Yazdığı “21. yüzyılda Kapital” kitabı ile bütün dünyada tartışmalara sebep olan Fransız ekonomist Thomas Piketty, kitabın Türkçe baskısının tanıtımı için geçen günlerde Türkiye’ye geldi ve bir de konferans verdi.
Bilindiği üzere, şeffaflık meselesi Türkiye’nin de tartıştığı ve sağlanmasına muhtaç olduğu bir mesele. Aynı zamanda Nobel Ekonomi Ödülü sahibi olan Piketty, düşük oranda bile olsa zenginlere getirilecek bir servet vergisinin Türkiye’de şeffaflık sağlayacağını ifade etmiş. Piketty, Türkiye’nin Japonya’dan daha çok dolar milyarderi olması için ise “Dehşet verici. Servet eşitsizliğinin sadece yetenek ve inovasyonla alâkalı olmadığını gösteriyor” diye konuşmuş. (Hürriyet, 11 Kasım 2014)
Türkiye’de ekonomik büyümenin yanı sıra gelir adaletsizliğinin arttığı da artık yüksek sesle tesbit ediliyor ve tartışılıyor.
Gelir dağılımı eşitsizliği bakımından ülkemiz, Avrupa’da en kötü durumdayken, yılda 10 bin dolardan az kazanan yetişkinlerin oranının da yüzde 75’i geçtiği ortaya çıkmış. Elbette gelir dağılımındaki adaletsizlik sadece Türkiye’nin derdi değil. Başta Amerika ve Avrupa olmak üzere neredeyse bütün dünya, “en zengin yüzde 1”in elindeki servetin büyüklüğünü tartışır durumda. Fransız iktisatçı Thomas Piketty’in tesbitleri bu tartışmayı alevlendirmiş. Kitapta sanayileşme ve küreselleşmenin sanıldığı ölçüde zenginleşmede demokratikleşme sağlamadığı ve “yüzde 1”lik zengin kesimin kemikleşmesine yol açtığı ileri sürülüyormuş.
Dünyadaki adaletsiz dağılımı en aza indirmek için bir yerlerden başlamak gerektiğine dikkat çeken Fransız Ekonomist Piketty, “Türkiye’nin gelir ve servet konusunda daha çok şeffaflığa da ihtiyacı var. Orta sınıf ve dar gelirliler, zenginlerin daha az vergi ödediğini, burada bir adaletsizlik olduğunu gördüklerinde kamu harcamaları için vergi ödemeyi kabul etmezler. Malî adalet başarılı bir kalkınma stratejisinin anahtarlarından biridir” demiş.
Adaletsizliği azaltmak için “servet vergisi” teklif eden ödüllü ekonomist şöyle devam etmiş: “Hiç olmazsa bu vergiyi getirmek, farklı servet gruplarının yıldan yıla nasıl faaliyetler gösterdiğini ortaya çıkaracak ve kamuoyuna daha fazla bilgi ve şeffaflık sağlayacak. Gelir ve servet dinamikleri hakkında güvenilir kamusal bilginin eksik olması, demokratik tartışmayı çok zor hale getirir. Eğer Türkiye’nin Japonya’dan fazla dolar milyarderi varsa, bu kesinlikle dehşet verici bir durum. Bu, servet eşitsizliğinin sadece yetenek ve inovasyonla alâkalı olmadığını gösteriyor.”
“Hepimizin çözmemiz gereken basit bir problemi var. Eğer kamuoyunu küreselleşmenin sosyal ve malî adaletle birlikte gerçekleşebileceğini ikna edemezsek, insanlar giderek milliyetçi çözümlere itibar gösterecek” şeklinde tesbitler yapan Thomas Piketty, başka bir gazete yaptığı açıklamada da şöyle konuşmuş: “1987 ile 2013 yıllarında dünyadaki milyarderler değişti. Önümüzdeki dönemde yeni milyarderler olacak. Bunların hepsini girişimciler oluşturmayacak. Türkiye’de de çok sayıda milyarder var. Bu insanların servetinin ekonomi ile aynı oranda büyümesi gerekirdi. Ama böyle olmadı. Türkiye’de olduğu gibi çok sayıda ülkenin gelir ve servet konusunda daha çok şeffaflığa ihtiyacı var.” (Dünya g., 20 Kasım 2014)
Usûlsüz ve haksız kazançlarla gelir dağılımında adaleti sağlamak imkânsız. Elbette bunu görmek için ‘ödüllü ekonomist’in açıklama yapmasını beklemeye gerek yoktu. İnşallah idarecilerimiz problemi ve çaresini de görür...