Dünya öyle zulümlere ve zalimlere şahitlik ediyor ki, bunlara karşı “Zalimler için yaşasın cehennem” demekten başka çare kalmıyor.
Başta PKK terörü olmak üzere bütün terör faaliyetleri ve teröristler zulümde sınır tanımıyor. Sönen ocaklar, ağlayan analar, yetim kalan çocuklar ve bunların acı hikâyeleri yürek dağlıyor.
Makamında uğradığı bombalı saldırı neticesi yaralanan ve tedavi gördüğü hastahanede şehit olan Mardin’in Derik Kaymakamı Muhammet Fatih Safitürk, memleketi Sakarya’da duâlarla ebedî âleme uğurlanmış. Şehidin babası Asım Safitürk’ün beyanı yürekleri dağlar: “Bu vatan için şehit oldu. (...) Milletimizin başı sağ olsun, vatan sağ olsun. Vatan, uğrunda şehit olan varsa vatandır. Vatan uğruna ben de hazırım. Oğlumu şehadete ulaştıranları Allah’a havale ediyorum, vatan sağ olsun. Allah, vatanımıza ve milletimize yardım eylesin. Allah, terörü destekleyenlerin kendi başlarına belâ etsin.” (www.ntv.com.tr/, 11 Kasım 2016)
Geçen günlerde Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bomba yüklü araçla düzenlenen terör saldırısında (4 Kasım 2016) yaralanan ve sonrasında vefat eden Zeynep Sevinçer’in ailesi de teröre ve teröristlere tepki gösterirken, Cehennem hatırlatması yapmış.
Baba Veysi Ece, bölücü terör örgütüne tepki göstererek, “Kızım şehit oldu. Geride 2 yetim bıraktı. Biri 4 aylık, biri 4 yaşında. Terörü lânetliyoruz. ‘Kürt hakkını savunuyoruz’ diyorlar, biz Kürt değil miydik? Eğer Kürt’ün hakkını öldürmekle savunuyorsan, ben Kürt’üm benim hakkımı savunma. Benim hakkımı öldürmekle niye savunuyorsun? Öldüreceksen savunma beni. Sen zalimsin, zalimler için yaşasın Cehennem” diye konuşmuş. (AA, 11 Kasım 2016)
Terör zulmüne karşı ancak “Zalimler için yaşasın Cehennem” denilerek sabredilebilir. Ancak Türkiye’yi idare edenlerin terör meselesinde çok daha hassas, çok daha dikkatli, çok daha isabetli adımlar atmasını beklemek de milletin hakkı. Tekrarlamak durumundayız ki asıl mesele terör bataklığının kurutulabilmesidir. Sineklerle, teröristlerle etkili mücadele ancak onları besleyen bataklıkların kurutulmasıyla mümkündür. Bataklığı ve onu besleyen sebepleri görmeden, onlara karşı tedbir almadan tek başına teröristlerle mücadele kalıcı netice vermez.
Bu vesile ile zalimlere karşı Cehennemi hatırlatan ve onları Cehennem azabıyla korkutan, ikaz eden bu tesbiti Üstad Bediüzzaman’ın yaptığını da hatırlayalım. Bu mesele Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatını anlatan eserde şöyle anlatılır: “Bediüzzaman’ın divan-ı harpteki bu kahramanca müdafaası, o zaman iki defa tab edilip neşredilmiştir. O dehşetli mahkemeden idamını beklerken beraat etmiş ve mahkemeye teşekkür etmeyerek, yolda Bayezit’ten tâ Sultanahmet’e kadar, arkasında kalabalık bir halk kitlesi mevcut olduğu hâlde, “Zalimler için yaşasın Cehennem! Zalimler için yaşasın Cehennem!” nidalarıyla ilerlemiştir.” (Tarihçe-i Hayat, İlk Hayatı, s. 96)
Şehit ailelerinin duâlarına ‘amin’ diyelim: “Allah, vatanımıza ve milletimize yardım eylesin. Allah, terörü; destekleyenlerin kendi başlarına belâ etsin.”