Vaktiyle, memleketin birinde, günlerdir midesine tek bir lokma dahi girmemiş cebi delik bir adam, çarşıda bir lokantanın önünden geçerken, lokanta sahibinin şöyle bağırdığını duyar: “Sen ye torunun ödesin, sen ye torunun ödesin.”
Lokanta sahibinin yanına giden adam, “sahiden ben yiyeceğim ve torunum mu ödeyecek” diye sorar. Lokantacıdan evet cevabını alıp iyice emin olduktan sonra da oturur bir güzel karnını doyurur.
Ağzındaki kürdanıyla kapıya doğru yönelen adamı lokantacı durdurur ve eliyle para işareti yapar. Morali bozulan adam lokantacıya, “hani ben yiyecektim de torunum ödeyecekti” der.
Lokantacı şu cevabı verir: “Bu yediklerinin parasını zaten torunun ödeyecek. Sen dedenin yediklerini öde bakalım…”
Bugünkü köşe yazımız, hesabı bulaşık yıkayarak ödeyenler hakkında.
Partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündeminde Belediyelerin kamu borçları vardı.
Belediyelerin kamuya olan borçlarının bundan böyle kaynaktan kesinti yapılmak suretiyle tahsil edileceğini açıklayan Erdoğan’ın bu sözleri yeni bir tartışmayı beraberinde getirdi.
Hal-i hazırda, belediyelerin kamu borçları için İller Bankasından belediyelere aktarılan kaynaktan en fazla yüzde kırk oranında kesinti yapılabiliyordu. Ancak belediyeler zaten gırtlağına kadar borca batmış bir vaziyette oldukları için belediyelere müsamaha gösteriliyordu.
Erdoğan’ın bu sözlerinden anlaşılıyor ki yeni yargı paketiyle birlikte bu oran yüzde yüze kadar çıkarılacak ve belediyelerin gözünün yaşına bakılmayacak. Çünkü belediyeler artık iktidarın değil muhalefet partilerinin elinde.
Son bir iki döneme kadar belediyeleri elinde tutan ve geride milyarlarca lira borç bırakan AKP’li belediyelerin borçları, belediyeler CHP’ye geçince tahsil edilmeye başlanacak. Yani tam bir “sen ye torunun ödesin” durumu.
Muhalefetin elindeki belediyelere bankalarca kredi verilmediği malumunuz. Bir de üzerine bu eski borçlar için yüzde yüze varan kaynağından kesinti yapılır ise bu belediyelerin kasasına bir lira para girmeyecek ve hizmetler duracak.
Muhalefet bu borçları ödeyemeyince de Erdoğan onlara bulaşık yıkatacak.
Bir taşla birden fazla kuş vurmayı hedefleyen Erdoğan, her zaman olduğu gibi yine vatandaşı değil kendini düşünüyor.
Bunu yaparken de muhalefetin kendisine “iyi de sen dedenin yediklerinin parasını ödedin mi ki” diye sormasını istemeyen Erdoğan, muhalefeti sokak hayvanları yasasıyla köşeye sıkıştırmayı ve oyalamayı planlıyor.
İttifak ortağı Bahçeli sokak hayvanları düzenlemesine karşı çıkmışken, AKP seçmeni de aslında bu düzenlemeye çok sıcak bakmıyorken, geri adım atmayan Erdoğan, muhalefetin elindeki belediyelere bir de bu kanun vesilesiyle vuracak gibi.
Bu düzenlemeye açıktan karşı çıkan ve daha şimdiden kanunu uygulamayacağını duyuran muhalif belediyelerin personeli hakkında, kanunu yerine getirmedikleri gerekçesiyle ileride açılacak ceza davalarını şimdiden görür gibiyiz.
Bu davalarda, sanıkların, sokak köpeklerinin başını okşadığına dair tanık beyanları delil olur mu kestiremiyoruz. Uzmanlar, bu sebeple olsa gerek, sokak hayvanlarıyla birlikte çektirilen fotoğrafların sosyal medya hesaplarından kaldırılmasını öneriyorlar!
Yabancı ülkelerden tutun da futbol takımlarına varana dek düşmanı bir türlü bitmek bilmeyen iktidarın bir köpeklere düşman olmadığı kalmıştı.
Yıllar sonra AKP iktidarını “bir dost bulamadım gün akşam oldu” türküsüyle hatırlayacağız galiba…
Seyyah olup şu alemi gezeli…