CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey, cezaevleriyle ilgili gözlemlerini aktardığı yazısında şu çarpıcı tesbitlere yer veriyordu:
“OHAL uygulamasından itibaren siyasî tutukluların durumlarını izlemek ve ziyaretlerinde bulunmak üzere Silivri, Sincan, Sakarya, Bakırköy olmak üzere 4 cezaevine sayısını unuttuğum kadar ziyarette bulundum. Gördüklerimden hareketle tutuklu ve hükümlülere karşı daha ağır hak ihlâllerinin yaşandığı hiçbir dönem olmadığı düşüncesindeyim. Gerek sosyal, gerek idarî, gerekse hukuk dışı baskılar, daha önceki hiçbir olağanüstü dönemle kıyaslanmayacak seviyede.”
Söz konusu ihlalleri detaylı örnekleriyle anlatan Pavey, bunlar karşısında Adalet Bakanlığının tavrı için de şunları yazmıştı:
“Adalet Bakanlığı sorumlu olduğu cezaevlerindeki hiçbir soruna en küçük ilgi göstermiyor, aksine onay gibi bir sessizlik yürütüyor. Başvuruları hiçbir şekilde cevaplamıyor.” (Cumhuriyet, 16.5.17)
Aynı gün Sabri Balaman da şunları yazdı:
“Son zamanlarda yapılan keyfî tutuklamalarla bilgi işlem veya bilişim merkezlerinde ve bunun yanında MİT raporlarında korkunç hatalara sebep olunmaktadır. Buna karşın gerek Adalet Bakanlığının, gerek İçişleri Bakanlığının yeterli tedbirleri almadığı görülmektedir. Bu hataların düzeltilebilmesi için yapılan bütün girişimlerin boşa çıkması da ayrı bir facia…” (Yeni Akit, 16.5.17)
Ertesi günkü Yeni Asya’ya manşet olan bu yazıda da, yaşananlarda İçişleri ve Adalet Bakanlıklarının sorumluluğu vurgulanıyordu.
Adalet Bakanlığının, cezaevlerindeki hak ihlâlleri ve bu konularda kendisine iletilen şikâyetler karşısındaki duyarsızlığını Yeni Asya olarak biz de Nisan’ın ilk günlerinden itibaren cezaevlerinde gazetemize uygulanan engellemede bizzat ve yakından gördük.
25 Nisan’da manşetten yönelttiğimiz “Gazetemizin cezaevlerine girişi niçin engelleniyor?” sualimize de, hemen ardından avukatımızın söz konusu uygulamalar için Bakanlığa yaptığı şikâyetlere de hâlâ cevap alabilmiş değiliz. Bakanlık adeta “duvar” kesildi.
Mahkeme tarafından yasaklanmamış ve kurum güvenliğini tehlikeye sokmayacak her türlü yayını takip hakkı hükümlü ve tutuklulara kanunla verilmiş olduğu halde...
***
Hukuk ve adalete güvenin iyice dibe vurduğu bir noktada çıkış yoluna girişin ilk adımı, haksız tutuklulukları bir an önce bitirmek.
Hadis: Elden geldiğince Müslümanlardan cezaları düşürün. Çıkış yolu bulursanız serbest bırakın. Affetmek, yanılıp ceza vermekten hayırlıdır.
“Gece gündüz Nur’a ve Yeni Asya’ya dua ediyoruz” - http://www.yeniasya.com.tr/video/nur-burayi-medrese-biliyorum_432524