12 Eylül 1980 darbesiyle iktidarı ele geçiren askerî yönetimin, yayın hayatı boyunca demokrasinin muhafaza ve gelişmesini esas alıp ihtilâllere bütün gücüyle ve kararlılıkla karşı çıkan Yeni Asya’dan haz etmesi elbette beklenemezdi.
Bu yüzden, ihtilâlin daha ilk ayı sona ermeden, sıkıyönetim sudan bir bahane göstererek Yeni Asya’yı kapattı. Gazetenin niçin kapatıldığı ve ne zaman açılacağı sorularına ilgililerden tatminkâr bir cevap alınamadığı için, hemen yeni bir gazete çıkarma hazırlıklarına girişildi ve böylece Yeni Nesil doğmuş oldu. Yeni Nesil ismi, 12 Eylül’ün bir armağanıydı.
Yeni Nesil çıkmaya başladıktan bir süre sonra Yeni Asya’ya izin verildi. Yapılan istişareler neticesinde, Yeni Nesil’in devamına ve Yeni Asya’nın haklarının Yeni Nesil’e devrine karar verildi. Ve Yeni Nesil aynı minval üzere neşriyatına devam etti. Ancak bu defa işi çok daha zordu. Çünkü 12 Eylül çok daha hazırlıklı gelmişti.
Ve 12 Eylülcüler, programlarını kademe kademe tatbikata geçirirken, Yeni Nesil, fikir beyan etmeye ihtiyaç duyduğu gelişmeleri, herhangi bir şüphe ve tereddüde yer vermeden cesaretle değerlendirmeye devam etti.
Aslında o günlerin olağanüstü şartlarında ihtilâlcileri tenkit edebilmek cesaret işiydi.
Ancak Yeni Nesil kadrosu, inandığını dile getirmekten çekinecek bir kadro değildi.
Sair gazeteler, evvelki benzer hallerde de olduğu gibi ihtilâli yürekten alkışlarken, Yeni Nesil, yanlış gördüğü tatbikatı meşru ve mâkul bir üslûpla eleştirmekten çekinmedi.
Siyasî partilerin kapatılmasını, Kenan Evren’in dinî konularda olur olmaz ahkâm kesmesini, tatbikata konan başörtüsü yasağını, anayasa taslağını, siyasî partiler kanununu, Millî Güvenlik Konseyinin vetolarını, Büyük Türkiye Partisinin kapatılmasını, seçim kanununu, bazı partilerin seçime sokulup bazılarının sokulmamasını çekinmeden tenkit etti.
O günün şartlarında bu tenkitleri yapmak kolay değildi. Gazeteler sıkıyönetimlerin sıkı kontrolü altındaydı. Tahmin edilmedik yazı ve haberlerden dolayı ikaz ve ihtar mesajları alıyor; sık sık da kapatılıyordu gazeteler.
(Devam edeceğiz.)
tweet 1- Mahzun Rumeli Hisarı Mescidinin nihayet ihya edilmesini alkışlıyoruz, ama açılışının seçim öncesine denk getirilmesini tasvip etmiyoruz.
tweet 2- Rumeli Hisarı Mescidinin 29 Mayıs’ta açılacak olması, Ayasofya’nın hicranının bu yıl da sona erdiril(e)meyişini örtmek için de kullanılmasın.
tweet 3- “Ayasofya’yı bu yıl da ibadete açamadık, ama Rumeli Hisarı Mescidiyle idare edin” gibi bir mantık ahlâka uymaz ve işin ihlâsını da zedeler.