"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AKP’deki vicdan sahipleri nerede?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
18 Mart 2016, Cuma
Erdoğan’ın Saraya çıkmasından sonraki süreçte yaşanan gelişmeler, uygulamalar, operasyonlar, artan hukuk ihlalleri, tavır alışlar, iktidar çevresi ve tabanı dışındaki kesimlerde zaten var olan dışlanmışlık duygusu ve tedirginliği daha ileri boyutlara taşırken, AKP cenahında bile ayrışmaya yol açtı.

Bir tarafta Erdoğan ve Saray ekibi; diğer tarafta arada kalmanın iyice bunalttığı Davutoğlu ve hükümet; üçüncü bir tarafta da düne kadar iktidarın çekirdek kadrosunda iken sonradan dışlanan Gül ve ona yakın duran kimi eski kurmaylar.

Dördüncü bir kategoride ise AKP’nin kurucu kadrolarında yer alıp bazıları bakanlık ve milletvekilliği görevlerinde bulunduktan sonra yollarını ayıran Ali Coşkun, Abdüllatif Şener ve Nevzat Yalçıntaş gibi dönemlerinin “ağır top”ları yer alıyor.

Farklı siyasî çizgilerden AKP’ye gelip bilâhare dışlanan Ertuğrul Yalçınbayır, Yaşar Yakış, Ertuğrul Günay ve Hüseyin Çelik gibi isimler de bir başka kesim.

Konjonktürel taktik hesaplarıyla geçici olarak vitrine konulup, işi bitince “harcanan”lar ayrı; ama tâ Millî Görüş günlerinden itibaren beraber olup AKP’nin de kurucu çekirdek kadrosunda yer alanların dahi bu kervana dahil olması ilginç.

Bunlar, dışlanıp kenara itildikten sonra iktidara ve bilhassa Saraya yönelik sitem ve eleştirilerini giderek artan dozda seslendiriyor, yanlışlara tepki gösteriyorlar.

Ama artık gidişatı etkileme güçleri kalmadığı için bunlar fazla kaale alınmıyor.

Buna mukabil gerek hükümette, gerek Meclis grubunda, Saray çıkışlı dayatma ve zorlamalara karşı bazı itirazların şimdilik mırıldanma düzeyinde tutuk ve çekingen de olsa dile getirildiği görülüyor.

“Reis”le arayı bozup hedefe konulma kaygısı, bunların daha cesur çıkışlarla ve yüksek sesle ifadesini frenliyor; ama bir taraftan da “vicdanın sesi” zorluyor.

İlânihaye taşınması zor bir ikilem bu.

Keşke AKP’nin 14. yılına giren iktidar yolculuğunun farklı aşamalarında partiye emek verip yolunu ayıran eskilerle halen içeride devam edenlerden vicdanını biata kurban etmeyenler ortak ses verip vahim gidişata fren koyabilseler...

Zaten ciddî eksikleri olan demokrasi ve özgürlükler, terörle mücadele gerekçesiyle iyice daraltılırsa, teröre daha da azma fırsatı verilir.

Okunma Sayısı: 4646
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • said

    19.3.2016 16:41:21

    Bu mes'elenin sırr-ı hikmeti budur ki: Âlem-i insaniyette ve İslâmiyette üç muazzam mes'ele olan iman ve şeriat ve hayattır. İçlerinde en muazzamı iman hakikatları olduğundan bu hakaik-i imaniye-i Kur'aniye başka cereyanlara, başka kuvvetlere tâbi' ve âlet edilmemek ve elmas gibi o Kur'an'ın hakikatları, dini dünyaya satan veya âlet eden adamların nazarında cam parçalarına indirmemek ve en kudsî ve en büyük vazife olan imanı kurtarmak hizmetini tam yerine getirmek için, Risale-i Nur'un has ve sadık talebeleri, gayet şiddet ve nefretle siyasetten kaçıyorlar. Kastamonu - 145

  • Hüseyin .ŞAHİN

    18.3.2016 22:38:14

    VİCDAN, Bakanlığı veye milletvekilliğini kaybedince ancsk ortaya çıkabiliyor onlarda.....

  • demokrat

    18.3.2016 11:01:48

    vicdan mı?o da ne?menfaatin olduğu yerde vicdan olur mu sayın yazar.lütfen yani....

  • Osman Yıldırım

    18.3.2016 09:45:48

    AKP lilerde vicdan, izan ne gezer onlar hem akıllarını hem vicdanlarini saraydakinin cebine koymuş o ne derse ona göre hareket etmekteler. şu anda hiç bir şey olması gerektiği gibi değil, her şey sarayda oturanin iki dudağı arasında dugumlenmis durumda o oturun derse oturuyorlar kalkin derse kalkıyorlar.yani meclis meclis gibi değil, hükümet hükümet gibi değil, Allah bu ülkenin yardımcısı olsun.

  • R.Kalyoncu

    18.3.2016 09:39:02

    Sayın Güleçyüz, Siyasetin piri, merhum S. Demirel'in deyimiyle “siyaset çok su götürür”. Hizmet aracı olması gereken siyaset, günümüzde maalesef menfaat, makam-mevki edinme aracı haline gelmiştir. Sizler, hemen her gün siyasete dair kafa yorana kadar; himmetinizi, Müslümanların ve özelde Nurcuların birlik ve beraberliği üzerine hasretseniz daha doğru olmaz mı? İsim vererek iktidar partisi mensuplarına yol göstermeye çalışıyorsunuz. İyi de.. Şimdi bir AKP’li kalkar; “Ey Nurcular! Bize akıl vermeyi bırakın da, Üstadınızın ikazlarına kulak verin! Böyle param parça halinizle, içinizdeki kavgalarla dünyaya nizamat vermeye çalışmanız pek de tesirli olmuyor” söylerse, ona ne cevap vereceğiz. Hem siyaseti düzeltmek bizim işimiz midir? Merhum Ziya Paşa’nın; “Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât, Bin türlü teseyyüp (eksiklik) bulunur hânelerinde” sözünü unutmamalı..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı