"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’dan Özgecan’lara

Kâzım GÜLEÇYÜZ
18 Şubat 2015, Çarşamba
Bediüzzaman, zorunlu ikamete tâbi tutulduğu yerlerden Emirdağ’da “Adliye Vekili ve Risale-i Nur’la alâkadar mahkemelerin hâkimleriyle bir hasbihaldir” başlıklı mektubunda “Efendiler, siz ne için sebepsiz benimle ve Risale-i Nur’la uğraşıyorsunuz?” diye sorup şöyle devam ediyordu:

“Ben ve Risale-i Nur sizinle değil mübazere, belki sizi düşünmek dahi vazifemizin haricindedir. Çünkü Risale-i Nur ve hakikî şakirtleri, elli sene sonra gelen nesl-i âtiye gayet büyük bir hizmet ve onları büyük bir vartadan ve millet ve vatanı büyük bir tehlikeden kurtarmaya çalışıyorlar. (...) Bir kısım nesl-i âtinin eline Risale-i Nur gibi bir hakikati verip dehşetli sukuttan kurtarmak en büyük bir vazife-i milliye ve vataniye bildiğimizden, bu zamanın insanlarını değil, o zamanın insanlarını düşünüyoruz.” (Emirdağ Lâhikası, s. 34)

Yine Said Nursî, 1950’lerde Eşref Edip’e verdiği mülâkatta şunları ifade ediyordu:

“Dünya büyük bir manevî buhran geçiriyor. Manevî temelleri sarsılan garp cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir taun felâketi gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sâri illete karşı İslam cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş,  tefessüh etmiş bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslam cemiyetinin terütaze iman esaslarıyla mı? Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum. İman kalesini küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için ben yalnız iman üzerine  mesaimi teksif etmiş bulunuyorum. (...) Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum...” (Tarihçe, s. 959-60)

Onun gündemi buydu: Çağın manevî tuzak ve tehlikelerinden nesilleri kurtarmak.

Ama onu anlamadılar, anlamak istemediler. Nesilleri kendi çarpık ideolojilerine göre şekillendirmeye çalıştılar, ama onu da yapamadılar. Vücuda getirdikleri manevî boşluğun içinde hem kendileri boğulup gittiler, hem de yeni nesilleri o girdaba ittiler.

Nice genç insanı hayatının baharında mahveden zehirli ideolojiler, terör ve anarşi belası, gayri ahlâkî sapma ve savrulmalar, kötü alışkanlıklar, neredeyse asırlık bir sürece yayılan birikimlerin acı neticeleri.

Ve Özgecan, kurbanların en sonuncusu.

tweet- Hata-Savab Cetveli için A. Aytimur ve S. Özdemir abiler “Üstaddan sonra abiler istişareyle koydu” diyor. Peki şimdi çıkarılmasının izahı ne?

Okunma Sayısı: 3470
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • kamil dağıstanlı

    18.2.2015 17:12:40

    Hata-Savab cetvelini istişare ile külliyata derc eden ağabeylerin hepsi şu anda ahirete intikal ettiler ya. Meydan S. Özdemir'e kaldı. O da kendisinin yayımladığı külliyatın orijinal kabul edilmesi için diyanetle işbirliği yapıyor. Zaten kendisi üstadın vefatından beri hiçbir zaman müsbet hareket kurallarına uymadı. Hatta bir ara silahlı kalkışma teorileri geliştirdi. Rahmetli Zübeyr Gündüzalp ağabey tarafından elemine edildi. Ne demiş atalarımız 'Can çıkmayınca huy çıkmaz'mış.

  • Nurettin Karagöz

    18.2.2015 16:40:36

    "Hata-Savab Cetveli için A. Aytimur ve S. Özdemir abiler “Üstaddan sonra abiler istişareyle koydu” diyor. Peki şimdi çıkarılmasının izahı ne?" Orijinalinde yok demişler.

  • ali vefalı

    18.2.2015 12:38:05

    Çok günahlar işleniyor. Din adına vahşi cinayetler yapılıyor. Bu günah ve cinayetlerinide savunacak çok sayıda yandaşı, propogandisti görevlendirip, milleti karanlık yollara sevkediyorlar. Bir demokratın dediği gibi çürüyen armutu dalda tutmaya çalışıyorlar. Çok daha büyük musibetleri şuursuzca çekiyorlar. Allah masumları korur inşallah.

  • HÜSEYİN İLHAN

    18.2.2015 08:39:39

    Hata-sevap cetveli kaç ağabeyin muvafakatı ile konuldu,çıkarıldığında ise kaçının muvafaktı vardı.Siyasi istismarcılara ve dini alet eden bedbaht ve dallalettekilere kanılıp yapılanları kabul etmiyoruz.Üstadımızında kabul etmeyeceğine milyarlar kere inanıyorum.

  • Sezai Mumcu

    18.2.2015 01:33:07

    Keske Risale-i Nur Külliyati'nin hacmi hic degistirilmeseydi ve sayfalarda da mütabakat saglansaydi! Artik maalesef tahrifatin kapilari acildi ve kontrol mekanizmasinin anahtari dolayli yolla Kemalizme teslim edildi.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı