Arkadaşımız Melih Tekin’in bugün çıkan haberine göre, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç bir özel sohbette gazetemize “Hükümetimiz onlara bir değil, on adım attı. Ancak hiçbiri karşılık bulmadı. İçimizde o camiadan gelen kıymetli arkadaşlarımız da var. Yeni Asya hep bu kadar dik başlı olmak zorunda mı?” gibi ifadelerle serzenişte bulunmuş.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir AKP milletvekilinin anlattığına göre, Arınç Yeni Asya’nın ilkeli duruşuna saygı duyduğunu söylemiş, ama iktidara yönelik yayın politikasından rahatsız olduğunu dile getirmiş.
Hükümet Sözcüsü, “Bu gazete ve camiasının paralel yapının yanında durmasına gönlüm razı olmuyor. Kendileri de bir dönem paralel yapının hedefindeydi” de demiş.
Aynı vekile göre, sohbette Risale-i Nur’un devlet tekeline alınarak tahrifi gibi bir durumun yaşanmayacağı, bu adımların ‘paralel yapı’ya karşı atıldığı, bu minvaldeki uygulamaların geçiçi olduğu, Yeni Asya’nın ya da Bediüzzaman’ın hedef alınmadığı sözleri de Arınç’tan sâdır olan beyanlar arasındaymış.
Bu sözleri tek tek ele alacak olursak:
Evvelâ hükümet bize hangi on adımı atmış da karşılık görmemiş? Bu bir. İkincisi iktidar-medya ilişkisinin böyle bir temele bina edilmesi prensip olarak doğru mu? Bu tür bir ilişki medya bağımsızlığı ile örtüşür mü?
Yeni Asya başından beri, Arınç’ın da saygı duyduğunu ifade ettiği “ilkeli duruş” çerçevesinde iktidar politikalarından olumlu bulduklarına destek verdi, yanlış gördüklerini ise seviyeli ve yapıcı bir üslupla eleştirdi.
Dik duruşun dikbaşlılıkla ne alâkası var? Kayıtsız şartsız biat etmemiz mi isteniyor?
Ve iktidarın hukuk ve demokrasiyi zorlayan yanlışlarına karşı çıkan Yeni Asya, son dönemde bütün olumsuzlukların sorumlusu olarak gösterilen—her ne kast ediliyorsa—“paralel yapı”nın da hiçbir zamanda yanında olmadı.
Yeni Asya’nın “paralelle mücadele” adı altında yapılan haksızlıklara karşı duruşu ile, Arınç’ın da vicdanına kulak verdiği zamanlarda seslendirdiği itirazlar örtüşmüyor mu?
Eğer bandrol ve devlet tekelinde asıl hedef “paralel” ise, risale neşri engellenen ilk yayınevi niye Yeni Asya oldu? Ve Kültür Bakanı ısrarla sürecin dışında tutup çağrı ve ikazlarına da kulak vermediği Yeni Asya’yı niçin “kara propaganda” yapmakla suçladı?
* Bugün, seminer vermemizin engellendiği Kocaeli Kitap Fuarında, imza için okuyucularımızla buluşacağız inşaallah. Orada görüşmek üzere.