"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zalim değil, adil olsun

Faruk ÇAKIR
01 Şubat 2015, Pazar
Bir gerçeği kabulde zorlanıyoruz: İsimlerin ve resimlerin değişmesiyle hakikat değişmez.

‘Elma’ya ne kadar ‘kiraz’ desek de o  hakikatte ‘kiraz’ olmaz. Elma, ismi değiştirilse de; başka renge boyansa da yine ‘elma’dır. Yanıltma ve başka bir mevye olarak tanıtma uzun sürmez. Bir ‘dil’ onu ayırt eder ve gerçek en nihaye ortaya çıkar.

Ülkemizin yönetim şekli üzerindeki tartışmalar sürüp gidiyor. Temelinde hak, hukuk ve adalet olmayan bir sistemin devam etmesi zaten mümkün değil. Bu sebeple sürekli arızalar, tartışmalar ve yeni teklifler gündeme geliyor. İcap ettiğinde başkanlık sistemi ve icap ettiğinde parlamenter sistemi de güzel bir şekilde sürdürmek mümkün. Tek şart; idarenin temelde hak, hukuk ve adalet anlayışı olmak durumunda.

Türkiye’de idare sistemini kuranlar, kendilerine göre frenler de ihdas etmişler. Bu anlayışın temelinde de millete inanmama, güvenmeme ve onların yanlış yapacağı kanaati yatar. Milletin seçtiklerini darbelerle devirmenin temelinde de o kötü anlayış yok mu? Değil cumhurbakanı, vekillerin seçimleri dahi uzun yıllar millete bırakılmamıştır. Halen yürürlükte olan siyasî partiler kanunu başka nasıl yorumlanabilir?

Geçen yıllarda siyasette yaşanan bazı sıkıntılar sebebiyle Türkiye’nin de başkanlık sistemine geçmesi teklif ve tavsiye edilmiştir. Mutlaka faydalı yönleri vardır ve prensip olarak da kabul görmüştür. Bu bakımdan, “Başkanlık sistemine evet, ama tarif ettiğimiz şekliyle” demek icap eder. Eğer başkanlık sisteminden ‘tek adam’lık anlaşılıyorsa ve ona göre icraatlar isteniyorsa buna itiraz edilir. Önemli olan bu sistemden ne arzu edildiği ve ne anlaşıldığıdır. “Bütün yetkiler bende olsun. Her istediğimi yapayım. Kimse bana hesap sormasın” gibi bir maksatla böyle bir sistem değişikliği talep ediliyorsa itiraz edilir.

Şunu da bilmek gerekir ki, sistemin temelinde var olan yanlış anlayış terk edilmedikten sonra başkanlık sisemi tercih edilse de sıkıntılar sona ermez. Türkiye’yi idare edenler, bu sistemi savunurken haklı olarak Amerika örneğini veriyorlar. Evet, Amerika’daki sistem büyük oranda arızasız işliyor. Fakat bu durum, sadece başkanlık sisteminin varlığıyla açıklanabilir mi? Başkanlık sisteminin yanı sıra ona uygun işleyen adalet, ekonomi ve sosyal bir sistem söz konusu.

Bir noktayı daha unutmamak lâzım: Prensip olarak kabul gören başkanlık sistemi, acaba Türkiye için ne kadar önceliklidir? Mesela, sağlam bir anayasa olmadan, adaletle hükmeden mahkemeler olmadan böyle bir sisteme geçmek ne ölçüde derde çare olur? 

Türkiye’yi idare edenler de bilir ki, gözden uzak tutulsa da asıl mesele adaleti tesis edememektir. 30 yılı aşkın bir süredir darbe anayasası ile idare edilen bir ülke, bir günde başkanlık sistemine geçmiş olsa ne ifade eder? Yargısı, eğitimi, ekonomisi bu kadar yaralı durumda olan bir ülke, tek başına bir sistem değişikliği ile düzlüğe çıkabilir mi?

Kabul etmek lâzım ki, Türkiye’nin asıl derdi; milletin taleplerini dikkate almayan bir temel üzerinde yükselmek istemesidir. Bu yanlış anlayış düzelmeden, hakiki anlamda bir devlet ile millet kaynaşması temin edilmeden sıkıntıların sona ermesi mümkün görünmüyor.

Özünde ve temelinde hak, hukuk ve adalet olacaksa o sistem faydalıdır, gereklidir. Hak, hukuk ve adaletin olmadığı bir sisteme, adı ne olursa olsun itiraz edilmelidir.  

Okunma Sayısı: 1819
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı