"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB faktörü

Kâzım GÜLEÇYÜZ
19 Kasım 2015, Perşembe
​AB’nin, açıklanmasını 1 Kasım seçimi sonrasına ertelediği ilerleme raporunda kayda geçirilen tesbitler, Türkiye’nin hukuk ve demokrasi noktasında ciddî gerilemelere sahne olduğunu ortaya koyuyor ve belgeliyor.

Raporla irtibatlı olarak gündeme gelen zamanlama ve pazarlık tartışmaları, işin özünün örtbas edilmesine yol açmamalı.

Gerek tam da seçim öncesinde Türkiye’ye gelen ve raporun açıklanmasının ertelenmesinde etkili olduğu söylenen Merkel gibi siyasetçilerin, gerekse AKP hükümetinin gayri samimî yaklaşımlarından kaynaklanan tartışma ve spekülasyonlar asıl meseleyi gözardı ettirmemeli.

Peki, işin özü ve asıl mesele ne?

Raporda, bilhassa yargı bağımsızlığına yönelik müdahalelerin yoğunlaştığı ve medya özgürlüğüne ağır darbelerin vurulduğu yönünde dile getirilen tesbitler.

“Terörü destekledikleri” iddiasıyla muhalif yayın organlarına yapılan keyfî baskın ve gasp operasyonları; şirket, gazete ve televizyonlara el konulması, ekran karartmalar.

Bu hukuksuzlukların üstelik seçim sürecinde yapıldığı, 1 Kasım’ı izleyen AGİT heyetinin raporunda da kayda geçirilmişti. AB raporuyla teyid edilmiş oldu.

Türkiye’yi hukuk ve demokrasi noktasında çok gerilere götüren bu ayıp ve arızaların giderilmesine yönelik adım ve reformlar için AB, yeni kurulacak hükümetle “güçlü bir temas” halinde olacağının mesajını verdi. Bu demektir ki, seçim öncesinin konjonktürel ve günübirlik siyasî manevraları artık geride kalıyor.

Ve Brüksel’in Ankara’yı hukuk ve demokrasi kriterleri açısından yakın markaja alıp sıkı takip altında tutacağı yeni ve öncekinden farklı bir dönem başlıyor.

Böyle bir markaj ve takibe Türkiye’nin büyük ihtiyacı var. Çünkü iç dinamikler hukuk ve demokrasi alanlarındaki gerilemelere engel olabilecek güçten mahrum.

İktidarın 1 Kasım’da sandıktan çıkan sonucu, yoğunlaşan hukuksuzluklara millî iradenin onayı olarak yorumlaması, durumu daha da sıkıntılı hale getiriyor.

Onun için AB faktörü ayrı bir önem kazanıyor. Tıpkı 28 Şubat’ta olduğu gibi.

O süreci de AB ile aşmamış mıydık?

tweet 1- Adalet Bakanına göre AB raporunda “paralel yapı” etkili olmuş. Yani “paralel,” AB’yi de etkilemiş! O zaman AB’ye de operasyon başlatın!

tweet 2- Muhalif medyanın gasp ve tasfiyesine alkış tutarken iktidar medyasına verilen cezalara ateş püskürmek samimiyetsizlik ve çifte standarttır.

Okunma Sayısı: 2483
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman KOÇAK

    19.11.2015 09:30:11

    Maalesef çifte standart ifadesi az gelir bunlar için...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı