RİSALE-İ NUR’UN NEŞİR HAKKIYLA İLGİLİ OLARAK AÇILDIĞINI DUYURDUĞU DAVAYI AYLARDAN BERİ SIR GİBİ SAKLAYAN KÜLTÜR BAKANLIĞI, YENİ ASYA’NIN MAHKEME KANALIYLA İLETTİĞİ TALEBİ NİHAYET CEVAPLADI.
Müdahil olmuştuk
5 aydır Risale-i Nur’a bandrol vermeyen ve hak sahipliği iddiasıyla açıldığını bildirdiği dava ile ilgili olarak, müdahillik talebiyle başvuruda bulunduğumuz mahkemeyi de uzunca bir süre cevapsız bırakan Kültür Bakanlığı nihayet cevap verdi.
Niye ilgisiz yerde açıldı?
Bakanlığın mahkemeye gönderdiği yazıda, davanın Said Özdemir, Ahmet Aytimur ve Hüsnü Bayramoğlu adına Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesine açıldığı bildirildi. Av. Akbaş davanın ilgisiz bir yerde açılması için “Sebebi var” dedi.
Bandrol engelini sürekli gündemde tuttuk
Nisan ayında “Risale-i Nur’da Vesvese Bahsi” isimli eser için bandrol talebimize red cevabı veren Kültür Bakanlığının bu hukuksuz uygulamasına itiraz etmiş ve bu bandrol uygulamasının hukuksuz olduğunu gerek manşetlerle, gerek köşe yazılarıyla, gerek karikatürlerle, gerekse sosyal medyada düzenlediğimiz kampanyalarla kamuoyunun gündemine taşıdık. Banrol engelinden sonra gelen devletleştirme hamlesine karşıda okurlarımızla birlikte tepki gösterdik. Milletvekillerine telefon, fax ve e-mail yoluyla ulaşan okurlarımız, sosyal medya da etkinlikler düzenleyerek hem bandrol engeline hem de Risale-i Nur’u devlet tekeline alan yasa çalışmasına karşı tepkilerini ortaya koydu.
Bakanlık nihayet cevap verdi

Risale-i Nur’u neşreden bir yayınevi olarak, tarafı olduğumuz halde hiçbir bilgi vermeyen ve hukuksuz bandrol uygulamasına devam eden Kültür Bakanlığı, “Mahkemeyi de dinlemiyorlar” manşetinden sonra konuyu daha fazla gizleyemeceğini anlayarak mahkemenin istediği bilgiyi verdi. Mayıs ayı içerisinde avukatımız Kadir Akbaş tarafından açılan dâvâda Kültür Bakanlığını ihbar etmiş ve “neden bandrol verilmediği” konusunda bilgi verilmesini talep etmiştik. Bunun yanı sıra ortada açılmış bir “hak sahipliği” dâvâsı söylentilerine rağmen açılan davanın kim tarafından açıldığı ve hangi mahkemede görüldüğü konusunda da ketum davranan Kültür Bakanlığı, Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderdiği yazıda dâvânın kimler tarafından açıldığını belirtmek zorunda kaldı.
BİMER şikâyeti ile durdurulmuş
Mahkemeye gönderdiği cevabî yazıda, Risale-i Nur basımı için bandrol isteyen yayınevlerine neden bandrol verilmediğini de açıklayan Kültür Bakanlığı, bandrol verilmemesine sebep olarak BİMER’e yapılan başvuruları gösterdi. BİMER’e 40 şikâyet başvurusunun yapıldığı belirtilen açıklamada, bu şikâyet başvurularında, Said Nursi’ye ait Risale-i Nur Külliyatı adlı eserin içindeki bazı eserlerin izin alınmaksızın, sadeleştirilerek veya değiştirilerek yayımlandığı belirtilerek, izinsiz basım faaliyetlerinin önlenmesinin talep edildiği kaydedildi. Bakanlık, mahkemeye gönderdiği açıklamada, yapılan bu şikâyetler sonucu bandrol taleplerinin geri çevrildiği belirtildi.
Ağabeyler hasımsız dâvâ açmış
Açıklamanın son bölümünde, Risale-i Nurların basım ve neşri konusunda hak talep eden ağabeyler tarafından Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmış bir dâvâ bulunduğu da belirtilirken, açılan dâvâda Ağabeylerin, eserleri neşreden kişi ve kurumlara bandrol verilmemesi yönünde bir talepte bulunduğu belirtildi. Bakanlık, her iki durumu da dikkate aldığını belirterek Risale-i Nurların neşri için bandrol isteyen yayınevlerine bandrol vermediğini ifade etti.
Avukat Kadir Akbaş: Hasımsız dâvâ açmaları maksatlı
Ağabeylerin Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açtığı dâvâyı avukatımız Kadir Akbaş, “Dâvâyı alakasız bir yerde, Gebze’de ve hasımsız açmalarının belli bir sebebi var” şeklinde değerlendirdi. Bakanlığın cevabına göre, konuyla ilgili başka bir dâvâ olmadığının anlaşıldığını ifade eden Akbaş, ağabeylerin açtığı dâvâya ilişkin şöyle konuştu: “Bu dâvâ mirasçılık belgesi verilmesi talepli olduğu için hasımsız açılabiliyor. Dâvâyı alakasız bir yerde, Gebze’de ve hasımsız açmalarının belli bir sebebi var. Bu dâvâ gıyabımızda sonuçlansaydı, Risalelerin neşir hakkını bu ağabeylerin yayınevlerine veya söylendiği gibi bir araya geldikleri Hizmet Vakfı’na vermenin hukukî altyapısı kurulacaktı. Bu durumda ‘biz Risaleleri devletleştirmedik zaten hak sahibi olduklarını mahkeme kararı ile belgelemiş kişilere verdik’ denilecekti. Böylece Bakanlar Kurulu ve Diyanet İşleri Başkanlığının kararının iptalinin önüne geçebileceklerdi. Dâvânın Gebze’de, ilgisiz bir mahkemede ve hasımsız açılması tamamen art niyetli ve bir şeyleri hukuktan ve kamuoyundan, taraflardan gizli gerçekleştirmeye matuf.”
Kültür Bakanlığı’nın Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderdiği yazı özetle şu şekilde;
Dâvâcı Yeni Asya Gazetecilik Matbaacılık ve Yayıncılık AŞ. tarafından Said Özdemir aleyhine Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/366 E. sayılı dosyasında açılan vasiyetnamesinin hükümsüzlüğünün tesbiti talepli dâvâya ilişkin tensip tutanağı ve dâvâ dilekçesi incelenmiş olup, bakanlığımıza ihbarına ilişkin görüşlerimiz aşağıda açıklanmıştır.
1- (...) 1 Kasım 2010 tarihine kadar bandrol işlemlerinde yayınevinin hak sahibi olduğuna ilişkin beyanı ve taahhüdü eses alınmaktayken, bu uygulamanın hak ihlallerine sebebiyet verdiğinin anlaşılması üzerine bu tarihte yapılan Yönetmelik değişikliğiyle bandrol başvurusunda bulunmak için, “Mali hakların devrine ya da kullanım yetkilerine ilişkin sözleşme/izin belgeleri”nin ibrazı zorunlu hale getirilmiştir. Nitekim, 5846 sayılı Kanun gereğince bir eserin çoğaltılıp, yayılması için eser sahibinin yazılı izin vermiş olması şarttır. Ayrıca, adı geçen Yönetmeliğin bandrol başvuru belgelerini düzenleyen ekinde, “Hak sahibi mirasçılarının katılımını gerektiren başvurularda ‘veraset ilamı’nıın ibrazı zorunludur” ifadesi yer almaktadır.
2- BİMER aracılığyla Telif Hakları Genel Müdürlüğüne iletilen yaklaşık 40 şikâyet başvurusunda, Said Nursî’ye ait Risale-i Nur Külliyatı adlı eserin içindeki bazı eserlerin izin alınmaksızın, sadeleştirilerek veya değiştirilerek yayımlandığı belirtilerek, izinsiz basım faaliyetlerinin önlenmesi talep edilmiştir. Bu şikayetler üzerine, bandrol otomasyon sisteminde, Risale-i Nur Külliyatı kapsamında yer alan eserlere ilişkin olarak yapılan sorgulama sonucunda, bandrol başvurularının büyük çoğunluğunda eserlerin koruma dışı (koruma süresi dolmuş) eser olarak beyan edildiği ve bu sebeple sözleşme ibraz edilmeksizin bandrol temin edildiği tesbit edilmiştir.
3- (....) Bu nedenle bandrol satış işlemlerini yürüten Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED)’na 06 Mart 2014 tatihinde yazı yazılmış ve Said Nursî’nin eserleri bakımından koruma süresinin devam etmesi nedeniyle bu eserlere ilişkin bandrol başvurularında eser sahibinin mirasçılarının gerekli izinlerini gösterir sözleşmelerinin incelenmesi suretiyle bandrol işlemlerinin gerçekleştirilmesi, bahse konu sözleşmenin ibraz edilmemesi veya yetersiz olması halinde başvuruların kabul edilmemesi gerektiği bildirilmiştir. Bu tarihten sonraki süreçte hiçbir yayınevi tarafınan tüm hak sahiplerinin iznini gösterir sözleşme sunulamaması nedeniyle bahse konu eserlere bandrol verilmemiştir.
4- Seyda Ünlükul vekili tarafından gönderilen 14/04/2014 tarihinde Bakanlığımıza ulaşan dilekçede (ek2) Sait Okur’un yasal mirasçılarının veraset ilamı ile belirlendiği, bu veraset ilamına göre Seyda Ünlükul’un hak sahiplerinden biri olduğu belirtilmiş ve mağduriyetin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve süreç hakkında kendilerine bilgi verilmesi talep edilmiştir.
5- Dâvâcı Yeni Asya Gazetecilik A.Ş. tarafından 21/04/214 tarihinde bandrol başvurusu yapılmış ve başvuru belgeleri bandrol satış işlemlerinin gerçekleştiren Yayımcılar Birliği Federasyonu’na (YAYFED) ibraz edilmiştir. YAYFED tarafından Telif Hakları Genel Müdürlüğüne iletilen 22/04/2014 tarihli yazıda, dâvâcı şirketçe sunulan Üsküdar 1. Noterliğinin 18/04/2014 tarihli ve 08166 sayılı telif sözleşmesinin yeterliliği hususunda görüşümüz sunulmuştur. Genel Müdürlüğün 30/04/2014 tarihli ve 84486 sayılı cevabi yazısında 18/04/2014 tarihli telif sözleşmesinin incelenmesi neticesinde sözleşmenin başvuru sahibi yayınevi ile eser sahibi Said Okur’un %50 hisseyle kanuni mirasçıları arasında imzalandığının görüldüğü, Türk Medenin Kanununda ise mirasçıların terekeye elbirliğiyle sahip oldukları ve terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf etmeleri gerektiğinin hüküm altına alındığı belirtilerek söz konusu sözleşmenin, bandrol işlemlerinin gerçekleştirilmesi bakımından yeterli görülmediği bildirilmiştir.
6- Said Özdemir, Ahmet Aytimur ve Hüsnü Bayramoğlu vekili tarafından Telif Hakları Genel Müdürlüğüne yazılmış olan 22/04/2014 tarihli dilekçede atanmış mirasçılar için veraset ilanına yönelik Gebze 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin E: 20114 /429 sayılı dosyasında görülmekte olan derdest bir dâvâ bulunduğu bildirilmiş ve eserleri yasadışı şekilde neşreden kişi ve kurumlara bandrol verilmemesi talep edilmiştir. Bu husus Ankara 5. Asliye hukuk Mahkemesinin 09/07/2014 tarihli müzekkeresine cevaben 23/07/2014 gün ve 145285 sayılı yazı ile mahkemeye bildirilmiştir.