"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

31 Mart’tan bugüne

Kâzım GÜLEÇYÜZ
10 Kasım 2015, Salı
​Ülkemizde hürriyet ve demokrasi sürecini inkıtaa uğratan darbeler zincirinde önemli halkalardan birini oluşturan 31 Mart olayının, hürriyet mücadelesine verdiği zararları Üstad Bediüzzaman Münazarat’ta şöyle özetliyor:

“Garazkâr cerîdeler hakikî hürriyetin sadâsını susturdular. Meşrutiyet pek az adamların üstüne münhasır kaldı. Fedakârları da dağıldılar.” (E. Said Eserleri, s. 257 )

O zaman İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti mensubu olarak hürriyetçi Ahrar Fırkasını destekleyen Said Nursî’nin, araya giren savaş, esaret, millî mücadele, Osmanlıdan Türkiye Cumhuriyetine geçiş ve cumhuriyet adı altında kurulan tek parti diktatörlüğü yıllarından sonra, 1950’de başlayan çok partili demokrasi döneminde bu tavrını Nur talebelerinin demokratlara desteği şeklinde devam ettirdiğini biliyoruz.

Onun 31 Mart sonrası için çizdiği tablonun 27 Mayıs ve diğer darbeleri takip eden dönemlerde defaatle tekrarlandığını da.

Gerçekten, darbe ve müdahale ortamlarında, “garazkâr medya”nın tarafgir, kafaları karıştıran, ard niyetli, maksatlı ve tahripkâr yayınları, her defasında “hakikî hürriyetin sadâsını susturdu.” Meşrutiyet, yani demokrasi fikri ve ideali “pek az adamların üstüne münhasır kaldı. Fedakârları dağıldı.”

Darbeler silsilesinin günümüzde aldığı şekil ise, sürece yayılan sürekli bir müdahale ortamına dönüştü. 1982’de 12 Eylül darbe anayasası ile tesis edilen düzen, bunun kurumsal yapısını oluşturdu ve bu durum çeyrek asrı aşkındır hâlâ düzeltilemedi.

Hayatımızın en kritik ve duyarlı alanlarında tahripkâr sonuçlara  yol açan 28 Şubat’ın dayanağı da 12 Eylül’ün kurduğu düzen. 

Bu durum, haliyle siyasetteki gelişmeleri, hattâ seçim sonuçlarını dahi etkiliyor. 

1999, 2002, 2007, 2011 ve son olarak 2015 seçimlerinden çıkan neticeler iyi analiz edildiği takdirde, bu durumun doğrudan veya dolaylı etkileri mutlaka görülecektir.

Bütün bu hengâmede en büyük zararı, her defasında sadâsı susturulan hakikî hürriyet ve pek az adamın üstüne münhasır kalan demokratlık gördü. Hürriyet ve demokrasi fedakârları sağa sola dağıldı. Kimi başka adreslere giderken, kalanlar da bu şartlarda varlık gösteremedi. (Devam edelim)

tweet- Seçim sonuçları da kullanılarak herkesin biata zorlandığı bir süreçte ölçülere dayalı hakkaniyetli duruşun muhafazası çok daha önem kazandı.

Ahrarlar’dan Demokratlara

Ege Bölgesi Yeni Asya Okuyucuları’nın organize ettiği seminer İzmir Yeni Asya Kültür Merkezi’nde yapıldı. Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’ nin Risale-i Nurlar’ da ifade ettiği hürriyetçi ahrarları tarif etti.

Okunma Sayısı: 2854
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Garib Doğu

    10.11.2015 07:35:17

    ''Herkesin biata zorlandığı bir süreçte ölçülere dayalı hakkaniyetli duruşun muhafazası çok önem kazandı.'' Evet fevkâlade önemli. Çünkü şiddetli bir tazyik var. Çok yönlü dehşetli bir baskı var. Onun için ölçülü haraket ve hakkaniyetli duruş büyük bir rüçhaniyet kazanmıştır. Adeta ateşten bir gömlek gibi olmuş! Belki de hayatımızın en büyük sınavını yaşıyoruz. Cenab-ı Hak,istikametten ayırmasın,her an hıfz-u inayeti Rabbaniyesi altında bulundursun. Amin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı