"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Artık yeter!

Kâzım GÜLEÇYÜZ
28 Eylül 2017, Perşembe
15 Temmuz darbecileriyle hesaplaşma gerekçesiyle başlatılan sürecin 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL’de tam bir hukuksuz tasfiye ve kıyım furyasına dönüştüğünü çok acı ve yürek yakıcı örnekleriyle görüyor ve yaşıyoruz.

Daha ilk günden itibaren yaptığımız “Darbeyle mücadele hukuk içinde olmalı; kurunun yanında yaş da yanmamalı” çağrılarında maalesef yalnız kaldık. Hattâ hücumlara uğradık.

Ama süreç ilerleyip yapılanların yaktığı canlar artınca, hattâ işin ucu iktidarla içli dışlı olanlara bile dokunmaya başlayınca, o cenahtan da şikâyet ve feryatlar yükselmeye başladı.

Darbecilerle mücadele denilip, darbeyle de, terörle de hiçbir ilgisi bulunmayan masum insanların yaygınlaşan mağduriyetlerine uzunca bir süre seyirci, suskun, hattâ alkışçı bir tavır sergileyenler dahi “Bu işte bir yanlış var, bu gidişat hiç iyi değil” deme noktasına geldiler.

On binlerce kişi hakkındaki delilsiz ve keyfî tutuklama kararları, yine “Deliller toplanmadı” gerekçesiyle habire uzatılırken, cezaevlerinde şüpheli ölüm ve tabutta tahliyelerin peş peşe gelmesi işi çok daha vahim boyutlara taşıdı.

İktidarın ve özellikle Adalet Bakanıyla bürokratlarının ve HSK’nın bu konudaki duyarsızlığı, olup bitenlere hukuk freni koyması gereken yüksek yargı organlarının tam tersine hukuksuzluklara arka çıkan yaklaşımlarıyla iyice zirve yaptı. Ve mağduriyetler arttıkça arttı.

Bu hengâmede, gözaltı, tutuklama ve ihraçlarda uygulanan hukuk dışı kriterlerin ıskartaya çıkması üzerine icad edilen Bylock’un da tek başına bir delil olamayacağı, uzman hukukçular tarafından belirtilmesine rağmen, Yargıtay 16. Ceza Dairesi ile AYM’nin bu noktada son derece tartışmalı kararlara imza atmaları inanılmaz skandallar olarak tarihe geçti.

16. Daire kararına karşı yapılan temyiz itirazının Ceza Genel Kurulunca reddi ve bu kararın açıklanmadan önce Adalet Bakanınca deklare edilmesi bu skandalların tuzu biberi oldu.

Böyle iç karartıcı bir tabloda yegâne tesellî, “gıdım gıdım” da olsa tahliye kararlarının çıkmaya başlaması. Ağır hasta Doç. Dr. Turan Özcerit ile Mediha Olgun ve Kadri Gürsel gibi isimlerin tahliyesi, bunların son örneklerinden.

Dileyelim ki, bunlar münferit olarak kalmaz.

Ve aylardan beri devam eden, hattâ epeyce bir kısmı artık bir seneyi de aşan uzun ve haksız tutukluluk hallerine artık bir nihayet verilir.

***

- Bakan Nihat Zeybekci’nin sözleri, OHAL’i görünüşte kaldırıp uygulamada farklı bir ad ve formülle devam ettirme hesabı yapıldığının habercisi.

- Zeybekci formülüne göre, Meclis bypass edilerek uygulanan hukuksuz KHK düzeni Adalet ve İçişleri Bakanlıklarıyla sürdürülecek, öyle mi?!!

- Hukuksuz OHAL düzenini farklı ad altında sürdürme inadı zulüm ve mağduriyetleri artırmaktan başka sonuç vermez ve bedeli çok daha ağır olur.

Okunma Sayısı: 14067
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hasan

    28.9.2017 16:27:33

    Zulüm artarak sona erecek anlaşıldı.

  • Melis

    28.9.2017 16:21:35

    Bir yıl oldu hayatlardan çalınan tam 365 gün 4 mevsim 8766 saat sevdiklerimizden ayrı yawrularımız baba sıcaklığını koklamayalı ...Rabbim iyiki senin adaletin var bekliyoruz sabırla senin ADALETİNİ

  • Abdullah Çelik

    28.9.2017 13:56:56

    Ne zaman ki yer müdhiş bir sarsıntıyla sarsılır. • Ve yeryüzü bütün ağırlıklarını dışarı çıkarır. • Ve insan ‘Ne oluyor buna?’ der. • O gün yeryüzü, üzerinde herkesin ne iş yaptığını haber verir. • Çünkü Rabbin ona konuşmasını emretmiştir.” (Zilzal Suresi: 1-5.)

  • Abdullah Çelik

    28.9.2017 13:54:15

    O gün, dilleri, elleri ve ayakları yaptıkları şeylere aleyhlerinde şâhidlik edecekler (ve işledikleri cürümler meydana çıkacak, inkâr etme imkânı olmayacaktır.) Nur Suresi

  • Ali Tam

    28.9.2017 12:15:11

    gazetecilerin sucu türkiye sinirlari icinde yasamak, zira türkiye sinirlarinin bir milimetre disinda türkiye nin hükmü sifir. icerde vanayi kapatir disarda bir musluk acamaz

  • Hakkı

    28.9.2017 11:54:14

    Inşallah sesinizi duyacak doğru dürüst insan evlatları olur.....

  • sevim

    28.9.2017 11:27:53

    kazım bey geçecek mi bu günler.bu kin bu nefret nedir.cumhurbaşkanı adalet bakanı beni bizi hayatlarımızı zindana attığınız yüzbinleri tanıyormusunuz da bu zulmü yapıyorsunuz.o hain fetöcüler dedikleriniz, çok yakından tanıdıklarınızı getirin yargılayın.eğer hain fetöcü diye bizi kastediyorsanız ki bu zulm bunu gösteriyor inanın iki elim iki dünyadada yakanızda allah sorsun en kısa zamanda yaptıklarınızın hesabını

  • Gündüz Alp

    28.9.2017 10:06:35

    "Sözün bittiği noktayı" çoktan geçtik bile Dahilde hamasi nutukların hariçte restlerin çekildiği politikalarla gelinen nokta hepimizin malumu. Tutarsız, çelişkili, bol U dönüşlü, zikzaklı, külhanbeyli ağzıyla izlenen harici diplomasi sayesinde dost ve müttefikler düşman haline getirildi. Şimdi de devlet başkanı muamelesi yaptıkları bir şahsın referandum yapması karşısında "yanılmışız!" diyorlar. Bu kaçıncı yanılma Allah aşkına. Bu kadar çok yanılmanın sebebi nedir ki peş peşe yanılıyorlar? "Aşkın gözü kördür" derler. Bir de "gayri meşru muhabbetin neticesi merhametsiz adavettir" diye bir hakikat vardır. Yüzlerce"bir..bir"lere rağmen, ittifak ve ittihadı beceremeyenlerin kaderi iftirak olsa gerektir. ABD, AB, Birleşik Krallık (UK), Şanghay Beşlisi ve benzeri farklı ülkelerin dost ve müttefik oldukları bir dünyada, ehl-i tevhid olan Müslümanların ittihadı becerememesi ne hazin ve ne acıdır. Vâ esefâ!

  • Ahmet

    28.9.2017 09:21:18

    Merhaba Kazım Bey;öncelikle mazlumların mağduriyetlerini dile getirdiğiniz için ALLAH Sizlerden RAZI Olsun.Saygılar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı