"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

14 yıl önce yazmıştık: İktidar ve ticaret

Kâzım GÜLEÇYÜZ
05 Aralık 2017, Salı
24.1.04’te çıkan yazımız:

Merhum Diyanet İşleri Başkanlarımızdan Ömer Nasuhi Bilmen, Yeni İstiklal gazetesinin 21 Ekim 1964 tarihli sayısında yayınlanan “İslam ve demokrasi” başlıklı makalesinde şöyle bir hadis-i şerifi naklediyor:

“Hıyanetin en haincesi, bir idare amirinin halk arasında ticaret etmesidir. Böyle bir hareket, onun itibarını azaltır. Halkın düşmanlığını celb eder. Çünkü bu hareketle nüfuzunu suiistimal ederek, halkın ticaret hayatındaki gelişmeyi sekteye uğratmış olur.” (Şeriat ve Demokrasi kitabımız, s. 169)

Bilmen Hocaefendi bu Peygamber buyruğuna istinaden, “Milletin işini üzerine alanların, başkalarına karşı rakip kesilerek ticaret hevesine düşmemeleri lâzımdır” diyor. 

Bu prensibi hatırlatma gereği duymamızın sebebi, bir süre önce basında çıkan ve şu âna kadar tekzip edilmeyen haberlere göre, yeni kurulan bir şirkette Başbakan Erdoğan’ın da “kurucu ortak” olarak yer alması.

Bilindiği gibi, ülkemizde siyaset-ticaret ilişkileri öteden beri tartışılan ve haklı eleştirilere konu olan bir mesele. Türkiye’yi her bakımdan ciddî kayıplara uğratan yolsuzlukların çok önemli bir dayanağı da bu ilişkiler. 

Bu yüzden, hayatını ticaretle kazananların siyasete atılmaları, ister istemez mercek altına alınmalarını netice veriyor. Ve ticaret kökenli politikacılar, siyaseti artı bir zenginleşme vasıtası olarak kullanıp kullanmadıkları açısından özel bir duyarlılıkla takip ediliyor. (...)

Bu itibarla, bilhassa bu cihetten çok kirlenen ve yıpranan “eski tarz siyaset”i tasfiye ettiği iddiasıyla sahnedeki yerini alan mevcut iktidarın ve özellikle başındaki ismin siyaset-ticaret ilişkisinde çok daha duyarlı olması herşeyden önce dinî ve ahlâkî hassasiyetler açısından kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu halde, Başbakanın bu konuda özensiz ve umursamaz bir tutum sergilemesi doğrusu izahı mümkün olmayan bir durum.

Oysa Başbakanın yeni şirket kurmak bir yana, daha siyaset için yola çıkmadan önce bilumum ticarî işleriyle irtibatını koparıp bunu kamuoyuna açıklaması gerekmez miydi?

Not: Erdoğan o dönemde bilâhare bu ortaklığı devrettiğini açıkladı. Yakınları üzerinden gündeme gelen son tartışmayı ise yarın değerlendirelim.

***

- Demokrat Eğitimciler Derneğinin Yeni Asya Vakfında düzenlediği ve yoğun katılımla gerçekleşen “OHAL uygulamaları ve insan hakları” panelinde masum ve mağdurların yanında olduğumuzu ve hukuksuzluklara itirazımızı bir kez daha deklare ettik. Katılan herkese teşekkürler.

- Konyalı Nur Talebesi ve son şahit Hüsmen Duran’a Allah’tan rahmet niyaz ediyor, ailesine ve Nur camiasına taziyelerimizi sunuyoruz. Allah Cennetinde buluştursun.

Okunma Sayısı: 6337
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp

    5.12.2017 10:59:31

    Siyaset ve ticaretin iç içe olduğu en yoğun dönemlerden birini hep beraber yaşıyoruz. Zengin idareciler fakir halk tabakaları. Üstelik zengin idarecilik o kadar aleni ve pervasız hale geldi ki, bir "yüzük" yahut "(bağışlayın) "yırtık don" ile siyasete girip Karun gibi zengin olanlar, hesap vermek bir yana, "bunu nereden kazandın?" sualini soranlara hemen taarruza geçiyorlar. Son zamanlarda yaşadığımız ve millet olarak bizi hicap ettiren, devlet olarak itibarımızı düşüren hâdiseler; bir kez daha gösterdi ki, menfaat üzerine dönen menfi siyasetin düsturları da merhametsizdir. ABD'de görülmekte olan bir dâvânın muhataplarından ses çıkmazken, iktidarın bunu bir "milli mesele" olarak halka maletme gayretkeşliği menfi siyasetin en bariz örneklerinden biridir. Üç-beş muhterisin yaptığı "akçeli" bir işin ceremesini 80 milyona fatura etmek hak, hukuk ve adalet midir? Hoş, evvela "adâlet var mı?" sualini sormak icap eder ya!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı