"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

12 Eylül ve terör

Kâzım GÜLEÇYÜZ
13 Eylül 2024, Cuma
12 Eylül 1980 darbesinin en önemli gerekçe ve dayanak olarak gösterdiği anarşi ve terör olaylarının, gerçekte ülkede bir darbe ortamı oluşturmak ve halkı böyle bir müdahaleye hazırlamak için çıkarıldığı noktasındaki kanaat artık yaygın kabul görmüş halde.

Devrin 2. Ordu Komutanı e. Org. Bedrettin Demirel’in “İhtilâli bir yıl önce yapmalıydık, ama darbe ortamı olgunlaşsın diye beklendi, 5000 kişinin ölümüne bu yüzden seyirci kalındı” itirafı kayıtlarda mevcut.

Seneler önce Milliyet gazetesinin onunla yaptığı röportajın satıraralarında yer alan bu çarpıcı itiraf, o zaman Yeni Nesil adıyla çıkmakta olan Yeni Asya’nın manşetiyle açığa çıkarılarak kamuoyuna mal edildi.

O manşetin çıktığı günün sabahı, o zaman siyasî yasaklı olan merhum Süleyman Demirel telefon edip “İşte gazetecilik bu” diye tebriklerini bildirmişti.

Demirel Köprü’ye verdiği mülâkatlarda da 12 Eylül öncesi terördeki tırmanışın arkaplanına ışık tutan çok önemli açıklamalar yapmış, “anarşiyi durdursun” diye sıkıyönetimin ilan edildiği şehirlerde terör olaylarının daha da arttığını ifade etmişti.

12 Eylül darbesine hedef olan AP kadrosundan dönemin Istanbul Milletvekili Recep Özel’in gazetemizde yayınlanan röportajında da, o zamanki komuta kademesinin terörle mücadelede ipe un seren tavırlarından, bugüne kadar bilinmeyen örnekler aktarılmıştı:

Meselâ “kurtarılmış bölge” Fatsa’daki terörist gruplarla ilgili olarak gereğinin yapılmasını isteyen Başbakan Demirel’e Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in verdiği “Şimdi fındık yaprakları yeşil, anarşistler onların arkasına gizlenir, hele sonbahar gelsin, yapraklar dökülsün, ondan sonra hepsini sürer çıkarız” cevabı.

Keza Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantısında Demirel’in “Şehirdeki terör gruplarını tesbit ettiniz mi?” sualine 1. Ordu ve İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Org. Necdet Üruğ’un “Bilmiyoruz sayın Başbakan” diye karşılık vermesi ve bunun üzerine Demirel’in MİT’e hazırlattığı terör grupları raporunu Üruğ’un önüne fırlatması, ama yine uygulamada değişen birşeyin olmaması.

Veya Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Nurettin Ersin’in, terör olaylarının cereyan ettiği Siverek’e askerî birlik gönderme işini yalan beyanlarla aylarca savsaklaması.

Ve 12 Eylül’den bir gün önce bile Başbakana aynı yalanları yine tekrarlaması...

(Yarın devam edelim.)

Okunma Sayısı: 2214
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    14.9.2024 00:51:53

    Bütün dabelerim birincisi hedefi İslamiyet ve dine hizmet eden cemaatler, ikinci hedefi ise demokrasi ve demokratlar olmuştur. 15 Temmuz'da da en büyük zararı dini cemaatler ve demokrasi görmüştür.

  • Doğukan Pamir

    13.9.2024 19:13:55

    Dessasane, zalimane ve münafıkane yapılan12 Eylül darbesinin bidayetinde bir ilimizde görev yapmaktaydım.İlde bulunan yüksek okul müdürü görevden alınmış 12 Eylül mahsulü bir idareci atanmıştı. Önceki idare döneminde bir branş dersine girdiğimden dolayı yeni idareciyi,hem tanışmak hemde tekrar derslere girmeyi istediğimi konuşmak için hayırlı olsuna gittim.Sohbet sırasında tekrar derse girebilmem için bir teklifi oldu:Organizasyonu kendileri deruhte edecek, ben de baş örtüsünün farz olmadığını Kur'an'da böyle Bir hüküm bulunmadığını değişik yerlerde vereceğim konferanslarda anlatacağım.Teklifi ve şartı buydu.Lisanı münasiple cevabını verdim ve O da "sana ders veremem" dedi ve sohbeti sonlandırdık...işte sapı bizden bazı baltaların canhıraşane destekledikleri darbeci başı netekim efendi mitinglerinde baş örtüsünün farziyetini inkar ediyordu, saçlar yemeğe düşmesin diye baş bağlanıyormuş...

  • Mustafa

    13.9.2024 18:47:37

    12 eylülden anlaşılan yorumlara bakınca çok sathi kalıyor..O da zamanının BOP u gibi..Büyük resme bakalım,iktisadi,sosyal,bölgesel o kadar oyun vardı..

  • A. Yılmaz

    13.9.2024 16:12:51

    12 Eylül 1980 de darbecileri destekleyen gülen cemaati bugün 12 Eylül'ün bir sonucu olan iktidar tarafından tasfiye edildi. Nedir, darbeciler ile kolkola girersen başına ne geleceğini önceden tahmin etmeye gerek yoktur. İşin bitince sana da tekmeyi atarlar. İbret alındı mı?

  • Ömer

    13.9.2024 14:30:21

    Yeni nesiller bunları görmeli, okumalı,anlatmalı,yazmalıyız. Kaleminize sağlık.👏👏👏🌅

  • Abdullah tunç

    13.9.2024 14:16:50

    12 eylul zalimane ihtilalini alkışlayanlar, destekleyen ler; zalimlere taraftar oldukları için, o zalimlerin zulümlerine ortaktırlar.Bu nun çetin hesabını Allah'a verecekler.Bugünkü zalim iktidar ve ortaklarına taraf tar olanlarda zulme ortak tırlar ve zalimdirler.Gülen hareketi ile mevcüt iktidar 12 sene can ciğer beraber ülkeyi idare ettiler.Beraber bir sürü maddi ve manevi suiistimalleri oldu.Beraber zulmettiler.Kim bunlardan birine gizli veya açık taraf tar ise kesin zalimdir.Ve o iki hareketin zulümlerine ortaktır.Kimse zırvalarla bunlardan birini temize çıkarmaya çalışmasın.Ça lışan hem kendisini ve hemde etbalarını kandır mış, aldatmış,yanlış yolla ra saptırmış olur. Bu böyle biline...

  • Doğukan Pamir

    13.9.2024 10:52:18

    Sayın yazar! O günleri bizzat yaşamış ve olup bitene şahid olmuş yaştayım. Elbette kâfir kafirliğini, zalim zalimliğini, münafık mübafıklığını yapacaktır. zira yaratılışlarının gereğini yapacaklardır ve nitekim yaptılar da... Üzüldüğümüz: sapı bizden bazı baltaların darbe için "müjde, gözümüz aydın bizimkiler geldi, Hızır gibi yetiştiler" diyerek bütün benlikleriyle darbeyi alenen medh u sena ederek taraf olmalarıdır...yetmedi cemaat dershanesinde kalan talebeler darbecileri alkışlasınlar, yaptıklarına şahid olsunlar diye dev ekranlı televizyonları getirtip dershaneye kurmalarıdır. Bu zalimleri destekleyenlere bir musibet isabet ettiğinde masum olduklarını musibeti hak etmediklerini söylemeleri inandırıcı olur mu?Böyleleri "Beşer zulm eder, kader ise adalet eder" kelamının bizzat muhatabıdırlar....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı