"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Barış gazeteciliği ve Yeni Asya

Kâzım GÜLEÇYÜZ
15 Kasım 2015, Pazar 23:59
Hafta başında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesinin Malatya’da organize ettiği “barış gazeteciliği” konulu seminere katılarak, Yeni Asya’nın Suriye savaşına yaklaşımını anlattık.

İletişim hocalarıyla öğrencilerinin katıldığı seminerde çoğunluğu hanımların ve genç kızların oluşturmasını “barış gazeteciliğinin geleceği açısından ümit verici bir tablo” olarak yorumlayıp, gerekçesini kadın fıtratının en baskın özelliklerinden birinin şefkat olmasıyla açıkladık ve bundan dolayı Üstad Bediüzzaman’ın kadınlar için “şefkat kahramanları” dediğini aktardık.

Seminerdeki konuşmalarda ağırlıklı olarak ülkemizdeki Suriyelilerin durumu ve medyanın onlara bakışı üzerinde duruldu.

Biz de Suriyelilerin, vatanlarından, yurtlarından ayrılıp evlerini barklarını terk ederek başka diyarlara göçmek zorunda kalmasının bir “sonuç” olduğunu ve bu neticeyi doğuran sebeplerin çok iyi teşhis  ve tahlil edilmesi gerektiğini vurguladık.

Ardından, Suriye’deki olayların başladığı 2011 Mart’ından bugüne kadar yaşanan süreçte yazdıklarımızdan pasajlar aktararak Yeni Asya’nın duruşunu anlattık.

O yılın Mart ayının son haftasında Hutbe-i Şamiye’yi, 100. yılında, irad edildiği şehirde müzakere etmek için Risale-i Nur Enstitüsünce düzenlenen kongre vesilesiyle Şam’a gittiğimizi ve biz oradayken olayların yeni yeni başladığını ifade ettik.

Özetle: Barışçı protesto şeklinde başlayan olaylara rejimin çok sert mukabele edip tuzağa düştüğünü ve eylemlerin kısa  sürede silahlı direnişe dönüştüğünü; Türk hükümetinin de evvelce çok iyi ilişkiler içinde olduğu Suriye yönetimiyle köprüleri birden atarak silahlı muhalefete destek verdiğini ve başka faktörlerin de devreye girmesiyle durumun çığırından çıkıp bugünkü vahim hali netice verdiğini anlattık.

“Türkiye gerçekçi ve dengeli bir politika takip edip barışçı çözümden yana ağırlık koysaydı işler bu noktaya gelmeyebilir; iç savaşta bunca masum insanın can vermesi ve milyonlarca Suriyelinin de yersiz yurtsuz kalması belki önlenebilirdi” dedik.

Müsbet hareketin önemini vurguladık.

Vesile olan Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu’na tebrik ve teşekkürlerimizi iletiyoruz.

* Yazıişleri eski Müdürümüz Sabahaddin Aksakal, dünkü yazımızla ilgili takdirlerini iletirken, olup bitenlerde kadere fetva verdiren önemli sebepler arasında cemaat medyasının Kemalizme yönelik tavrı, 10 Kasım yayınları ve ilanları, banka reklamları ve özellikle bir kanadında tesettür ölçülerinden tamamen uzaklaşan görüntülere yer verilmesi gibi hususların da kayda geçirilmesi gereğini vurguladı. Samimî bir dost ikazı olarak bunları da ilave ve ifade etmiş olalım.

tweet 1- “Başörtülülerin olumlu imajı” lafını “Başı açıkların olumsuz imajı”na çevirmenin gereği yok, ama konu siyasallaşınca böyle alerjiler oluyor.

tweet 2- Başörtüsünü siyasî polemik konusu olmaktan çıkarıp toplumsal alanın doğallığına bırakalım ki, abuk tartışmalarla yine birbirimizi yemeyelim.

tweet 3- “Olumlu-olumsuz imaj” abukluğuyla eski yaraları kaşımak yerine tepkilerimizi kelepçe keyfîliğine odaklamamız çok daha isabetli olmaz mı?

*Bugün 14:00-16:00 arası TÜYAP Kitap Fuarında kitaplarımızı imzalayacağız inşaallah. Okurlarımızı bekliyoruz. Orada görüşmek üzere.

Okunma Sayısı: 4648
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bünyamin Gedik

    15.11.2015 18:57:55

    Başörtülüye de başı açığa da. Kadın a kelepçe takılmamalı. 28 Şubat'ta başörtülü bacılarımız, kızlarımız ın itilip kakıldığı , yerlerde sürüklendiğine büyük üzüntü ile şahit olmuştuk. O günlerde "başörtüsü füruattır" ve "başınızı açın" fetvası muazzam bir hatadır. Bugün başörtüsüne kelepçeyi konuşurken geçmişi görmezden gelemeyiz. Siyasi mülâhazalardan sarf-ı nazar ahkam- Kur'aniye ye intikal eden fedakar ve sebatkar Y. A. Mensubu bacılarımızın tavizsiz duruşunu hürmetle hatırlayalım.

  • Garib Doğu

    15.11.2015 10:48:57

    Hakkın hatırını değil,başka hatırları ön plana alanlar,bidalar ve tavizkâr tavırlarla hareket edenler eninde sonunda hüsrana uğramaya mahkumdurlar. Kuvvet hakta ve ihlastadır, Kimse başka yerlerde aramasın. Arayanlar ve hak ve ihlasın dışında başka kuvvetlere dayananlar,bu dünyada dahi cezasını göreceklerdir.Tarih bunu misallarıyla doludur.Müslüman, hakta ve ihlasta kuvveti arar,olduğu gibi görünür,asla takiyye yapmaz,içi dışı bir,kararlı, zulümden uzak,her hal -ü kârda hakkı savunur,Peygamberlerin,sahabelerin ve salihlerin yolundan gider.Günümüz müslümanları islami ahlakı yaşama,imanın kemalatını fiilen gösterme noktasında hakikaten sorunludurlar. Bu ahlakı yaşamaktan,hayata fiilen geçirmekten oldukça uzaktırlar. Cihad-ı ekberi ön plan alıp,çok derin bir nefis muhasebesi yapmaları lazım ve elzem hale gelmiş...Küfrün çürük direkleri islam kalesini tutamaz diyor,asırların masnevi tabibi,manevi mimari. Hakikaten sağlam direklere şiddetle ihtiyaç var vesselam...

  • Hüseyin İLHAN

    15.11.2015 07:46:27

    HAK nedir,HAKSIZLIK nedir.RİSALEİ NUR bu hususta biz inananların duruşuna CİDDİ ve NET lik kazandırıyor.Eğer siyasetin tarafgirliğine dalarsanız(tabir-i caizse bataklığa dalmış oluyorsunuz)Üstadımızın lahikalarda verdiği içtimai ders ve ikazlarıyla bu hata ve günahlardan muhafaza oluyoruz inşaallah.Lakin dün meth-ü senada mangalda kül bırakmayanların şimdi de İNFAZ da ön safta olmaları kadar tezat,tenakuz ve ifratın olduğu anı yaşıyoruz.Hele hele HAK konusunda 'EKMEKSİZ YAŞARIN,HÜRRİYETSİZ,asla diyen aiz üstadın yolundan gittiğini söyleyenler aklınızı başınıza devşirin.O takılan kelepçeye destek olmak sizleri hem dünya hemde ahirette heder eder.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı