Her yıl eğitim-öğretim sezonu açılırken ders kitaplarındaki Kemalist muhtevayı gözden geçiriyoruz. Bu sene 10. sınıf kitaplarına bakalım.
İHL’lerin 2. sınıflarında da okutulan kitapların tamamı, Kur’an, Siyer, Hadis ve Fıkıh dahil, yine tam sayfa Gençliğe Hitabe ve M. Kemal fotoğrafıyla başlıyor.
Kitap muhtevalarına gelince:
Önceki sınıfların kitaplarındaki yoğun Kemalist propaganda 10. sınıfta pek yok.
Görebildiğimiz örneklerden biri Matematik kitabında. Alt sınıfların kitaplarına konulan bölüm 10. sınıfta da mevcut.
S. 416’da karşımıza çıkan bu bölümde M. Kemal’in matematiğe ilgisi, 1936’da Geometri kitabı yazıp Sivas Lisesinde bu dersi anlattığı ve birçok matematik terimini Türkçeleştirdiği yine tekrarlanıyor.
Tarih kitabında ise “Atatürk’ün kişisel özellikleri” başlığı altında şöyle deniyor:
“Atatürk kendisini, Türk milletini aklın ve bilimin rehberliğinde çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarma hedefine adamıştır. (...) Millî Mücadelenin her aşamasında Türk milletine önderlik eden Mustafa Kemal, zaferden sonra da Türk milletinin her alanda çağdaşlaşmasını hedef alan inkılapları gerçekleştirdi.” (s. 214)
Yani, önceki sınıfların ders kitaplarında alabildiğine yoğun şekilde yer alan “Kemalist devrim propagandası,” 10. sınıf ders kitabında bu sözlerle devam ediyor.
Türk Dili ve Edebiyatı kitabında ise doğrudan bir Kemalizm propagandası göremedik, ama Talip Apaydın’ın “Köy Enstitüleri Yılları” adlı kitabından alınan bir metinde köy enstitülerine, Hasanoğlan’daki enstitüye ve Hasan Âli Yücel’e epeyce güzellemeler yapılıyor (s. 231).
Bütün ders kitaplarındaki genel muhteva ve üslûpta ezbere dayalı bilgi yığılması, soğuk, kuru ve ruhsuz anlatımlar gibi kronik problemler ise aynen sürüyor.
Onun için de öğrenciler tarafından zoraki ve kerhen okunup, ders yılı bittiğinde çöpe atılıyor. Bu kitaplar hayat boyu saklanmaya değer bir muhteva ve albeni ile yazılmış olsa böyle yaparlar mı?!!
Evet, dayatma üzerine kurulu sistemin kitapları da maalesef sevimsiz oluyor.
Bunca emek ve masrafa yazık...
***
- BB hem “Bizim değerlerimizde zulmetmek yoktur” diyor, hem de “Gerekirse mevzuatı boşverin.” Kanunları hiçe sayarak adalet nasıl sağlanacak?!
- Said Nursî: “Cumhuriyet adalet, meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvettir.” Adalet, ortak akıl ve kanun hakimiyeti yoksa demokrasi de yoktur.
- Üstad Bediüzzaman Adliye Vekili ve hakimlere diyor ki: Cenab-ı Hak size insaf ve merhamet, bize de sabır ve tahammül ihsan eylesin.