Demokrasi ve millî iradeyi sadece kendisine verilen oylarla tanımlayan ve muhalefeti “şer ittifakı” olarak niteleyen anlayışın, erkene çekilmezse 2019’da yapılacak olan “başkanlık” seçiminde de daha ısrarlı vurgularla sürdürüleceği şimdiden deklare edildi.
“Bize oy verecekler yerli ve millîdir, oy vermeyeceklerin ipi başka mahfillerin elindedir” söylemiyle bunun startı verildi.
Özellikle son yıllardaki bütün seçimlerde ve 16 Nisan referandum sürecinde iktidar cenahı hep bu mantığı sergiledi.
Tercihi “hayır” olanlar için “Teröristlerle aynı safta yer aldılar” ithamı seslendirildi.
“Ya bendensin ya düşmanımsın” anlamına gelen mesajlar ekseninde ayrıştırıcı ve kutup- laştırıcı bir siyaset takip edildi.
Bu siyaset “Yedi düvele karşı yeni bir istiklâl savaşı veriyoruz” gibi argümanlarla “güçlendirilme”ye çalışılırken, eleştirel duruşu ve muhalefeti “ihanet”le suçlamanın da altyapısı oluşturulmuş oldu.
Daha ötesinde “ümmetin lideri, mazlumların ümidi” olarak nitelenen Erdoğan’a ve partisine destek vermeyi “Müslümanlığın alâmeti ve gereği” olarak gören ve gösteren bir tavır ortaya konuldu.
Böylece vaktiyle merhum Erbakan’ın seçimleri Müslüman sayımı olarak gören, partisine oy vermeyenleri “patates dini”nden olmakla suçlayan anlayışının şimdi de devam ettiği gösterilmiş oldu.
İşin enteresan ve ibretli tarafı, bu ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı ve dışlayıcı tavır, siyaseten muhalif kesimlerin ötesine taşırılarak, başından beri bu yollarda beraber yürüyüp yağan yağmurda beraber ıslandıkları, ama bir yerden sonra tasfiye ettikleri kurucu kadrolara da uzandı.
16 yıllık iktidar serencamında cumhurbaşkanlığı, Meclis başkanlığı, başbakan yardımcılığı ve bakanlık yapmış isimler bile hedefe konularak topa tutulur oldu.
Bunca olup biten anormalliklere yıllarca sessiz kaldıktan sonra, son KHK için yine nahif bir tavırla seslendirilen ihtiyatlı ve çekingen bir eleştiri dahi Sarayın gazabını ateşlemeye yetti ve partide içten içe devam eden kaynamayı kızıştırıverdi.
Evet, doludizgin tek adam rejimine gidilen süreçte devrim yine evlâtlarını yiyor.
***
- Ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı ve bölücü siyasetlere “hayır” diyenler, kendilerine yöneltilen “ipi başka mahfillerde olanlar” iftirasını reddediyor ve çıktığı adrese aynen iade ediyorlar. Siyasî tercihlerimiz farklı olabilir, ama hepimiz aynı ülkede yaşıyoruz ve bu ülke hepimizin...
- OHAL’in tekrar uzatılacağı kararı ve Ufuk Uras’ın uyarıları - http://www.yeniasya.com.tr/video/ohal-in-tekrar-uzatilacagi-karari-ve-ufuk-uras-in-uyarilari_450716