Cumhuriyetin hayli zamandır her fırsatta atıf ve vurgu yapılan 100. yıldönümüne altı sene kalmışken, bu kavramın ifade ve temsil ettiği değerler ve prensipler açısından ne durumdayız?
Bu değerleri adalet, meşveret, kanun hakimiyeti ve hürriyet olarak özetleyen Bediüzzaman, 1923’te cumhuriyet adı altında ilân edilen rejimin asıl karakterini “istibdad-ı mutlak” olarak nitelemişti.
Tek parti ve tek şef üzerine bina edilen bir rejimin başka türlü tarifi de mümkün değildi. İcraatı da ona göre şekillendi.
Buna karşı Said Nursî, iman-adalet-hürriyet kavramlarının iç içe olduğu müsbet bir hukuk mücadelesi ortaya koydu.
Ve 1950’de dış şartların da müsait hale gelmesiyle çok partili sisteme geçildi.
Tek parti ve tek adam rejiminden kurtulup demokratik cumhuriyetle tanışmak, Türkiye’ye hak ve özgürlüklerin, adaletin, hizmetin hazzını yaşatmaya başladı.
Bunun olumlu sonuçları hayatın her alanında kendisini gösterdi ve hissettirdi.
Ancak sonrasında bu süreç, belirli fasılalarla adeta otomatiğe bağlanan darbe ve müdahalelerle sürekli kesintiye uğratıldı.
1960’ta 27 Mayıs, 1971’de 12 Mart, 1980’de 12 Eylül, 1997’de 28 Şubat müdahaleleri ile, 2016’da 15 Temmuz darbe girişimi ve onu gerekçe göstererek 20 Temmuz’da içine girilen OHAL rejimi, ülkeyi hukuk ve demokrasiden uzaklaştırdı.
Şeflik dönemi referanslarıyla savunulan ve ülkeyi yeniden tek adam rejimine götürecek olan anayasa değişikliklerinin OHAL ortamında yapılan çok tartışmalı bir referandum sonrası yürürlüğe konulmak istenmesi, 2023’e 6 kala, “Türkiye nereye gidiyor?” sorusunu gündeme taşıdı.
Cumhuriyetin 94. yılında karşı karşıya olduğumuz en önemli ve kritik sual bu.
Yeniden 1920’lerin ikinci yarısı ile 30’lu yılların tek parti ve tek şef dönemine geri mi geri döneceğiz; yoksa 1950’de tanıştığımız, ancak ardı arkası gelmeyen müdahalelerle elimizden alınmak istenen demokratik kazanımlara sahip çıkarak, hukuk ve demokrasimizi daha da geliştirmeyi ve derinleştirmeyi mi tercih edeceğiz?
Bizim tercihimiz, Cumhuriyetin 100. yılında tam demokrat ve özgür bir Türkiye.
***
- Ertuğrul Özkök’e: Arap dünyasının gerçek baharı, bir gün Bediüzzaman’ın bütün Müslüman dünyasına gösterdiği yol aydınlandığında anlaşılacak.
- Feyzi Halıcı’nın ardından - http://www.yeniasya.com.tr/video/feyzi-halici-nin-ardindan_445225
- Türkiye'nin normale dönmesi için yargı normalleşmeli - http://www.yeniasya.com.tr/video/turkiye-nin-normale-donmesi-icin-yargi-normallesmeli_445299