"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AKP ve AB

Kâzım GÜLEÇYÜZ
18 Aralık 2015, Cuma
AKP, iktidarının ilk iki yılında askerî vesayeti geriletmek için, anayasal altyapısı 2002 öncesi 28 Şubat hükümeti döneminde AB’nin ısrarlı takibiyle hazırlanan “MGK’nın sivilleştirilmesi” gibi reformları tamamlayan bazı adımlar attı.

Ama bir taraftan bunu yaparken, diğer taraftan AB ve demokratikleşme karşıtı malûm kafayla uzlaşma mesajları da verdi.

Meselâ 2004 Ocak’ında verilen Genelkurmay brifinginde askerin “AB reformları yavaşlatılsın ve askıya alınsın” talebi Başbakan Erdoğan’dan olumlu karşılık buldu.

Keza YÖK Başkanı Gürüz’ün bazı rektörlerle Kara Kuvvetleri Komutanını ziyaret ederek ondan telkin ve tavsiye almasına AB’den gelen eleştiri, AKP’nin “İç işlerimize karışamazsınız” tepkisine hedef oldu.

Bindiği dalı kesmekten farksız bu tavırlar AKP’nin devlet ve statüko ile bütünleşmeye ne kadar teşne olduğunun daha o günlerde su yüzüne çıkan ilk işaretleriydi.

Ve bu durum, üçüncü iktidar döneminin özellikle ikinci yarısında iyice belirginleşti.

AKP iktidarı son dönemde, ilk zamanlar sivilleştirmekle övündüğü MGK’yı öne çıkarıp referans göstererek ve Millî Güvenlik Siyaset Belgesine dayanarak yapılan tasfiye ve cadı avı operasyonlarını hararetle savunup sahiplenme konumuna savruldu.

AB reformları sayesinde bir ölçüde kısmen geriletilmiş gibi görünen askerî vesayetin yerine istihbaratçı-danışman ekiplerle iş gören Saray vesayetini ikame etti. 

“Yargı vesayetini bitiyorum” diye yola çıktı; HSYK’ya getirdiği yeni düzenle yargıyı siyasî iktidarın vesayetine bağlarken, kilit ve kritik noktaları Kemalistlerle paylaştı.

Kendisine bağımlı bir medya yapılanması oluştururken, kayyım darbeleri, gasplar, baskınlar ve tutuklamalarla muhalif medyayı sindirme, susturma, tasfiye etme ve ele geçirme operasyonlarına hız verdi.

Her alanda “Ya benimlesin ya da düşmanımsın” anlayışına dayalı bir ötekileştirme ve kutuplaştırma siyaseti takip etti.

Bu noktaya gelişte, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde AB vizyonuna karşı iktidarların Türkiye’yi dışlayan tavırları da etkili oldu. Ama görünen o ki, artık bu tavır terk ediliyor ve Brüksel, Ankara’yı yeniden kriterleri çerçevesinde yakın takibe alıyor.

AB ile yeni sayfa açılırken Ankara rüzgârları daha da sertleşiyor. Soruşturmalar, baskınlar, kitap toplatmalar... Süreç böyle mi yürüyecek?

Okunma Sayısı: 2234
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı