek olan bu liste, 28 Şubatçıların yapmak isteyip de yapamadıklarının AKP iktidarıyla hayata geçirildiği bir tabloyu gözler önüne seriyor.
Bu tablo karşısında zevkten dört köşe olup ellerini oğuşturanlar ise belli: Salıverilen Kemalist Ergenekoncular, “AKP bizim çizgimize geldi” diyen Perinçek’ler...
Kaderin adaleti boyutuyla cemaat, gayrimeşru muhabbetin, risaleleri sadeleştirme yanlışının, her alanda büyümeyi hedef alırken ard niyetli sızmalara açık hale gelmenin, istişare eksikliğinin, kendisi haricindekileri dışlayan tekelci kadrolaşmaların, iktidar mücadelelerine bu derece taraf ve müdahil olmanın... tokadını yiyor.
Ama bunu ifade etmek, cemaate yönelik beşer zulmünü asla gözardı ettirmemeli.
Cemaatin hedef olduğu linç operasyonları, bu zulmün ulaştığı raddeyi gösteriyor.
Bu zulüm, yarın, alet olanları da vurur...
tweet 1- Künyesinde, basıldığı matbaayı açıkça yazan bir gazete nasıl korsan sayılabilir ve matbaaya helikopterli, TOMA’lı polis baskını yapılabilir!
tweet 2- Korsan gazete iddiasıyla matbaa basan polis, aynı binadaki diğer gazetenin yazıişlerinde izinsiz ve hukuksuz arama yapıyor! Basın özgürlüğü!