"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalet Bakanlığı niye “duvar” kesildi?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
20 Mayıs 2017, Cumartesi
CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, cezaevleriyle ilgili gözlemlerini aktardığı yazısında şu çarpıcı tesbitlere yer veriyordu:

“OHAL uygulamasından itibaren siyasî tutukluların durumlarını izlemek ve ziyaretlerinde bulunmak üzere Silivri, Sincan, Sakarya, Bakırköy olmak üzere 4 cezaevine sayısını unuttuğum kadar ziyarette bulundum. Gördüklerimden hareketle tutuklu ve hükümlülere karşı daha ağır hak ihlâllerinin yaşandığı hiçbir dönem olmadığı düşüncesindeyim. Gerek sosyal, gerek idarî, gerekse hukuk dışı baskılar, daha önceki hiçbir olağanüstü dönemle kıyaslanmayacak seviyede.”

Söz konusu ihlalleri detaylı örnekleriyle anlatan Pavey, bunlar karşısında Adalet Bakanlığının tavrı için de şunları yazmıştı:

“Adalet Bakanlığı sorumlu olduğu cezaevlerindeki hiçbir soruna en küçük ilgi göstermiyor, aksine onay gibi bir sessizlik yürütüyor. Başvuruları hiçbir şekilde cevaplamıyor.” (Cumhuriyet, 16.5.17)

Aynı gün Sabri Balaman da şunları yazdı:

“Son zamanlarda yapılan keyfî tutuklamalarla bilgi işlem veya bilişim merkezlerinde ve bunun yanında MİT raporlarında korkunç hatalara sebep olunmaktadır. Buna karşın gerek Adalet Bakanlığının, gerek İçişleri Bakanlığının yeterli tedbirleri almadığı görülmektedir. Bu hataların düzeltilebilmesi için yapılan bütün girişimlerin boşa çıkması da ayrı bir facia…” (Yeni Akit, 16.5.17)

Ertesi günkü Yeni Asya’ya manşet olan bu yazıda da, yaşananlarda İçişleri ve Adalet Bakanlıklarının sorumluluğu vurgulanıyordu.

Adalet Bakanlığının, cezaevlerindeki hak ihlâlleri ve bu konularda kendisine iletilen şikâyetler karşısındaki duyarsızlığını Yeni Asya olarak biz de Nisan’ın ilk günlerinden itibaren cezaevlerinde gazetemize uygulanan engellemede bizzat ve yakından gördük.

25 Nisan’da manşetten yönelttiğimiz “Gazetemizin cezaevlerine girişi niçin engelleniyor?” sualimize de, hemen ardından avukatımızın söz konusu uygulamalar için Bakanlığa yaptığı şikâyetlere de hâlâ cevap alabilmiş değiliz. Bakanlık adeta “duvar” kesildi.

Mahkeme tarafından yasaklanmamış ve kurum güvenliğini tehlikeye sokmayacak her türlü yayını takip hakkı hükümlü ve tutuklulara kanunla verilmiş olduğu halde...

***

Hukuk ve adalete güvenin iyice dibe vurduğu bir noktada çıkış yoluna girişin ilk adımı, haksız tutuklulukları bir an önce bitirmek.

Hadis: Elden geldiğince Müslümanlardan cezaları düşürün. Çıkış yolu bulursanız serbest bırakın. Affetmek, yanılıp ceza vermekten hayırlıdır.

“Gece gündüz Nur’a ve Yeni Asya’ya dua ediyoruz” - http://www.yeniasya.com.tr/video/nur-burayi-medrese-biliyorum_432524

Okunma Sayısı: 6602
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    20.5.2017 15:38:24

    ( 2 ) Dış dünyada dost ve müttefiklerin düşman hâle geldiği, komşularıyla sorunlu, itibarı zedelenmiş, Ortadoğu meselesinde masada ve sahada yok sayılan, terör örgütünün bile Türkiye'den ziyade tercih edildiği bir Türkiye gerçeği varken; biz dahilde toplumsal barışa, telafi ve tamiri yılları alacak darbeler vuruyor, fikr- i intikam ile hareket ediyor, OHAL'de inad ve ısrar ediyoruz. Her defasında OHAL'in kalkması talebine CB. "Kusura bakmayın! " diyerek, antidemokratik ortamın devamından yana tavır koymaktadır. Çift başlılıktan kurtulmanın mânâsı bu olsa gerek. Yâni tek sesli Türkiye! Peki sıra demokratik hukuk devletine ne zaman gelecek? Hadi "Uçuşa geçmekten" çoktan vazgeçtik.

  • Özcan Erkiş

    20.5.2017 13:59:31

    Sayın Güleçyüz, olan biten hâdiseler ve görgü tanıklarının ifadeleri de gösteriyor ki, cezaevi yönetiminden Bakanlık seviyesine kadar her daire, âcilen adâletin tecellisi için değil de tehiri için âdeta sözleşmiş gibi çalışıyor. Hal böyle olunca, süreç mağduriyetin ötesine geçip zulüm boyutunda devam ediyor. En basit, evrensel, temel,insanî ve yasal haklar alenen çiğneyeniyor. Bakanlığın ve Yüksek Yargının "duvarları", hariçten gelen ikazlara ve dahilden yükselen feryatlara perdedârlık vazifesi görmektedir. Oysa haksız ve hukuksuz işleri sağır sultanlar bile duydu. Gözünü kapatan yalnızca kendine gece yapar. Toplumsal barışa ciddi darbeler vuran, âdeta "kan davasına" dönen ve fikr-i intikam üzerine giden bu süreç artık bitmelidir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı