Darbecilerle mücadele iddiasıyla başlatılıp bir yere kadar arkasında kararlılıkla duruluyor görüntüsü verilen, ama sonra ânî bir manevra ile tersine çevrilen Ergenekon ve Balyoz operasyonlarının bu hale gelmesinde, iktidar cenahınca son aşamada seslendirilen “Millî orduya kumpas kuruldu” mesajı adeta bir “kilometre taşı” olmuştu.
Üç buçuk yılı aşkındır devam eden ve 15 Temmuz sonrasında OHAL’le daha da şiddetlendirilen süreçte ise kumpasın adalet ve yargıyı hedef aldığı görülüyor.
Yargıyı “f.ö”den temizleme gerekçesiyle gerçekleştirilen tasfiye operasyonlarında, yargı bağımsızlığı ve hakim teminatı başta olmak üzere bütün yerleşik kurallar yerle bir edildi. Yüksek mahkeme üyeleri bile terörist muamelesine tâbi tutularak son derece aşağılayıcı ve insanlık dışı yöntemlerle gözaltına alındı, tutuklandı, aylardır hücrelerde tutuluyor.
İçlerinde durumu çok ağır olan hastalar dahi tahliye edilmeyip süründürülüyor.
Yaşadığımız süreçte yargının darbe dönemlerinde dahi görülmemiş baskılara hedef olduğunun acı örnekleri hemen her gün yaşanıyor. Binlerce hakim ve savcı açığa alındı, ihraç edildi, tutuklandı. Ve bu tasfiyeler hâlâ devam ediyor.
Kendi meslektaşları hakkında tutuklama kararı veren hakimler de tutuklanıyor.
Hoşa gitmeyen tahliye kararları üzerine kıyamet koparılıyor; hemen bu kararları iptal edip hükümsüz kılan gözaltı, yakalama ve tutuklama kararları çıkartılıyor; tahliyeye hükmedenler de açığa alınarak haklarında inceleme başlatılıyor.
Soruşturma ve yargılama süreçlerinde hukukun en temel ilkeleri göz göre göre ihlal ediliyor; ayaklar altında çiğneniyor.
Delilsiz ve keyfî tutuklamalar uzatıldıkça uzatılarak yargısız infaza dönüştürülüyor; neyle suçlandıklarını dahi bilmeden tutuklanan insanlar iddianameleri hazırlanmadan ve mahkemeye çıkarılmadan aylarca zindanlarda bekletiliyor.
Diğer hak ve hürriyetleri gibi âdil yargılanma ve savunma hakları da gasp edilen insanların hak arama yolları kapatılıyor.
Bu hukuk enkazının “Asıl kumpas adalete” sözünden başka bir yorumu var mı?
***
Isparta’daki Bediüzzaman mevlidinde bir kez daha okurlarımızla buluştuk. Organizasyona emeği geçen ve katılan herkese teşekkürler ve tebrikler.
Allah, haksız tutuklulukları hâlâ süren Nur’a ve diğer masumlara sabır ve dayanma gücü, onlara bu zulmü yapanlara da insaf versin.
Nur’un Gergerlioğlu ile söyleşisi-1: 15 Temmuz’la canlanan ümitler OHAL’le söndü - http://www.yeniasya.com.tr/roportaj/15-temmuz-la-canlanan-umitler-ohal-le-sondu_413710