"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Abdülkadir Badıllı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
30 Aralık 2014, Salı
Abdülkadir Badıllı Ağabey, ilki 1953 yılında olmak üzere Üstadı müteaddit defalar ziyaret etmiş, sohbetine ve iltifatlarına nail olmuş, koyunlarını satıp onların parasıyla teksir makinası alarak risalelerin daha fazla çoğaltılmasına katkıda bulunmuş bir son şahit ve gayretli bir hizmet emektarıydı.

Çok genç yaşta bir “mürşid-i kâmil” ararken haberdar olduğu Üstadla tanıştıktan sonra hayatını Risale-i Nur hizmetine vakfetmişti.

Kendisine has tarz ve üslûbu ile risale eksenli ilmî eserler hazırlamış ve yayınlamıştı.

Orijinal belgelere dayalı olarak kaleme aldığı Mufassal Tarihçe-i Hayat, Risale-i Nur’un Kudsî Kaynakları gibi eserleri bunlardandı.

Eski Said eserlerini Âsâr-ı Bedîiyye adıyla Osmanlıca olarak ilk yayınlayan ve İşaratü’l-İ’caz, Mesnevî-i Nuriye gibi eserlerin Arapça orijinallerini Beyrut’ta bastıran da yine o idi.

Bu eserlerinden dolayı Harran Üniversitesi tarafından fahrî doktora ünvanıyla taltif edildi.

Üstadı ve Risale-i Nur’u hedef alan hücumlara hiçbir zaman sessiz kalmadı, ilmî delillere dayanan ciddî ve susturucu cevaplar verdi.

Tahşiyecilere yazdığı reddiye bunlardandı.

1993-4 yıllarında Yeni Asya’da da yazdı.

“İslam Kardeşliği İçinde Türk-Kürt ilişkisi”  adlı çalışması önce gazetede tefrika edildi, bilahare Yeni Asya Neşriyat tarafından kitaplaştırıldı. Ve gazetede haftalık yazıları çıktı.

2009 Mayıs’ında Konya Temsilciliğimizin düzenlediği “ittihad-ı İslam” konulu programdaki selamlama konuşmasında muhabbet ve ittifakın önemine vurgu yaptığını hatırlıyoruz.

Sonraki süreçte bilhassa değişik siyasî mülâhazalarla gazeteyi eleştirdiğini de biliyoruz.

Keza Risale-i Nur’a getirilen bandrol engeline diğer ağabeyler gibi hüsnüzanla yaklaştığını, hattâ bu görüşlerini, Yeni Asya’nın sorularına verdiği cevaplarda dile getirdiğini de.

Bandrol engelini devlet tekelinin izlediği süreçte rahatsızlığı ağırlaştı ve gidişatın seyrini takip edemez hale geldi. Ama yoğun bakıma alındığı halde iken bile, evvelce bahsettiğimiz çete, bir önceki beş imzalı “ağabeyler bildirisi”ne onun adını da koyarak yine istismar etti.

Bütün bunlar bir tarafa, biz Badıllı Ağabeyi, geride bıraktığı son derece değerli eserleri, paha biçilmez orijinal belge ve hatıraları barındıran arşivi ve hizmet tarihinde derin izler bırakan çalışmaları ile, hayırla yad ediyoruz.

Eserleriyle arşivinin en iyi şekilde korunarak yeni nesillere intikal ettirilmesini diliyor ve tekrar “Ruhu şad, mekânı Cennet olsun” diyoruz.

tweet- Bu derece ağır saldırılara hedef olunurken dahi yine Bediüzzaman'ın tavır ve duruşu örnek alınarak itidal ve hakkaniyet elden bırakılmamalı.

Okunma Sayısı: 4402
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bahtiyar

    1.1.2015 08:32:11

    Editörün Notu: Link içeren yorumları onaylamıyoruz

  • Rüstem Garzanlı

    30.12.2014 16:34:52

    Abdülkadir Badıllı ağabeye rahmet, ailesine sabr-ı cemil niyaz eder, tüm risale-i Nur cemaatinin başı sağolsun.27.12.2014 günü Halilurrahman Dergâhında A.Kadir ağabeyi sevenlerle dolup taşmıştı, Risale-i Nur talebeleri arasındaki muhabbet ve sevgi Halilurrahman Dergâhında da bir kez daha münkirlere gösterildi. Risale-i Nur cemaatin esası İman üzerinde mesailerini tanzim etmek ve "muhabbette muhabbet etmektir." Hiçbir ferdin "hüsümete vakti yoktur." Kâzım bey zaten konuyu çok güzel ifade etmişler, Allah razı olsun.Tekrar Abdülkadir ağabeye Allah'tan rahmet diler, ruhu şah olsun....

  • celal can

    30.12.2014 10:22:14

    dehşetli yeni bir yaramızın tedavisine çalışınız.çünkü gizli düşmanlarımız iki planı takip edip...biri beni ihanetlerle çürütmek;ikincisi ,mabeynimize bir soğukluk vermektir.ŞUALAR.Dehşetli bir parmak buraya,hususan altıncıya karışıyor.Beni bu bayramımda ağlatmayınız,çabuk kalben tam barışınız.ŞUALAR.

  • Selman

    30.12.2014 08:17:36

    Dün yayınlanmayan yorumumu belki yayınlarsınız: Başkalarından öğrenmediğimiz nurculuğu, başkaları istedi diye değiştirecek değiliz. Bizler Üstadımıza ve Risale-i Nurlara talebe, Cenâb-ı Hakk'a da kul olmayı seçtik. Rabbim bozmasın. Bizlerin ayağımızı sabit kılsın. Yaptıklarını 'halt' zannetmekten başka, bir 'halt' edemezler Allah'ın izniyle!..

  • HÜSEYİN İLHAN

    30.12.2014 06:59:14

    Yaşlı ağabeyleri,hasta yatağında yatanları ve ve AZİZ ÜSTADIMIZIN 'Bu eserler benim malım değil,KUR'AN-ın malıdır,herkes istifade etsin,diyerek neşrini değil eserlerin aslını muhafaza için varis edilenleri istismar edip inhisar ve devlet tekeline almak planları yapanların RİSALEİ NUR ları anlamadıkları anlaşılıyor.

  • Sezai Mumcu

    30.12.2014 01:51:18

    1990 li yillarin basinda Münih medresemize de tesrif etmisti. Kinali kizil saclariyla Cennet'in mümtaz sahsiyetlerinden biri olarak mükafatlandirilmasini Cenab-i Erhamürrahimin'den niyaz ederim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı