Vaktiyle, memleketin birinde, iki kız babası bir adam, kızlarından birini çömlekçiyle, diğerini çiftçiyle evlendirir.
Düğünden birkaç ay sonra çömlekçi damadını ziyaret eden adam, ona işlerinin durumunu sorar. Çömlekçi damat: “Bu işe büyük yatırım yaptım babacığım, kredi çekip üretimi beş katına çıkardım. Bu sene yağmur yağmaz, havalar güneşli giderse çok para kazanacağım.” der.
Çömlekçiye hayır duası eden eden adam, bu kere çiftçi damadın yanına varır ve ona işlerinin durumunu sorar:
Çiftçi damat ise: “Bu yıl komşu tarlaları da kiraladım babacığım. Borca girdim, ikinci traktörü de aldım. Bu sene bol yağmur yağarsa, çok para kazanacağım.” der.
Eve dönen adam kızlarının durumunu soran hanımına şu cevabı verir: “İkisi de iyi hanım, ancak yaza ikisinden biri hapı yutacak.”
Toprak Mahsulleri Ofisi 2024 yılı hububat alım fiyatlarını açıkladı. Geçen yıl kilosu 7 lira olan arpanın alım fiyatı bu yıl 7,25 liraya; 8,25 lira olan ekmeklik buğdayın fiyatı da 9,25 TL’ye çıkarıldı. Buğdayını ofise satacak olan çiftçi, parasını ise -en iyi ihtimalle- 45 gün sonra alabilecek.
TMO’nun kilo başına yaptığı bir liralık bu artış çiftçiyi kızdırdı. Bu sebeple olacak ki önceki senelerin aksine hububat alım fiyatları Erdoğan tarafından değil Tarım ve Orman Bakanlığının sayfasından açıklandı.
Bakanlık, hububat alım fiyatlarıyla birlikte bir açıklama daha yaptı. Bu açıklamaya göre, 21 Haziran-15 Ekim arasında yurt dışından buğday ithal etmek yasaklandı.
Önceki yıllarda şöyle bir tablo ortaya çıkıyordu: Buğdayını ofise ucuza satmak istemeyen çiftçi, tüccara yöneliyor, tüccardan daha yüksek bir para istiyordu.
Tüccar ve sanayici ise zaten yurtdışından ucuza buğday ithal ettiğinden, çiftçinin buğdayının yüzüne bakmıyordu.
Tarım ve Orman Bakanlığı aldığı bu kararlar ile bir yandan çiftçiyle tüccar arasındaki ticareti geliştirmeyi hedeflerken, bir yandan da çiftçiye çok para vermeyerek üzerindeki ekonomik yükü hafifletmek istiyor.
Bu tabloya göre ilk bakışta iki taraftan birisi yaza hapı yutacak gibi görünüyor.
Ancak çiftçi, yurtdışından buğday ithal edemeyecek olan tüccara ayak direyemeyecek. Zira çiftçimiz, buğdayını TMO’ya ucuza satmak yerine bekleterek tüccara yüksek fiyat çekebilecek ekonomik güce sahip değil. Zaten alacaklıları kapıda beklemeye başladı bile.
Tarım ve Orman Bakanlığı bunu bildiği için bu ticaretin güçlü tarafı olan ve ithalat yasağı kararına karşı homurdanan tüccara, “merak etme, çiftçinin buğdayı sana ithal buğdaydan daha ucuza gelecek, zararın olmayacak” diyor.
Hükümet hesap yapa dursun, böyle giderse çiftçiler tarımı tümden terk edecekler.
Türkler, tarihte, göçebelikten yerleşik hayata geçerken, ekin ekmeyi, yurt tutmanın bir şartı olarak görmüşler ve “ekin ektiğin toprak senindir” sloganını şiar edinmişler.
Bugün çiftçilerin yaşadığı problemleri, basit bir ekonomik sorun olarak gören, bu sorunu ithalatla aşabileceğini zanneden ve çiftçiyi büyük balıklara yem eden hükümet, tehlikenin farkında değil.
Bakalım bir elli yıl sonra vatandaş, ekin ekmediği bu toprakları halen yurdu olarak görmeye devam edecek mi?
Boşuna dememişler: “Çiftçiyi hor gören, yarını zor görür…”