16 Nisan referandumu sonrasında ortaya çıkan tablo, “Evet mi, hayır mı?” eksenli tartışmaların ötesinde, siyasette yeni bir dönemin açılmakta olduğunun işaretini veriyor.
Görünen o ki, 15 yılı doldurmak üzere olan AKP iktidarının, ilk sinyallerini 7 Haziran seçimleriyle veren iniş trendi, 16 Nisan’da yeniden ivme ve hız kazandı.
16 Nisan, 7 Haziran’ın devamı.
Araya giren ve korku faktörünün gölgesinde gerçekleştirilen 1 Kasım seçiminde saptırılan seçmen iradesi, 16 Nisan’da yeniden normal mecrasına dönüyor.
Gerçi bu defa da OHAL rejiminin her yere hakim kıldığı bir korku atmosferi vardı.
Ancak haksız ihraç, kıyım, tasfiye, gözaltı ve tutuklama dalgalarının toplumda meydana getirdiği “Bıçak kemiğe dayandı” hissi AKP’nin oy tabanını aşındırdı.
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere senelerdir AKP’nin “kale”si olarak görülen büyük şehirlerde hayır’lar ağır bastı.
Genel sonuçlar YSK manipülasyonu ile karartılıp saptırıldıysa da, içte ve dışta hakim kanaat AKP’nin kaybettiği yönünde.
Zoraki pompalanmaya çalışılan “zafer” havasının tutmaması, partideki moralsizlik ve hayli zamandır alttan alta süren iç kavganın şiddetlenmesi, inişin hızlanarak devam edeceğini haber veriyor.
Böyle bir ortamda “alternatif arayışı”nın çok konuşulmaya başlanması da işin tabiatına uygun ve beklenen bir sonuç.
AKP iktidarı boyunca ihtiyaç hissedilen, ama ortaya çıkıp güçlenmesine fırsat verilmeyen bu alternatifin siyasetteki yerini alması artık daha fazla ertelenemez.
Burada referandum sürecinde “hayır” için yoğun gayret sarf etmiş olan siyaset aktörlerinin bir araya gelip güçlerini birleştirmeleri, kamuoyuna ortak bir fotoğraf vermeleri ve ellerini taşın altına koyup, toplumun yıllardır beklediği alternatif oluşuma katkı sağlamaları gerekiyor.
Meselâ Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Oğan, Ertuğrul Günay, Gültekin Uysal... gibi isimlerin Demokrat Parti gibi bir çatı altında toplanmaları siyasete nefes aldırır ve topluma yeni bir ufuk açar.
Bu bütünleşme şahsî his ve hesaplara dayalı yaklaşımlara kurban edilmemeli.
***
@ErtugrulGunay AY oylamasının kesin sonucu şu: Türkiye’de hukuk hakkı, siyaset halkı koruyamıyor. “Şimdi yeni şeyler söylemek lazım!” MCRumi
Nur’un mağdur haberlerinden biri: ‘Sivil ölüme mahkûm edildik’ - http://www.yeniasya.com.tr/gundem/khk-magduru-sivil-olume-mahkum-edildik_411638