Siyasetteki 28 Şubat tahribatının yol açtığı zeminde ince bir siyaset mühendisliği projesiyle, girdiği ilk seçimde tek başına iktidara gelip, sonraki seçimlerde de—yüzde 39’a düştüğü 2009 yerel seçimini saymazsak—oyunu hep arttırarak bugünlere ulaşan AKP, ilk kez, yine birinci parti olmasına rağmen tek başına iktidar çoğunluğunu kaybetmenin şokunu yaşıyor.
İktidardaki 13. yılını doldurmaya doğru giderken, seçim kampanyasını “İkinci yarıya başlıyoruz” sloganına bina eden, 2023 ve daha ötesinde 2071 hedeflerine yönelik projelerden dem vuran AKP için bu sonuç çok ciddi bir tökezleme.
Dilinden düşürmediği, ama hep kendisine yonttuğu millî irade bu kez böyle tecellî etti.
Devlet ve iktidar imkânlarını sonuna kadar kullanmasına, TRT başta olmak üzere kontrolündeki medya organlarında yaptığı yoğun propagandalara, Erdoğan’ın da “karizma”sıyla devreye girip, adını vermeden dahi olsa açıkça AKP için oy istemesine rağmen, parti tek başına iktidarını sürdürecek bir sonuç alamadı.
Bu sonuç, meydanlarda dillendirdikleri “eski Türkiye koalisyonu”nun, türlü yakıştırmalarla “6’lı çete” diye kötüledikleri ittifakın mı başarısı? Özel bir proje olarak parlatılan HDP hariç, hayır.
AKP kendi yaptıklarıyla bu hale düştü.
Müdahalelerin eseri olan ve üzerinde yükseldiği siyaset enkazının toplumsal hafızada bıraktığı derin izlerin canlılığı ve karşısında sağlıklı bir alternatifin bulunmayışı gibi faktörlerin de etkisiyle, girdiği her seçimden “başarı”yla çıkması başını döndürdü ve ayaklarını yerden kesti. “Bu millet bana mecbur ve mahkûm” gibi bir havaya girdi. Özellikle “ustalık” döneminde kibir ve şımarıklık halleri iyice ayyuka çıktı.
Yolsuzluk iddialarını örtbas etmek, devleti ve toplumu tamamen kendisine bağımlı hale getirmeye çalışmak, biat etmeyene nefes aldırmamak, hukuku hiçe saymak, Erdoğan Saraya çıktıktan sonra kendi içinde bile reise bağlılığından şüphe duyulan herkesi tasfiye etmek gibi tavır ve icraatlarıyla da insanları bezdirdi.
Bazı AKP’lilerin halk için söylediği lafın asıl muhatabı bizatihî AKP. Evet, kendi düşen ağlamaz.
tweet 1- “Risale-i Nur’a ilişen iflah olmaz, bandrol keyfîliğine son verin, devlet tekelinden vazgeçin, tokat yersiniz” demiştik. İşte sonuç ortada.
tweet 2- 7 Haziran: Güç zehirlenmesiyle iyice sınırı aşan AKP için sonun başlangıcı, başkanlık hayalinin sonu ve alternatif arayışının şiddetlenmesi.
tweet 3- Erdoğan 400 vekil istiyordu, sonra “330 da idare eder” dedi, ancak şimdi 260’a dahi ulaşamayan bir sayı ile iktifa etmek mecburiyetinde.
tweet 4- AKP yorumları- Burhan Kuzu: Millet ülkeyi uçuruma atmayı tercih etti. Metiner: Gezide yapamadıklarını sandıkta yaptılar. Halk bunu bilsin...
tweet 5- AKP’lilerin demokrasi anlayışı: Eğer millî irade bizi seçerse başımızın üstünde yeri var. Aksi halde canı cehenneme, kendi düşen ağlamaz...
tweet 6- “Milletin kararı en üst karar. Bu karara saygı zarurettir” diyen Davutoğlu, bunu önce Kuzu ve Metiner gibi partililere anlatsın ve öğretsin.