Alevilikle ilgili projenin gündeme gelmesi o cenahta özellikle cemevlerinin statüsü, nerelerin cemevi sayılacağı, kimlerin Alevi dedesi olarak kabul edileceği, dedeliğin resmiyete bağlanıp bağlanamayacağı gibi konularda zaten devam etmekte olan tartışmaları daha da hararetlendirdi.
Milliyet’ten Serpil Çevikcan’ın yazdığına göre bu konularda evvelâ standartlar belirleyip tartışmanın mevcut Alevi dernekleriyle federasyonları üzerinden yürümesinin önüne geçmek için geçici bir kurul oluşturulacak.
İçişleri ve Kültür Turizm Bakanlıkların bünyesindeki masa ve alt birim temsilcileriyle uzmanlar ve Alevi temsilcilerinden oluşacak bu kurul bir anlamda “sertifikasyon kurulu” niteliğinde olacakmış.
Bu kurul bilhassa cemevi ve dede gibi ihtilaflı konularda ortak bir görüş belirledikten sonra lağvedilecekmiş. İkinci bir adım olarak da dernek, vakıf, federasyonlar üzerinden yapılan tartışmalar, Başbakanlık genelgesiyle kurulacak bir kurul çatısı altında yürütülecekmiş (26.3.16).
İki aşamalı bir plan söz konusu.
İlk etapta dernek, vakıf ve federasyonlara bypass yapılıp, tensip buyurulacak “Alevi temsilcileri” ile bürokratlar bir araya getirilecek ve sıkıntılı konulardaki tarifler bu kurul marifetiyle yaptırılacak.
İkinci adımda bu sertifikasyon kurulundan çıkacak sonuçlar, dernek, vakıf, federasyon mensuplarına dikte edilecek.
Böylece Alevi toplumu devlet eliyle dizayn edilmiş, cemevleri de “illegal örgütlerin lojistik merkezi olmaktan çıkarma” gerekçesiyle zaptu rapt altına alınmış olacak. Ve bu operasyon, gerçek bir reform için kaldırılması kaçınılmaz bir şart olan tekke ve zaviyeler kanununa hiç dokunulmadan gerçekleştirilecek.
Cemevleri niye ortaya çıktı? Asırlardır devam eden Alevi dergâhlarının kapısına devrim kanunuyla kilit vurulduğu için.
O dergâhlar ki camilerle iç içe hizmet veriyordu. Örneği Hacı Bektaş Dergâhı.
Bu köklü yapıya devrim darbesi vurulunca şimdiki sıkıntılı tablo ortaya çıktı.
Ve kendi ürettiği olumsuzlukları bahane ederek hakimiyetini sürdürme hesabı yapan Kemalist sistem, bunu da Sünni dindarların iktidarıyla hayata geçiriyor.
Tarih bu günleri “Dalkavukluğun sempozyum formatına büründürüldüğü bir dönem” olarak da kayda geçirecek. Allah encamımızı hayreylesin...