Pazar günü tekrar yayınladığımız 2.10.10 tarihli ve “Üniformasız DGM’ler başlıklı yazımızın sonunu ufak bir rötuşla bir kez daha aktaralım: “Önce ‘anarşist’leri, sonra dindarları, üniformasız ACM formatıyla da Ergenekonculuk ve darbecilikle suçlananları yargılayan DGM’ler âcilen ciddî bir neşter bekliyor. Hukuk ve adalet adına.”
Yegâne gerekçesi terör olan 12 Eylül’den sonra “terörle daha seri ve etkin mücadele” iddiasıyla anayasaya konulan devlet güvenlik mahkemelerinde güya teröristler yargılandı, ama PKK palazlandı.
28 Şubat’ta aynı mahkemeler “terörden daha tehlikeli bir iç tehdit” olarak gösterilen “irtica” ile mücadele kapsamında dindarlara karşı kullanıldı. Bu çerçevede Yeni Asya’nın üzerine gelindi ve Mehmet Kutlular DGM kararıyla tam 276 gün hapis yattı.
AKP iktidarında AB’nin ısrarlı talep ve takibiyle DGM’ler kaldırılıp yerine özel yetkili ağır ceza mahkemeleri (ACM’ler) ikame edildi. Ama Abdullah Gül’ün ifadesiyle bunlar DGM’lerin üniformasız versiyonu idi.
Ergenekon, Balyoz gibi davalarda imza atılan ve davaların özünü de sakatlayan ağır hukuk ihlalleri bunların marifetiydi.
Şimdi aynı şey f.ö davalarında tekrarlanıyor. Üstelik çok daha ileri boyutlarda.
Alabildiğine keyfî ve uzun tutuklamalar; masumiyet karinesi ile suç ve cezanın şahsîliği ilkelerini, savunma ve âdil yargılanma haklarını “iplemeyen” tavırlar...
28 Şubat’ta çıkarıldığımız DGM’lerde bizzat şahit olduğumuz bazı hallerin şimdi ağır cezalarda çok daha katmerli şekilde devam ettiğini Nur’un davasında gördük.
İfade ve savunmaları kaale bile almayan bir duyarsızlık ve lâkaydlık; sağlam ve haklı gerekçelere dayandırılan tahliye taleplerinin her celsede tekrarlanan klişe gerekçelerle reddedilmesi; yargılanan kişiye muhatabiyetteki özensizlik; mütalâa ve kararların neredeyse işitilmeyecek derecede düşük ses tonlarıyla açıklanmasının açığa vurduğu tedirgin ve “mahcup” ruh hali, dikkatle izleyenlere çok şey anlatıyor.
Bu sürecin 28 Şubat’tan bir farkı: O süreçte çok yargılandık ve mahkûmiyetler de aldık, ama hiç tutuklanmadık. Şimdiyse tutuklamalarla peşin ceza kesiliyor.
AKP eliyle getirildiğimiz yer burası...
***
-OHAL ortamında ve siyaset gölgesinde alınmış yargı kararları adalet ve hukuka güveni sarsar; toplumu gererek iç barış ve huzuru zora sokar.
-Adalet Bakanlığı: “f.ö davalarında 50.344 kişi tutuklu, 55.495 kişi tutuksuz yargılanıyor.” Neye göre tutuklu, neye göre tutuksuz? Ölçü ne?!
-Hakimlik tutuklama memurluğu değildir - http://www.yeniasya.com.tr/video/hakimlik-tutuklama-memurlugu-degildir_435257