Geçtiğimiz günlerde evvelâ iki tweet’le, sonra bir yazıyla “Gazeteci ailelerine gri pasaport niye verilmiyor?” diye sormuştuk (11.4.15). Bir cevap alamadık.
Ardından Cevher İlhan, ailecek davet edildikleri bir yurt dışı programa katılmak için gri pasaport başvurusunda bulunmak üzere konuyu Basın Yayın Genel Müdürlüğüne sordu.
Aldığı cevaba göre:
Gri renkli hizmet pasaportu, devlet memurları ile ailelerine tanınan bir haktı.
Bu hakka sahip olan gazeteciler ise sadece TRT ve AA çalışanlarıydı. İçişleri Bakanlığının BYGM’ne gönderdiği yazıyla, diğer gazetecilerin bu uygulamanın dışında olduğu bildirilmişti.
Açıkça anlaşılan o ki, TRT ve AA’da çalışan gazeteciler devlet memuru statüsünde oldukları için bu haktan yararlandırılıyorlar.
Peki, gazeteciden memur olur mu?
Aslında bağımsız olması gereken gazeteciliğin nitelik ve işlevi, bu suale olumsuz cevap vermeyi gerektiriyor. Ama sistem ve uygulama farklı: Memur gazeteciler diye bir sınıf var.
Bunlar memurlara tanınan imkân ve ayrıcalıklardan istifade ettirilirken, diğer gazeteciler bu sistemin dışında tutuluyor.
Gerçi kartel basınının üst düzey kadroları da farklı ve özel imtiyazlara sahip.
Bu da işin ayrı bir boyutu.
Ama gri pasaport uygulamasında kendisini gösteren ayrımcılık, sistemin yanlışlığını gösteren dikkat çekici örneklerden biri.
2011 yılının başında, Basın İlan Kurumu eski Genel Müdürü Mehmet Atalay’ın yoğun gayretleriyle, memur olmayan “sivil” gazetecilere de gri pasaport hakkı verilerek, bu yanlışın düzeltilmesi noktasında önemli ve kayda değer bir adım atılmıştı.
(Yeri gelmişken, bu vesileyle, Sayın Atalay’a buradan da “Geçmiş olsun” diyor, Cenab-ı Haktan hayırlı ve âcil şifalar niyaz ediyoruz.)
Bu düzenlemeyle, görevleri gereği zaman zaman yurt dışına çıkmaları icab eden gazeteciler, vize çilesinden kurtulmuş oldu.
Ama ailelerinin gri pasaport hakkından mahrum edilmesi, ayrımcılığın o boyutuyla devam ettiğini gösteren bir durum.
Umarız, bu da bir an önce düzeltilir ve tanınan hakkın eksik tarafı tamamlanır.
tweet 1- Kişiye, söylemediği sözü ve kast etmediği manayı izafe etmek iftiradır. İftira da kişiyi ağır vebal altında bırakacak büyük günahlardandır.
tweet 2- İmam-ı Rabbani diyor ki: İftirada yalan, bir mü’mini incitmek ve yeryüzünde fesat çıkarıp ortalığı karıştırmak vardır ve üçü de haramdır.