31 Mart isyanının Hareket Ordusunca bastırılması ile, 15 Temmuz kalkışmasının 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL düzeninde bir hesaplaşmaya konu edilmesi arasında, yakın tarih ve siyaset bilimi erbabı tarafından tahlil edilip değerlendirilmeyi bekleyen çok ilginç benzerlik ve paralellikler var.
O dönemde sıkıyönetim mahkemesinde yargılanıp beraat eden Bediüzzaman’ın yaptığı tarihî savunmadaki manidar tesbitler de hâlâ güncelliğini koruyor.
Ki, geçen yıl 15 Temmuz’u takip eden günlerdeki scope yayınlarımızda bu savunmayı bölümler halinde baştan sona okuyup değerlendirmeye çalışmıştık.
(Bu yayınların video kayıtları gazetemizin internet sitesinden izlenebilir.)
Üstadın Divan-ı Harb-i Örfî’deki müdafaasından bazı anekdotları tekrar hatırlayıp, güncel gelişmeleri onların ışığında yorumladığımız zaman son derece manidar tesbitlerle karşı karşıya geliyoruz.
Meselâ Üstad diyor ki:
“Şimdiki hafiyeler eskisinden beterdirler. Bunların sadakatine nasıl itimad olunur; adalet onların sözlerine nasıl bina olunur?” (Eski Said Dönemi Eserleri, s. 120)
Bu tesbit ve sualler, çok ağır mağduriyetlere sebebiyet veren adlî ve idarî operasyonların istihbarat kaynaklı rapor ve listelere bina edildiği 15-20 Temmuz sürecinde de geçerliliğini korumuyor mu?
Üstadın “Gazetelerin aldatmalarıyla meşru bilerek buradaki görenek ve âdete binaen cereyan-ı umumîye kapılan safdillerin cezası nedir?” suali de, son süreç dahil, benzer her durumla çok örtüşüyor.
“Acaba bahçıvan bir bahçenin kapısını açsa, herkese ibaha etse, sonra da zâyiat vuku bulsa, kabahat kimdedir? Fikir ve söz hürriyeti verilse, sonra da muahaze olunsa, acaba biçare milleti ateşe atmak için bir plan olmaz mı?” (age, 142-4) sualleri ise özellikle son süreci netice veren derin tuzaklara tam denk düşüyor.
Senelerce önü açılıp teşvik ve destek verilen medya, banka, sendika, okul, üniversite ve yardım derneğiyle irtibatın birden “suç delili” olarak gösterilmesi, insanları ateşe atma planının güncel örneği.
Diğer bazı örneklere yarın bakalım.
***
- Gül AKP için “Kuruluş dönemindeki değer ve politikaları YENİDEN rehber edinip evrensel demokrasi kriterleriyle yoluna devam etmeli” demiş...
- Hüseyin Besli (Akşam): Siyasî partiler de doğar, gelişir, yaşlanır ve ölürler. Sonunda zeval mukadderdir. AK Parti de bundan azade değildir.
- Masumlar için hem kavlî, hem fiilî duaya devam. Fiilî dua hukuk çerçevesinde yapılacak bütün girişim ve etkinlikleri içine alan bir kavram.