"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Başkanlık mı, şeflik mi?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
18 Kasım 2016, Cuma
Erdoğan’ın halk oyu ile seçildikten beri ısrarla takipçisi olduğu başkanlık, cumhurbaşkanlığı adıyla “ete kemiğe büründü.”

AKP’nin MHP’ye sunduğu taslak metinde başbakanlık lağvedilerek yürütme doğrudan cumhurbaşkanına bağlanıyor.

Kabine milletvekillerinden değil, Meclis dışı isimlerden atamalarla oluşuyor.

Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı, rektörler ile HSYK, AYM, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin yarısı Cumhurbaşkanınca, yarısı da yine onun belirlediği iktidar partisi milletvekillerinin çoğunlukta olduğu Meclis tarafından tayin ediliyor.

Cumhurbaşkanına—nasıl olacaksa hak ve hürriyetler hariç—yürütme alanına giren konularda kararname çıkarma yetkisi veriliyor.

Cumhurbaşkanı seçiminin, Erdoğan’ın görev süresinin sona ereceği 2019’da yapılması, o vakte kadar, yeni sistemle getirilen bazı yetkilerin Erdoğan tarafından da kullanılabilmesi öngörülüyor. 

Halihazırda da yaptığı Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek ve ilaveten bakanları re’sen atayıp azledebilmek gibi.

Düzenleme ile, Erdoğan’a iki dönem daha ve 76 yaşına kadar cumhurbaşkanlığı koltuğunda kalma yolu açılıyor.

Tek yetkili ve seçici olarak...

Taslakta cumhurbaşkanına yönelik soruşturma ve yargılama mekanizması, mevcut anayasada da olan ve hele şu şartlarda gerçekleşmesi imkânsız ağır şartlara bağlanıyor.

Meclis ve yargı denetimini esasa bağlayacak bir düzenlemeden ise hiç söz edilmiyor.

İktidar cenahındaki “reisçi” kanadın “İki başlılığı ortadan kaldıracak, istikrar getirecek, ekonomiyi uçurup ülkenin gücüne güç katacak” iddialarıyla parlatıp pazarlamaya çalıştığı bu sistem, Türkiye’ye mevcut yapıda denetimsiz bir “tek adam” rejimini dayatıyor.

Devletin kilit noktalarındaki bütün atamaları tek başına yapma ve yaptırma yetkisine sahip, ama denetime kapalı bir “tek adam.

Bu sistemi savunanların örnek ve referans olarak birinci ve ikinci cumhurbaşkanlarını, yani şeflik sistemini göstermeleri manidar.

Böyle bir dayatmaya, herkesten önce, sistem hayata geçtiği takdirde kendisi iyice sıfırlanıp hükümsüz hale gelecek olan hükümetin itiraz etmesi gerekmez mi?

Evvelce de defaatle gündeme getirip ertelediği ezan yasağını yine ileriye atan İsrail, böylece diğer zulümlerini de gözlerden “saklıyor...”

“Otoriter” Asya ile “Demokratik” Avrupa nasıl buluşturulabilir? - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/otoriter-asya-ile-demokratik-avrupa-nasil-bulusturulabilir_415740 … @yeniasya aracılığıyla

Okunma Sayısı: 5143
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    18.11.2016 14:56:36

    (4) Dikta rejimi hevesiyle talebinin "dindar görünümlü" bir iktidar kadrosu ile "milliyetçi- mukaddesatcı" bir muhalefet partisi tarafından hem acil hem de ısrarla gelmesi fevkalade manidardır. Bu ittifakın ileri sürdüğü gerekçeler katiyen inandırıcı değil. Asrın hususiyetine, insan fıtratına, dünyanın gidişatına ters olduğu aşikâr. Peki o halde ısrar neden sualini sormamız icap etmez mi? Esas acaip ve ilginç olan da Yeni Asya gibi cesaretle demokrasi, hürriyet, adalet, şura ve şahsı maneviyi nazaran veren cemaat ve cemiyetlerin olmayışı. Bilhassa Nur cemaatlarının inanarak ders verdikleri hürriyet, adalet, şura,şahsı manevi gibi prensiplere adeta sırtını dönüp, inandıkları sağlam ve sarsılmaz değerlere zıt bir vaziyet almaları aklın, kalbin, vicdanın kabul edeceği şeyler değil. Yapılanlara alkış tutar gibi sessiz, teslimiyetci ve biatcı tavır onlara yakışmadığı gibi vizr ü vebale ortak olmak gibi mesul durumda bırakmıştır. Zira "sebep olan yapan gibidir" dersini onlardan aldık.

  • Özcan Erkiş

    18.11.2016 14:16:23

    (3)Miadını çoktan doldurmuş ve eskilerde kalmış bir sistemi, yeni ve tek çıkış yolu gibi takdim etmek Yeni Türkiye ve Yeni Anayasa mıdır? Daha demokrat olmayı bile becerememiş, demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla kamil manada hayata hâkim kılamamamışken, bütün milletin iradesini tek bir şahsın akıl ve cüz'i iradesine teslim,havale ve ipotek etmek insanın fıtratına zıt bir vaziyet almaktır. Tokatını da maksadın zıddıyla çok geçmeden yeriz. Zira fıtrata muhalif bir hareket ve fiilde muvaffak olunmaz. Hem insanlar medenî varlıklar olup, güdülecek koyun sürüsü değildir ki elinde " dikta sopası" ile sevk ve idare olsunlar. Biz "güdülmek" değil demokrasi,hürriyet,adalet,hukukun üstünlüğü,meşveret gibi güzelliklerin olduğu bir ülkede yaşamak ve bu prensiplerin hüküm ferma olduğu bir sistemle yönetilmek istiyoruz.

  • Fatıma

    18.11.2016 13:46:14

    Tek adamlık bizim dinimize ters bir uygulamadır. Çünkü bizim dinimiz istişare dinidir,karşılıklı fikir alışverişi yapılarak bir karara varılır. Efendimiz bile sahabilerle istişare ederdi her şeyi. Mütedeyyin iktidar Allah'ın adını kullanarak her türlü yanlış davranışı yaptınız. Allah elbette soracak bunun hesabını.

  • Fatıma

    18.11.2016 13:41:52

    Binlerce insan haksız hukuksuz yere işinden edildi,hapse atıldı. Ey din adamları kardeşlerim! şimdi konuşmazsanız ne zaman konuşacaksınız,ne zamana kadar susacaksınız? Ekranlarda her hafta boy gösteriyorsunuz tek bir kelime etmediniz şu hukuksuz işlerle ilgili. Yazık! siz de kaybettiniz. M.Akif gibi hakkı haykıracak bir yürek yok mu?(yeni asya'yı tenzih ediyorum.)

  • Özcan Erkiş

    18.11.2016 12:36:11

    (2)Koskoca bir ülkenin ve milletin sevk ve idaresini bir tek şahsın akıl ve cuz'i iradesine vermek, akıl kârı bir iş midir. Hem asrımız, "hürriyet, adalet, meşveret ve şahsı manevi!" deyip dururken. Mevcut Parlamenter sistemi demokrasi ile taçlandırmakla daha güçlü hale getirmek için gayret etmek gerekirken otoriter ve baskıcı bir dikta rejimi tesis etmeye çalışmak ülkeyi hür ve demokrat dünyadan tecrit etmek demektir. Bu yol çıkmaz sokaktır. Hem ülkemize hem millete iyilik zannıyla yapılan bir kötülüktür.

  • Özcan Erkiş

    18.11.2016 12:23:25

    (1) Isimlerin değişmesi hakikati değiştirmez, gereğince adı ister başkanlık ister şeflik olsun,kurulmak istenen DiKTA rejiminden başka bir şey olmayacaktır. Daha sistem kurulmadan ülkemizde yaşanan hukuksuz ve antidemokratik uygulamalar bunun en büyük delili ve referansı olup hariçte kanıt aramaya lüzum yoktur. AB hedefiyle yola çıkan bir siyasi parti ve kadronun, 14 yıllık iktidarının sonunda hem de tek başına işbaşında olmasına rağmen, bu "teklik" yetmemiş olacak ki şimdi dahası isteyerek bütünüyle ülkenin tek el tek irade tarafından yönetilmesini adeta millete dayatıyorlar. Referansları da dediğiniz gibi "manidar. " Ebedi şef ile mili şef,.Aslında gösterdikleri referansları bile müttefiklerini, projenin sahibi ile sırtlarını dayandıkları asıl gücü ele veriyor. Kendileri yalnızca taşeron konumunda. Millet zulüm sabahından önce uyanmalıdır. Yoksa ah vah etmek bir işe de yaramaz.

  • feminel acaip

    18.11.2016 10:32:34

    Bence sorun derinlerde... Günümüz Müslümanları(buna y.asya dışındaki nur cemaatleri de dahil) idarecinin çobanın koyunlarını idare ettiği gibi iadere etmesine elverişli zannediyor. Tek adamlığa yakıştırdığı kadar demokrasiyi Şeriat'a yakıştıramıyor. Bize yeniden birinci Said lazım. Bu görev Yeni Asya'nın cengaverlerine düşüyor.

  • mehmet ali

    18.11.2016 07:03:08

    Krallık bence...

  • Omer

    18.11.2016 04:43:09

    Roosevelt,1915 New York radiyosunda şunları söylüyor "ata türk, türk milletine öyle bir tokat attiki artık birdaha bellerin dogrultamaslar"şimdilerde ikinci tokat atıliyor,başkanlık mı şeflik mi göreceğiz fakat " bop " nin eş başkanı olmak istedigi kesin

  • servet

    18.11.2016 02:47:41

    Nasılsanız öyle idare edilirsiniz diyor ilahi hüküm.Biz bunu çoktan hak ettik.Küpün içinde ne varsa dışına o sızarmış.Faillere kızmamak lazım malum sıfatlarını sergiliyorlar.Allah nurunu tamamlayacaktır er yada geç.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı