"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalet çökerse demokrasi mi kalır, ki nöbeti tutulsun?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
13 Temmuz 2017, Perşembe
CHP’nin başlattığı ve ilk andan itibaren gündem olup anlamlı katılımlarla gerçekleşen adalet yürüyüşü çok güçlü bir finalle noktalanırken, iktidar cenahının tepkileri yine saptırma, çarpıtma ve saldırma ekseninde sürüyor.

Özellikle son seçimlerde ve referandumda sergilenen karalayıcı ve kutuplaştırıcı yaklaşım ve söylemler yürüyüş ve mitinge yönelik tepkilerde de yine tekrarlanıyor.

Yürüyüş de, miting de “f.ö tezgâhı” ve “teröristlere yarayan bir eylem” olarak karalanmaya çalışılıyor.

Eski CHP’nin kabarık zulüm sicili gündeme getirilerek, yürüyüş ve mitinge katılanlar ve  destek verenler bu mantıkla suçlanıyor.

Ama çoğu son derece bayağı ve seviyesiz bir üslupla seslendirilen bu saldırılar, işin özünü teşkil eden vahim sorunun üstünü örtemiyor: 

OHAL sürecinde daha da şiddetlenip yaygınlaşan zulümlerin yaktığı canların iyice artmış ve adalet talebinin çok güçlenmiş olması.

Yargısız infaza dönüşen haksız tutuklamalar, masumların gayri insanî cezaevi şartlarında aylardır süründürülmesi, yüz binlerin gerekçesiz KHK ihraçlarıyla bütün hakları ellerinden alınıp işsiz ve ortada bırakılması, yükselen feryatlara karşı iktidarın sergilediği duyarsızlık...

Öyle ki , bu tablo iktidar blokunda bile ciddî ve derin çatlamalara yol açıyor ve bunun dışa vuran tezahürleri giderek çoğalıyor.

Siyasî ve ideolojik görüş ve kimliklerden bağımsız insanî ve vicdanî bir özlemin ifadesi olan adalet talebini suçlayıcı ve kutuplaştırıcı söylemlerle karalamak, hele böyle bir tabloda asla kabul görmez.

Mazisindeki  zulüm bagajı üzerinden bugünkü CHP’yi hedefe koyup, onun inisiyatifiyle başlayan adalet yürüyüşünü itibarsızlaştırmaya çalışarak, bugünün ayyuka çıkan zulümleri örtbas edilemez.

İktidarın bütün küçümseme, aşağılama ve suçlamalarına rağmen toplumda makes bulan adalet yürüyüşünün, amacından saptırılan “demokrasi nöbetleri”ni yeniden başlatarak gölgelemesi de çok zor.

Adaletin siyasî baskılarla tamamen çökertildiği bir yerde demokrasi mi kalır ki nöbeti tutulsun? 

Ve CHP de adalet istiyor diye, gadre uğrayan mazlumlar adalet talebinden vaz mı geçsin?

Adalet, AKP dahil herkese lâzım...

***

-İlâhî adalete ve hakkın mutlaka yerini bulacağına inanıyor; zulümle mücadelemize bu inanç, sabır ve kararlılıkla devam ediyoruz.

-Tarihten günümüze bütün şehitlerimizin tamamını dualar, Fatihalar ve hatimlerle yad ediyoruz. İstisnasız ve birini diğerinden ayırmadan...

-Hikmet Günder Hanımın ardından -  http://www.yeniasya.com.tr/video/hikmet-gunder-hanimefendi-icin_437649

Okunma Sayısı: 7021
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan ERKİŞ

    13.7.2017 15:44:31

    (4) Bütün haklı talepleri ve bununla ilgili toplantı, yürüyüş, miting gibi eylemleri "terörize" eden, küçümseyen, kendinden olanı alkışlayan olmayanı aşağılayan, şehit ve gazileri bile 15 Temmuz'a göre tasnif eden tuhaf, acaip, absürd bir iktidar dönemi yaşıyoruz. Neredeyse adaleti ana muhalefet istedi diye "Kahrolsun adalet!" diyecekler. Pes doğrusu! "Cadı avıysa cadı avı!" diye başlatılan ve yüz binden ziyade insanın mağduriyetini netice veren şu zulümlü sürecin bir an evvel bitmesini talep, ümit ve dua ediyoruz. Bu zülme kapı açan 15 Temmuz mel'un darbe girişimini, faillerini, azmettirici ve müsebbiplerini nefretle ve şiddetle tel'in ediyoruz. Cezaları ne ise çeksinler. Darbeye ve darbecilere, cuntacılara, komitecilere karşı olduğumuz gibi tek şahsa istinat eden istibdat ve diktaya da katiyen karşıyız. OHAL ve KHK'lar ile değil adalet, hürriyet, hukukun üstünlüğü, Millet Meclisinin ortak akıl ve iradesine istinat eden tam ve ileri bir demokrasi ile idare olunmak istiyoruz.

  • M. Zeki YÜKSEL

    13.7.2017 15:44:22

    Tasfiye halinde İhlas Finansta Faizli paralar ödendi. Faizsiz paralarımızın iç edilmesine göz yumuluyor. Bize de adalet lazım. Saygılarımla.

  • Özcan ERKİŞ

    13.7.2017 15:19:49

    (3) Peki "adalet çöktüğünde" devletin de mülkün de çökeceğini bildikleri halde, işbaşındaki siyasal İslamcı iktidar, niye hak, hukuk ve adalet konusunda bu vahim gidişatta ve menfi eylem ve söylemlerde ısrar ediyor diye sorgulamamız icap etmez mi? Sade ve sıradan bir vatandaş olarak, tahminim o dur ki; birincisi, her ne pahasına olursa olsun iktidar, güç ve saltanatlarının devamını istemektedirler. İkincisi, Anayasa ve yasalara uymayan fiillerinden ötürü ciddi anlamda hesap verme kaygısı taşımaktadırlar. Üçüncüsü, iktidara gelirken hangi şeyleri vaat etmişlerse bugün o şeylere zıt bir vaziyet almaları da gösteriyor ki, henüz daha tahakkuk ettiremedikleri niyet, maksat ve hedeflerinin olabileceğidir. Bunlar birer tahmin olmakla birlikte, akıldan uzak tutulacak şeyler de değiller. Şu anda yaşadığımız süreci daha evvel hangimiz tahmin edebilirdik? "Kandırıldık!"mı acaba?

  • Özcan ERKİŞ

    13.7.2017 15:04:02

    (2) Adalet Yürüyüşüne "anarşizm" "faşizm" "tehlike oyun" gibi, nitelemeler yapıp "sözde" diyerek görmezden gelmek isteyen iktidar cenahı, "lütuf" olarak gördüğü 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü dolayısıyla halkı meydanlara, OHAL ve KHK ile işlevsiz hale getirdikleri demokratik hukuk devletinde olmayan demokrasi için nöbete davet etmektedir. Demokrasine nöbetine itirazımız yoktur. Hatta bu konuda ciddi ve samimi iseler önce acilen OHAL'i kaldırarak demokrasiyi yeniden tesisi etsinler sonra da bir daha kesintiye uğramaması için -hep birlikte- nöbet tutalım. "OHAL'den kim zarar gördü?" deyip İş adamlarına "Biz OHAL'i iş dünyasının daha rahat çalışması için getirdik...Şimdi GREV tehdidi olan yere OHAL'den istifade izin vermiyoruz. Bunun için kullanıyoruz OHAL'i" diyen iktidar OHAL'i neden ilan ettiğini beyan etmiş olmuyor mu? İktidar işçinin kanuni ve meşru hakkı olan grevi de "tehdit" olarak görüyor. Uzun lafı kısası OHAL, milleti hizaya sokmak için kullanılıyor.

  • Mahmut

    13.7.2017 14:48:53

    Halkın seçtiği idareciler ağızlarını açtıklarında 80 milyon diyor ama halkın yarısından fazlasını bir baha ne ve iftirayla düşman ilan etmiş.Ülkeyi sadece kendini destekleyenlerden ibaret görüyor.Milletin taleplerini görmezden geliyor.Evet gücü emanet olarak alanlar bu güçle millete hizmet etmek varken milleti mağdur ediyor ve zannediyorki bu düzen ilelebet sürecek.Allah herşeyi görüyor ve hikmetle iş görüyor.Vekilimiz odur gerisi fasa fiso

  • Özcan ERKİŞ

    13.7.2017 14:34:34

    Adında "adalet" olan iktidar partisi, Adalet Yürüyüşü ve talebini nazarlardan düşürmek için, ana muhalefetin "geçmişi" üzerinden vurarak itibarsız hale getirmek istemektedir. Adalet talebine chp'nin öncülük etmesi, Adalet talebini gayrı meşru kılmadığı gibi, onlara iştirak edenleri de chp'li yapmaz. Hem adaletin olmadığını yalnızca ana muhalefet partisi söylemiyor. İçinden geldikleri Milli Görüş partisi (SP) de Yeni Asya'da "Karamollaoğlu:Bizi 28 Şubatı aratır hale.." başlıklı haberinde de okuduğumuz gibi, aynı şeyleri söylüyor. Hem de 10 maddelik bir Manifesto ile. "Kabak tadı veren!" adalet talebi değil, iktidarın; "adalet mülkün temelidir!" hakikatine zıt bir vaziyet alarak, Türkiye'de "adaletin olmadığı" gerçeğini gizleme eylem ve söylemleridir. Her şey apaçık ortada cereyan etmekte iken, halkın aklıyla istihza eder gibi; hem "mağdur yok!" "mağdur edebiyatı yapmayın!" diyerek korku ve baskı atmosferi oluşturuyor, hem de "mağdurlar bizzat şahsıma başvursun!" diyorlar. Yani?

  • nafi

    13.7.2017 12:00:11

    bizde adalet istiyoruz lütfen haklarımızı savunun türkiye diktatörlüğe doğru gidiyor

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı