Rivâyetlere göre Hayber Yahûdilerinden 12 kişilik bir hahamlar topluluğu, peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin yanına gelip müslüman olacaklar; fakat akşama doğru kendi kitaplarına bakacaklar ve Hz. Muhammed’in peygamberliğine dâir bir işâretin olmadığını söyleyerek İslâm’dan vaz geçecekler. Böylece Müslümanları dinlerinden döndüreceklerdi. Kurdukları planları böyleydi.
Şu gelen âyetler bu olayı şöyle anlatıyor: “Ehl-i kitaptan bir grup, “Mü’minlere indirilmiş olana sabahleyin görünüşte inanıp, akşamleyin inkâr edin. Belki onlar böylece dinlerinden dönerler” dedi. “Sizin dîninize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın” dediler. Resûlüm! Onlara: “Doğru yolun ancak Allâh’ın yolu olduğunu söyle. Onlar kendi aralarında “Bir kimseye, size verilenin benzeri yahut Rabbinizin huzûrunda sizin aleyhinize deliller getirecekleri şeyler verilmiş olsa da inanmayın” dediler. De ki: Lütuf ve ihsan Allâh’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allâh’ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.” (Âl-i İmran, 3/72,73)
“Ehl-i kitaptan bir kısmı istediler ki, ne yapıp edip sizi saptırabilsinler. Oysa onlar, sâdece kendilerini saptırırlar da farkına bile varmazlar. Ey ehl-i kitap! Gerçeği görüp bildiğiniz halde niçin Allâh’ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz. Ey ehl-i kitap! Neden doğruyu eğriye hakkı bâtıla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz.” (Âl-i İmran, 3/69-71)
Evet, “..Fahr-i kâinât ne istiyor? Bak dinle; saâdet-i ebediye istiyor, bekâ istiyor, cennet istiyor... Evet, nasıl ki onun risâleti şu dâr-ı imtihânın açılmasına sebebiyet verdi; öyle de, onun ubûdiyeti dahi, öteki dârın (cennet ülkesinin) açılmasına sebeptir.” (Sözler, s. 218)
Evet, Allâh’ın Resûlü, bütün insanlığa ve âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. İnsanların aradığı gerçek mutluluğun formüllerini gösteriyor. İki cihanda huzur ve mutluluğa götürecek ana yolu gösteriyor. Ebedî ikâmetgâhımız ve sonsuza kadar mutlu ve huzurlu olacağımız cennet yurdunu gösteriyor.
Îman, istikâmet, ihlâs, sıdk, sadâkât, sürûr, Kur’ân ve sünnet üzere kalınız.