Geçen Şubat ayında yapılan “paralel” operasyonlarından birinde Erzurumlu hayırsever Alâaddin Öksüz’ün evinin polis tarafından basılmasına ilk tepkimizi şu tweet mesajıyla dile getirmiştik:
“91 yaşındaki Erzurumlu hayırseveri, evini basıp hasta yatağında derdest etmeye kalkacak boyuta varan zulmü Kahhar-ı Zülcelale havale ederiz.”
Sonrasında da şu tweet’leri attık:
“Erzurum Emniyeti 91 yaşındaki hayırsever için açıklama yapmış: Gözaltı yok, sadece evi arandı! Demek ki ev basıp aramak normal! Mantık bu!” / “Hasta evi ziyaret edilir. Hasta ziyareti karşılıklı duaya vesiledir, bedduaya sebep olacak hoyratça baskınların yeri hasta evi değildir.”
Ve Alâaddin Dede iki ay kadar sonra rahmete kavuştu. Bunun üzerine dedik ki: “O, mazlum olarak Rabbine kavuştu. Allah rahmet eylesin. Ahir ömründe Arş’a yükselen âh’ı, zalimleri titretsin.”
Antalya’da da 80’lik yaşlılar tutuklanınca, “Birlik, tevhid, vahdete sarılma zamanı diyen CB’na: 80’lik-90’lık masumları dahi hariç bırakmayan zulümler devam ederken nasıl olacak bu?” dedik.
Ve bunun üzerine Antalya’dan bir okuyucumuz şu mesajı attı:
“Antalya’da 80’lik bir hayır adamı tutuklu. Aynı yaşta diğeri yurt dışına çıkmış. Gidene kadar risale derslerini bizler gibi yapan, bazı risale konularına çok vâkıf, yayınlarımızı memnuniyetle alıp okuyan, iki yıldır gazetemize abone müdakkik bir okuyucu, Risale-i Nur hizmetlerini maddî-manevî destekleyen, sizin konuşmalarınızı takip edip takdir ve sevgisini sıkça vurgulayan, adeta müftülerin fetva sorduğu bir âlim, bir kutup ve veli, herkesle diyaloğu olan, herkesin sevdiği, 35 yıllık pardesü giyen, kösele ayakkabılı, zengin, sınırsız cömert, çocuk çağırsa işini gören bir insan. Allah selamet versin. En az 50-60 okul ve yurt açılışı yapmış. Beş-altı çeşit hastalığına rağmen gitmiş. Bürosu sokağa bakıyor ve özellikle Cuma günleri kimsesizlerin, çocukların, kadınların ilaç, fatura borçları vb ihtiyaçlarını görüyordu. Yıllardır böyleydi. Geçen Cuma baktım, bir grup kadın, çocuk zile basıyor, çıkan yok. Şimdi bunu görmeyelim, anlatmayalım mı?”
Enerji Bakanı buyurmuş: “Türklerin Anadolu’ya geldiği son bin yılda ortaya çıkan en tehlikeli örgüt paralel.” Tarihçiler, gerçekten öyle mi?
“Paralel, okullarıyla bir nesli mahvetti” de diyen Enerji Bakanı, o okullardan geçmiş bir kişi olarak, mahvolan neslin bir örneği, öyle mi?!