Bir Ramazan-ı Şerife daha erişmek üzereyiz.
Allah nasip ederse yarın akşam ilk teravih namazımızı kılıp ilk sahurumuza kalkacak ve Cumartesi günü de ilk orucumuzu tutmuş olacağız.
Teravihi, sahuru, orucu, iftarı, mukabelesi, zekâtı, sadakası... ile inanç ve maneviyat dünyamızı bir kez daha donatmasına hazırlandığımız Ramazan’ın bir başka çok önemli boyutu, bu ibadet ve ritüellerle eşleşen bir barış, huzur, kardeşlik ve dayanışma fırsatını gündemimize taşıması.
İnsanlar arası ilişkilerdeki gerilim ve çatışmaları izale ederek yerine empati, yumuşama ve kaynaşmayı ikame edecek bir toplumsal atmosfer oluşturması.
Bu iklim ve atmosfer iç barış ve dayanışmayı güçlendirmenin eşsiz bir fırsatı.
En iyi şekilde değerlendirmek lâzım.
Dünyada bunun farkında olanlardan biri, Orta Asya’daki kardeş Türk cumhuriyetlerinden Türkmenistan’ın merhum Devlet Başkanı Türkmenbaşı idi. Her yıl Ramazan ayı gelince af ilan ederek, hatırı sayılır ölçüde mahkûmu özgürlüğüne kavuşturmayı gelenek haline getirmişti.
Sanırız, bu gelenek hâlâ devam ediyor.
Hayli zamandır enerjisini ve moralini iç gerilimlerle tüketmekte olan Türkiye’nin de sakinleşip normale dönmek ve huzura kavuşmak için Ramazan iklimini en iyi şekilde değerlendirmeye çok ihtiyacı var.
Bilhassa OHAL sürecinde yapılan hukuk dışı ve keyfî tasarruflar, gözaltı ve tutuklamalar, ihraçlar, darbe dönemlerinde dahi görülmemiş boyutlarda çok geniş çaplı ve yaygın mağduriyetlere yol açtı.
Bunların bize ulaşabilen örneklerindeki yürek paralayıcı hazin hikâyeleri Mağdur Kürsüsü köşemizden takip ediyoruz.
Neyle suçlandığını dahi bilmeden demir parmaklıkların arkasına konulup aylardır yargılanmayı, temize çıkmayı ve tahliye edilmeyi bekleyen on binlerce kişi var.
Delilsiz tutuklamaların “Deliller toplanmadı” gerekçesiyle habire uzatıldığı, kurumların çalışmadığı, davaların tıkandığı, tıka basa doldurulan cezaevlerindeki bezdirici bekleyişin bitmek bilmediği alabildiğine sıkıntılı ve kasvetli süreç devam ediyor.
Ramazan’ı bu süreci bitirme fırsatı olarak kullanacak bir sağduyu ve vicdan yok mu?
***
Eğer ülkede gerçekten huzur istiyorsanız, haksız yere tutuklanmış olan tüm mağdurları Ramazan öncesinde özgürlüklerine kavuşturun.
Hürriyet yazarı Melis Alphan’ın köşesinde KHKzede bir öğretmenin feryadı... - http://www.yeniasya.com.tr/video/khkzede-bir-ogretmenin-feryadi_433001
Taşgetiren: Mağduriyet binde bir bile olsa binlerin mağdur olduğu sonucunu doğuruyor. Bir yerlere ulaşanlar sonuç alabiliyor. Ulaşamayanlar?