"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AKP’deki tasfiyeler ve farklı mesajlar

Kâzım GÜLEÇYÜZ
06 Aralık 2016, Salı
Yakın zamanlara kadar AKP yönetiminde ve hükümette önemli görevler üstlenmişken gelinen noktada devredışı kalan birçok isim var.

En başta partinin kurucu kadrosundan, ilk AKP hükümetinde başbakanlık ve sonra dışişleri bakanlığı yaparak ardından 11. Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül.

Dışişleri bakanlığı ve başbakanlık görevlerinde bulunan Ahmet Davutoğlu.

Yine kurucu kadrodan, Meclis başkanlığı, başbakan yardımcılığı ve hükümet sözcülüğü görevleri yapan Bülent Arınç.

Devlet ve içişleri eski bakanlarından—ki bu görevinde çözüm sürecinin koordinatörlüğü gibi son derece önemli bir vazifenin de tevdi edildiği—Beşir Atalay.

Önce kültür ve millî eğitim bakanlıkları, sonra parti genel başkan yardımcılığı görevlerini yürütmüş olan Hüseyin Çelik.

Adalet bakanlığı ve Meclis başkanlığı yapan Cemil Çiçek’le Mehmet Ali Şahin.

Millî eğitim eski bakanı Ömer Dinçer.

Bu listeye başkaları da eklenebilir.

Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasıyla  hızlanan bir tasfiye sürecinde dışlanan bu isimler artık tamamen emekli olup siyasetten çekildiler mi, parti tabanında ve toplumda bir karşılıkları kalmadı mı?

Geçenlerde gittiğimiz Kayseri’de Gül için “Hâlâ ciddi bir tabanı var” denildi.

Diğer isimler için de seçim bölgelerinde aynı durum geçerli mi, bilemiyoruz.

Her halükârda bu konumdaki isimler belirgin bir rahatsızlıkla bekleme pozisyonundalar. Ayrılıp yeni parti kuracakları yönündeki iddiaları şu aşamada doğrulayan bir işaret yok. Ama parti ve hükümet politikalarını kendi duruşları ekseninde şekillendirmeye çalıştıkları da gözleniyor. Parti kuracağı iddialarını yalanlayan Gül’ün son mesajları bunun yeni örnekleri:

“Artık bir an önce OHAL’den çıkıp normal hale dönmeliyiz. Yürütülen soruşturmalarda suçlu-suçsuz ayrımına dikkat edilmeli. AB ile üyelik müzakere süreci devam etmeli. Çözüm sürecindeki konuları tekrar konuşabilir hale gelmeliyiz. İçe kapandık, bu durumdan çıkmalıyız.” 

Bakalım, mâkes bulacaklar mı?

Andy Ar anketi: %75.3 “OHAL ve KHK’lar hayatımı etkilemedi,” %23.5 “Etkiledi” demiş. %23.5 az mı ve %75.3’ün %23.5’e duyarsızlığı normal mi?

Andy Ar sonuçları, Atatürkçülerin %19.3, milliyetçilerin 14.6, Türkçülerin 7.5 olmasına karşı demokratların 6.9’da kalmasıyla açıklanır mı?!

Vaizlerin nasihatleri niye tesir etmiyor? - http://www.yeniasya.com.tr/video/vaizlerin-nasihatleri-niye-tesir-etmiyor_416369

 

Okunma Sayısı: 8428
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    6.12.2016 13:34:06

    (*)Siyaseten "devre dışı" kalan yahut bırakılan veya nisyana terkedilen bu siyasetçiler şu sancılı süreçte ve haksız hukuksuz uygulamarla insanların yaşadığı mağduriyet zamanında ,hakkın hatırına ve millet namına konuşmalarını çok isterdik. Maalesef ya korkudan ya baskıdan ya getirilen yasaktan yahut her ne sebepten dolayı ise konuşamadılar. Bundan sonra konuşmaları halk nezdinde mâkes bulur mu bilinmez. Vakit henüz geçmiş değil. Bugün değilse ne zaman? Yoksa ba'de harabi'l'Basra mı?.....

  • Özcan Erkiş

    6.12.2016 12:06:54

    (3) Yazınızdaki bahsi geçen siyasilerin son durumu siyaset mesleğinin bir başka yönüne de işaret etmektedir:Vefasızlık! "Pazara kadar değil mezara kadar" "yahut " gömlek değiştirdik" söylemiyle yola çıkanlar, gücü eline getirince yolunu da yoldaşlarını da "yolda bırakıp" tek adam olma yolunda kendine biat etmiş, itaatkâr kadro ile hedefe varmaya çalışmaktadır. Ahde vefa ve sadakat her meslekte bilhassa siyasette daha güzeldir. Çünkü siyasetin umuma bakar yönü olması hasebiyle siyasetçilerin daha vefalı, daha dürüst, daha samimi olmaları iktiza eder. Hem siyaset bir kazanç kapısı da değildir. Millete hizmetkâr olma makamıdır. Kendi tarihimizde bunun sayısız ve muhteşem örnekleri çoktur.

  • Özcan Erkiş

    6.12.2016 11:46:29

    (2) Nasıl ki ülkemizde şu ana kadar hakiki mânâsıyla bir demokrasi olmadı, aynen öyle de partilerin içinde de böyle bir demokrasiye şahit olmadık. Hâlâ 21 yy.da olmamıza rağmen "lider sultası"devam etmektedir. Partiler de bir nevi şahsı manevi anlamında bir topluluk, cemiyet, camia olmakla orada da şura, meşveret, hürriyet ve adalet, demokrasi gibi hususlar geçerli olmalı ve icapları yerine getirilmelidir. Peki öyle mi? Elbette ki hayır. En basitinden Batı' nın " demokrasi kültürü" dediği ve küçük bir ihmal ve kusur neticesinde sebep olunan bir olay yahut bir başarısızlık karşısında siyasetci özür dileyip derhal istifa edebiliyor. Ya bizde? Tam tersine etrafı muhafiz alayı misali partisine mensup vekiller tarafından koruma altına alınarak, ihmal veya kusurundan dolayı hesap vermekten kurtuluyor. Bu doğru mu?..

  • Özcan Erkiş

    6.12.2016 11:26:04

    (1) "Ameller niyetlere göredir" beyanınca, siyaseti, " halka hizmet hakka hizmettir" düsturu ile dürüst ve samimi bir şekilde yapanları millet baş tâcı yapmış, tebrik ve teşekkürlerle alkışlamış, öldükten sonra da minnetle ve rahmet dualarıyla yâd etmiştir. İşte rahmetli Menderes başta olmak üzere merhum Özal ve merhum Demirel örneği.Fakat maalesef bilhassa bu iktidar döneminde, siyaset mesleği çok ciddi yara almış, itibar kaybına uğramış, siyasete ve siyasetçiye olan itimadı sarsmıştır. Bunun sebebi de bizatihi siyasetçilerin kendisidir. Siyasi çıkar hesapları ve bilhassa "Makyavelist politika" siyaset mesleğinin yozlaşmasına sebeb olmakla yazınızda bahsettiğiniz neticeyi vermiştir. Keşke siyasetçiler ilk hareket noktasındaki doğruluk, dürüstlük, samimiyet ve iyi niyetlerini son noktaya kadar muhafaza edebilselerdi?

  • niyazi deniz

    6.12.2016 01:03:15

    iyi akşamlar sayın vekilim ismim Niyazi DENİZ. Eşim Tokat Atatürk Anadolu Lisesi'nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yapmaktayken 2 Ağustos'ta açığa alındı. 1 Eylül'de ihraç edildi. ihraç sebebini bilmiyoruz. Ancak açığa alınma sebebi olarak ise 1 yıl öncesinden istifa ettiği Aktif Eğitim Sen üyeliği gösterildi.Devleti izni ile açılıp yine devlet denetiminde olan, okullara resmi yazı ile bildirilen bir sendikaya üye olmak suç sayıldı. Eşim sadece bu sendikanın bünyesinde açmış olduğu bazı mesleki kurslardan (Eğitim Koçluğu,Akıl Oyunları vb.) faydalanmak için üye olmuştu. Niyet okumalarla fetöcü , vatan haini ilan edilmek ne acı bir durum.ben, eşim ve iki çocuğum perişan olduk.Eşim Hiçbir kurumda iş bulamıyor. insanlar açlığa ve ölüme terk ediliyor.Tek isteğimiz adaletin ve hukuk'un tecelli etmesidir.bu konuda biz mağdur ve mazlumların sesi olup sesimizi duyurun lütfen.

  • isa

    6.12.2016 00:08:00

    bu anketler tamamen yalan palavra bu dönemde yapılan anketlerde insanlar konuşmaya korkuyor. bu anketlerle siyasetçilerin yaptıklarının tersi bir sonuç çıkmıyor her ne hikmetse!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı