Büyük şehirler dışındaki ilk Anadolu üniversitesi Erzurum’da kurulduğunda bunu sevinçle karşılayan Bediüzzaman, bu üniversiteye adeta kendi malıymış gibi sahip çıkmıştı.
1980 öncesi Van’da kurulan 100. Yıl Üniversitesi’ni de Nur camiası aynı duygularla sahiplenmiş; hatta Yeni Asya bu eğitim kurumunu rahmetli Ali Uçar’la yazarımız Mustafa Öztürkçü’nün birlikte hazırladığı bir yazı dizisine konu etmişti.
Ve bütün bu üniversitelerde Medresetüzzehra manasının hakim olması arzu edilmişti.
Ama bunun ön şartı, eğitim sistemini ve üniversiteleri cendere altında tutan Kemalist ideolojinin bertaraf edilmesiydi.
Bu durum, şimdi gündeme getirilen Van Zehra Üniversitesi için de geçerli.
Müfid Yüksel’in bu üniversiteyle ilgili olarak ifade ettiği dikkate değer itirazlar bize de tweet mesajlarıyla kayda geçirdiğimiz şu hususları derhatır ettirdi:
l Risale-i Nur devlet tekeline alınamayınca sıra Medresetüzzehra projesinin dejenere edilmesine mi geldi?!
l Kemalist şablonlar çerçevesinde gündeme getirilen bir projenin adı öyle konulsa da Bediüzzaman’ın Medresetüzzehra’sıyla hiçbir ilgisi yoktur.
l “Eğitim ve öğretim Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda yapılır” diyen darbe anayasası yürürlükte iken Medresetüzzehra kurulabilir mi?
l Bediüzzaman’ın özgür ve özgün Medresetüzzehra projesi asla ilke ve inkılapların cenderesine hapsedilemez ve Kemalizmin kıskacına alınamaz.
l Medresetüzzehra Risale-i Nur hizmetiyle sivil zeminde manen inşa edilmiş ve bütün insanlığa mal olmuştur. Onu hiç kimse dejenere edemez.
Eğer bu proje gündeme gelecekse, “patent hakkı” sahibi Bediüzzaman’ın adıyla, onun öngördüğü şekilde ve onun belirlediği parametrelere uygun olarak şekillendirilip hayata geçirilmesi gerekir.
Bu çerçevede müfredat programlarının Risale-i Nur’a göre belirlenmesi ve külliyatın ders kitabı olarak okutulması icab eder.
Bediüzzaman’sız, Risale-i Nur’suz ve Kemalist eğitim çarkına eklemlenmiş bir Zehra Üniversitesi asla düşünülemez.
Memleketi Hatay’da vefat eden yazarımız Meryem Tortuk’a Allah’tan rahmet, ailesine ve camiamıza sabır niyaz ediyorum. Mekânı Cennet olsun.
Meryem Tortuk geçen Şubat’ta dostlarına “Daha güzel bir yere gidiyorum. Hakkınızı helal edin” diye veda etmişti. Şimdi dediği o güzel yerde.
AKP sisteminde yargı CB’na bağlı. Ama daha yeni kutladıkları fethin Fatih’ini Rum mimarın davasında mahkûm eden kadı, Sultana bağlı değildi.