28 Şubat’ın 18. senesini de geride bıraktığımızı vurgulayan haber ve yorumlar, bize zamanın ne kadar hızlı aktığını bir kez daha derinden hissettirdi.
MGK’nın 1997 28 Şubat’ında aldığı kararlarla başlayan bu meş’um süreçte yaşananlar ve görünüşte “irtica” ile suçlanan bir iktidara karşı başlatılıp, yaklaşık dört ay sonra bu hükümetin çekilmek zorunda kalmasını sonuç veren kampanyanın, bilâhare din eğitimini, imam hatipleri, başörtüsünü, dindarları, cemaatleri... hedef alan topyekûn bir psikolojik harekâta dönüştürülmesi...
12 Eylül’ün güya terörle mücadele için kurduğu DGM’lerin, din, vicdan, fikir, ifade ve basın özgürlüğüne karşı kullanılması..
Yeni Asya’nın başörtüsü yasağı başta olmak üzere haksız ve hukuksuz 28 Şubat uygulamalarını eleştirdiği için DGM kararlarıyla defalarca toplatılması, yargılanması; zulümlerin ayyuka çıktığı bir noktada yaşanan 17 Ağustos depremini “İlahî ikaz” olarak yorumlaması sebebiyle iyice hedefe konulması; bu yüzden Mehmet Kutlular’ın 276+2 gün hapiste tutulması; yine aynı sebeple DGM’de yargılanan Yeni Asya yazarlarına 7000 güne yakın hapis cezası istenmesi...
3 Kasım 2002’de sandıktan çıkacak sonucu üç yıl öncesinden öngörüp haber veren ve dönemin partilerini uyaran “Siyasî deprem kapıda” başlıklı bir yazı sebebiyle hem yazarının ve yazıişleri müdürümüzün mahkûm edilmesi, hem de gazetemiz hakkında bir ay kapatma cezasının verilmesi...
Ve daha niceleri... Hangi birini sayalım?
Gelinen noktada bunların çoğu geride kaldı. Ve DGM kararıyla verilip bir kısmı infaz da edilen mahkûmiyetler AİHM’den döndü
12 Eylül’de başlatılıp 28 Şubat’ta çığırından çıkarılan başörtüsü yasağı önemli ölçüde aşıldı. İmam hatiplerin kapatılan orta kısımları tekrar açıldı. 28 Şubat’ın sebep olduğu mağduriyetlerin bir kısmı giderildi.
Ama bir taraftan da yeni mağduriyetler üretiliyor. Paralel yapıyla mücadele gerekçesiyle, bir camia MGSB referanslı MGK operasyonları ile tasfiye edilmek isteniyor.
Böylece 28 Şubat’ın dahi deneyip de başaramadığı ve yarım bıraktığı bir hedef, sivil iktidarın eliyle tamamlanmaya çalışılıyor.
Risale-i Nur basımı ve neşri, evvelce hiç benzeri görülmemiş bir uygulama ile engelleniyor ve ardından devlet tekeline alınıyor.
Yani 28 Şubat farklı bir kılıkta sürüyor.
tweet- Erdoğan da 28 Şubat davasının sağlıklı bir şekilde yürümediğini söyledi, ama bunu da yine “paralel yapının yol açtığı sıkıntı”ya bağladı...