Marifetin engin denizinde iltifatın gemisini bulanın daha denizden korkusu kalır mı? Girdapların, fırtınaların, çukurların içinde de kalsa, ruhî mutmainliğini kaybeder mi? İlmin, hikmetin, gönül aydınlığının kıymet-i harbiyesiyle tanışan, başka kıymetlere yüzünü döner mi?
Her yerde geçerli bir kaide değil midir bu? Her zaman geçerliliğini koruyan… İlim, hikmet taliplilerini arar. Sanat, marifet müştaklarına döner. Bu bir meftun olma hikâyesi midir, yoksa karşılık bekleme mi?
Tahsin ve tebrik etmek, birer teşvik kamçısıdır. Güzelliği, iyiliği, kabiliyeti, yapılan herhangi bir beceriyi tebrik etmek, fiilin sahibi için müşevviktir.
Üstadın 11. Söz'de dediği gibi;
"Her cemal ve kemal sahibinin kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek istemesi sırrınca..."
Demek ki güzellik ve hüner sahibi kendi güzelliğini, hünerini görmek ve göstermek istiyor. Peki, nasıl görecek?
Yine 11. Söz'de bunu da şöyle anlatıyor:
"Bir vechi: Bizzat nazar-ı dekaik-aşinasıyla görsün. Diğeri: Gayrın nazarıyla baksın."
İnsanlarda da vahid-i kıyasi babından, başka özellikler olabildiği gibi bu da var. Bir sanat, marifet, maharet ortaya koyduğunda, kendi kendine beğeniyor. Yetmiyor, başkalarına da gösteriyor. Onların da tahsinle, teşvikle karşılamaları, maşallah demeleri hoşuna gidiyor. Onun içindir ki, marifet iltifata tabi demişler.
Öyle çok bir şeye ihtiyaç olmuyor bile bazen. İnsanın bir şeye kendini inandırması için, tek bir bakış, tek bir söz, kelam, tek bir hareket yetiyor. Hani bazen mesleklerde de olur. Öğrencilikte de..
Öğretmenlik yaparken bir gün sınıfta 'paylaşmak' konulu bir kompozisyon yazdırmıştım. Konumuz zekâttı ve biz de zekâtın paylaşma tarafına vurgu yapmıştık. Kompozisyonlarını yazdılar, getirdiler. Bir Türkçe hocamızla değerlendirdik ve en güzel olanları seçip gazetede kendi köşemde değerlendirmiştim. Gazetede yazınız çıktı dediğimde havalara uçmuşlardı. O anki sevinçlerini, heyecanlarını, mutluluklarını unutamıyorum. Hemen gazeteyi nasıl alabiliriz diye sormuşlardı. Böyle bir şey işte.. Teşvik... Ondan sonra yazmaya devam ettiler mi bilmiyorum ama o anki yazarak kendilerini ifade etme becerisi bile zihinlerinde tatlı bir anı olarak kalacak.
İltifat, marifetin devamına vesile olsa gerek. Aslında iyi şeylerin artarak çoğalmasına, kötü şeylerin de bigâne kalınmasından dolayı karanlıkta kaybolup gitmesine vesile…
Mevla, insanlardaki hayır cihetini harlayanlardan, çiçek açtıranlardan eylesin.