"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalet ve huzur istiyoruz

Kâzım GÜLEÇYÜZ
18 Temmuz 2017, Salı
15 Temmuz kalkışmasının birinci yıldönümü, salâlar, hatimler ve dualarla maç kutlamalarına benzer şamatalı şenliklerin birbirine karıştığı “demokrasi nöbetleri”ndeki anma-kutlama karması “etkinlikler”le geride kaldı.

Bir hafta önce 25 günlük adalet yürüyüşünün finali olarak yapılan Maltepe mitinginin yankıları da hâlâ devam ediyor.

Orada seslendirilen taleplerden biri, yaygın ve ciddî mağduriyetlere yol açan OHAL uygulamasına son verilmesiydi.

Ve 15 Temmuz’dan beş gün sonra ilan edilen ve bir yılını tamamlamak üzere olan OHAL’in bilânçosu son derece ağır.

OHAL hukukunu da hiçe sayan keyfî ve hukuksuz uygulamalarla ortaya çıkan hukuk enkazı dehşet verici boyutlarda.

Buna rağmen yakın zamana kadar OHAL’in sadece “teröristler” için geçerli olduğunu ve halka hiçbir zarar vermediğini iddiaya devam eden Cumhurbaşkanı, çok sınırlı tuttuklarını öne sürmekten yine vazgeçmediği OHAL için nihayet “Çok uzak olmayan bir gelecekte kaldırılması mümkün” deme noktasına geldi.

Ama bir yıllık uygulamanın ardından üç aylık bir uzatma daha yine gündemde. 

Bakalım, bu uzatma devam edecek mi?!

Gerçek şu ki, toplumdan yükselen adalet talebine rağmen KHK ihraçları ile keyfî ve haksız tutuklulukları devam ettirme ısrar ve inadı, hiç kimseye hayır getirmez.

Türkiye’nin bir an önce normalleşmeye ihtiyacı var. Bunun için de tam bir akıl tutulması ve çılgınlığa dönüşen gözaltı ve tutuklama furyasına bir nokta konulup, keyfî şekilde habire uzatılan tutukluluklar sona erdirilmeli ve sonu gelmeyen KHK ihraçları artık gündemden kalkmalı.

Ve OHAL kesinlikle uzatılmamalı.

Toplumun çok büyük bir kesimini korkutup sindirirken devletin işleyişini de fena halde tıkayan bu hukuk dışı ve anormal süreç artık tarihe karışmalı ve yol açtığı mağduriyetlerin telâfisine odaklanılmalı.

Adalet için yürüyen, toplanan ve onlara destek veren milyonların talebi de bunu gerektiriyor. Bu talep asla gözardı edilemez, geçiştirilemez ve ertelenemez.

Türkiye adalet ve huzur istiyor.

***

-Darbecilere de, darbeyi fırsat bilip masumlara zulmedenlere de lânet. Darbeyle mücadele bahanesiyle hukuk ve adalet tatil edilemez.

 

-OHAL devam ettikçe keyfîlikler bitmez, demokrasi nöbetleri de göstermelik olmaktan öteye gitmez. Adalet yoksa demokrasi de olmaz.

-Hukuk ve adalete kurulan kumpasla nice masumu mağdur eden bu süreç de bitecek ve hak yerini bulacak inşaallah. Zulüm devam etmez.

 

Okunma Sayısı: 8160
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan ERKİŞ

    18.7.2017 15:54:44

    (5..) "İnsan" olmamız hasebiyle "gayrın elemiyle müteellim" olduğumuzdan kim "haksız" yere "mağdur" olmuş ve "zulme" maruz kalmış ise cemiyet ve camiasına, dil, din,ırk, renk farkı gözetmeksizin, hakkın hatırını ali tutarak, hak ve hakikat namına, haklının safında yer almak evvela "insan" sonra da hakiki "Mümin ve Müslüman" olmakla bizim vazifemizdir. Zaten "İslamiyet insaniyet-i kübra" değil mi? Yeni Asya bu manada ciddi ve samimi olarak tarihi, insani, vatani, vicdani görevini yaparak sair camialara ve medyaya da güzel bir örnek olarak adeta ders vermiştir. Binler tebrik ve teşekkürler ve hayır duaları almıştır. Zulmetmek ve tahrip kolaydır. Maharet, tamir etmekte, adil ve adaletli olabilmektir. İsmin "Adil" yahut "Adalet" olması şayet hak-hukuk ve adalet gasbını netice veriyorsa fiile ZULÜM, failine de ZALİM denir. Sözümüzü Sayın Güleçyüzün dediği gibi diyerek bitirelim: TÜRKİYE ADALET ve HUZUR İSTİYOR! Vesselam.

  • Özcan ERKİŞ

    18.7.2017 15:31:58

    (4) 15 Temmuz darbe girişimi, binlerce mağduriyete ve türlü zulümlere kapı açması ve sebebiyet vermesiyle de tel'ini hak eden zalimane bir kalkışma ve davranıştır. Fakat bu zalimane eylemin neticesi ve semeresi, OHAL ilanıyla demokratik hukuk devletinin askıya alınması olmamalıydı. Zira zaten darbecilerin istediği de OHAL benzeri bir darbe rejimi idi. İktidar inadına, daha fazla Hak, Hukuk, Adalet, Hürriyet, Meclis ve Demokrasi diyerek 15 Temmuz darbecilerinin hevesini kursağında ve niyetlerini de akim bırakmalı ve halkın bu direnişini taçlandırmalıydı. Ne var ki iktidar için öncelik "iktidarın devamı" ve 16 Nisan şaibeli referandum neticesinde tesis olunacak "şahsa istinat eden" sistemin bir an evvel tahakkuku olduğundan; OHAL ve KHK'lar bunun için en uygun ve en kullanışlı araçlardır. Sıra İç Tüzükle muhalefete geldi. O da tamam olunca, alın size, "dikensiz gül bahçesi!"

  • Özcan ERKİŞ

    18.7.2017 15:13:32

    (3) İktidar cenahı 15 Temmuz darbe bahanesini OHAL gibi uzatarak hak, hukuk ve adalet taleplerini de tıpkı mağdurları görmezden geldikleri gibi görmezden gelmeye devam ederlerse; ferdi ve toplumsal planda telafisi imkansız yaralar açılmasına ve insanlar arasında kalıcı "adaveti" netice verecek sosyal probleme sebebiyet vereceklerdir. Bu ise toplumun istikbali adına daha vahimdir. Birlik ve beraberlik, toplumsal barış ve huzur, (maddi-manevi) refah ve mutluluk istemiyor muyuz? Şüphesiz istiyoruz. Fakat milleti bunlara ulaştıracak, vasıl edecek yol; OHAL ve KHK'lar ile yapılan antidemokratik uygulamalar değildir ve olamaz. Kimseye faydası olmayan, fikr-i intikam ve hırs-ı iktidar ile hareketi millet ve memleket hayrına ve hesabına artık bırakalım. 15 Temmuz darbe girişiminin gerçek fail, azmettirici ve müsebbipleri her kim ise ve cezaları her ne ise sorulsun. Fakat toptancı bir düşünce ve intikam fikriyle yargı adaletten şaşmamalıdır. Zira adalet herkese, her yerde, her zaman lazımdır.

  • Özcan ERKİŞ

    18.7.2017 14:54:40

    (2) OHAL uzadıkça bir vatandaş olarak şöyle düşünmeye başladım: Çok yakın tarihe kadar, iktidarın, hizmetlerini alkışladığı, sırtını sıvazladığı camianın toptan "kökünü kazımak" niyetiyle,hukuki alt yapısını oluşturmak kastıyla; önce "paralel yapı" ardından "terör örgütü" ilan etmesiyle başlattığı ve yüz binden ziyade insanın mağdur olduğu hatta zulme maruz kaldığı bu süreç için OHAL-KHK'lar Sayın Cevher İLHAN Bey'in de yazısında "Maymuncuk gibi.." dediği durum arz etmektedir. Hakikaten OHAL'in güvenlik ve terör için değil sürece, gidişata, yargıya, mağduriyetlere ve iktidarın eylem, söylem ve tavrına bakarak şu kanaate varıyor ve diyorum ki: Demek OHAL-KHK'lar, 15 Temmuz darbecilerine hesap sormaktan ziyade, sanki, önceden kararı verilmiş "kökünü kazıma" yahut müfrit ulusalcının dediği gibi "temizlik" projesini tahakkuk ettirmek için kullanılan bir "Maymuncuk." Zira OHALve KHK'lar şu anda en ziyade bu camiadan olduğu "iddia" yahut "şüphesiyle" bu insanlar için kullanılıyor.

  • Özcan ERKİŞ

    18.7.2017 14:28:29

    Sayın Güleçyüz, yazınızı "Türkiye adalet ve huzur istiyor!" diye bitirmişsiniz. Fakat iktidar, evvelen ve bizzat CB'nın talebi üzerine OHAL'i 3 ay daha uzatarak, antidemokratik rejimin devamından yana tavır koydu. Malum OHAL'in gerekçeleri başta "güvenlik" ve "terör" idi ve "Devlet" için ilan edilmişti. Bir ara CB.iş adamlarına "Grev tehdidine karşı OHAL'i sizin için ilan ettik!" dedi. Aslında bu sözler ülkedeki emek-sermaye yahut işçi-işveren açısından ahengi bozacak menfi bir söylemdir. Grev, gerektiğinde kullanılmak üzere yasal bir haktır, tehdit değil. Yani süreç ve olaylara karşı iktidar cenahının takındığı tavır, "iktidarda kalma hırsına" uygun ise de içtimai/toplumsal hayat gerçeğine terstir. Hak ve hakikate muhalif bir vaziyet almakla meseleleri çözemeyiz. Adaletin olmadığı yerde elbette demokrasi ve huzur olmaz. Olsa olsa zulüm olur. Zira iki zıt hakiki manasıyla bir arada bulunmaz.

  • Ali Tam

    18.7.2017 00:42:28

    Iran ile 1953 de baslayan Misir ile devam eden ve Türkiye'de yillarca süregelen Ingiliz ve ABD isbirligiyle onlarin emir ve yöneticiligiyle yapilan DARBELER veya Darbe Girisimleri sorgulanmiyor ABD ve Ingilize hesap soramiyor yüregi buna yetmiyor ama kucagindaki süt bebegi ile darbeci terörist diye damgalanan anneden hesap soruyor... Kenan Evren ABD tarafindan egitilmis TSK'nin gizli ordusu Konragerillanin (bozgunculuk, halk arasinda faili mechul cinayetler yapan olusumun) komutaniydi 1980 darbesini ona yaptirttilar. CIA ile MIT isbirligi ürünü 15 Temmuz Allah'in LÜTFU degildir- Allah'a iftira atiyorsunuz-

  • Adalet

    18.7.2017 00:34:42

    Adalet öldü.bir fatiha

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı