"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yola değil, yolsuzluğa itiraz

Faruk ÇAKIR
03 Ekim 2024, Perşembe
Türkiye’nin çok daha fazla yola ihtiyacı olduğu her halde tartışılmaz. Ancak bu yolları yaparken ‘yolsuzluk’ yapmayı da hiç kimse savunamaz ve savunmamalı.

Ne yazık ki son yıllarda “Çalıyor ama yol yapıyor” benzeri bir anlayış ortaya çıktı ki bu da başka bir yanlışlık olsa gerek.

Tabii ki hadiselere hangi pencereden bakıldığı önemlidir. “Pahalılık insanları canından bezdirdi” denildiğinde, “Ama çarşı pazar insan kaynıyor. Sokaklarda insan kadar araba var. Yollar araç dolu, bu sebeple trafik tıkanıyor” diyenler var. Yolların arabalarla dolu olması hayatın bir gerçeği değil mi? Bu durum, enflasyonun yüksek oluşunu ya da hayat pahalılığını perdeleyebilir mi? İstanbul örneğinden yola çıkılacak olursa, yaklaşık 20 milyon insanın yaşadığı bir şehirde insanlar işlerine yürüyerek mi gitsin? Akaryakıt pahalı diye insanlar arabalara binmesin mi? Hayat bir şekilde devam etmek durumunda. Peki ne oluyor? İnsanlar ucu ucuna geçinmenin yolunu arıyor ve daha da önemlisi artık tasarruf etme imkânı kalmamış oluyor. Kazandığı bütün parayı harcayan bir çalışan, ‘sıkıntılı günler’ için bir hazırlık yapabilir mi? Öyle ya, insanın hastası olur, düğünü olur, derneği olur... Bugün kazandığını bugün yemek ve “Kimse aç değil” demek hal ve gidişteki sıkıntıları ortadan kaldırmış olur mu? İlla birilerini açlıktan ölmesi mi icap eder?

Türkiye’yi idare edenler ‘yol yapmak’la çok övündükleri için haliyle bu mesele biraz daha fazla konuşuluyor. Rakamlar kısmen değişmiş olsa da, sosyal medyada şöyle yorumlar da yapılıyor: “Ortalama bir araç km’de 3 TL akaryakıt harcarken; hazine garantili otoyollarda giden bir araç geçiş ücreti olarak bu yollara kilometre başına 7 TL ödüyor. Mesela, İstanbul’dan Bursa’ya gidip gelmenin sadece HGS masrafı 2553 TL.”

Farklı hesaplar yapılabilir ve rakamlar değişebilir. Ancak değişmeyin bir gerçek var: Hazine garantili olarak (Yap-İşlet-Devret modeli) yapılan otoyollardan giden araçlar, kilometre başına benzinden daha fazla para harcıyorlar. Peki bu durum savunulabilir mi?

Son zamanlarda bu yolara verilen garanti tutarlarına döviz kur zammı yapıldığı ifade ediliyor. Haberlere göre, Hazine’nin araç geçiş ücreti için ödeyeceği farkın en yüksek olduğu köprü Osmangazi Köprüsü olmuş. Geçiş ücreti 555 TL olarak sabit kalırken, Hazine’nin garanti ettiği araç geçiş ücreti 1.870 TL’ye yükselmiş. Bu durumda, Hazine’nin şirkete köprüden geçen her araç için ödeyeceği fark tutarı 1.315 TL’ye çıkmış oldu.

Eğer bu doğru ise (ki, aksini iddia eden duyulmadı) bu sistemde bir yanlışlık yok mu? Bu projeler yapılırken “Devlet hazinesinden 1 lira çıkmadan bunları yapıyoruz” mealinde sözler söylenmişti. Peki bu para kimin parası?

“Ne yani köprü yapılmasa mıydı?” diyenler de olabilir. Bin defa ifade edildiği üzere yine tekrarlayalım: Elbette bu köprü ve başka köprüler de yapılmalıydı. Ancak bunlar yapılırken ‘yolsuzluk’ anlamına gelen işler yapılmamalıydı. Netice itibarıyla bu iş “uzun dönemli borç/kredi alınarak yapılmış” olmadı mı?

Türkiye’yi idare edenler yanıltma ile iş görme alışkanlığını bırakmalı ve yol yaparken yolsuzluk yapmamalı vesselam.

Okunma Sayısı: 1095
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer

    3.10.2024 17:52:13

    Türkiye’yi idare edenler yanıltma ile iş görme alışkanlığını bırakmalı ve yol yaparken yolsuzluk yapmamalı vesselam.Sayın çakır aynen yazdığınız gibi. Yemesin içmesin mi, gezmesin mi? Zaten herkes borçla döndürüyor maalesef. Tebrikler 👏👏👏🌅

  • Andullah

    3.10.2024 14:47:11

    Değerli Faruk bey az önce Osmangazi köprüsü ile ilgili internetten bir araştırma sonucu şu bilgilere ulaştım. Köprünün yapım maliyeti yaklaşık 1.3 milyar dolar. Devletin Garanti ettiği ücret 1 yılda 500 milyon dolar. Yaklaşık olarak ihaleyi alan şirket kendi masrafını 2,5 yılda amorti ediyor. Devlet ise 15 yıl boyunca ödeme yapacak. Bu kadar büyük masraf yapan bir şirketin 1.3 milyon dolar koyup yine yaklaşık hesaplamama göre 7,5 milyar dolar elde etmesi bakım masraflarını çıkartmadan gayet normal gözüküyor. Saf mantıkla baktığımız zaman geçmeyen araca niçin biz para ödüyoruz haklı bir gerekçe gibi gözükse de devletin bu taksitli yaptırması gibi düşünelim ve 15 sene sonra köprü devletin maliyetine geçecek.

  • Ramiz

    3.10.2024 09:45:46

    Kaleminize ve yüreğinize sağlık gönlümüzden geçenleri dile getirmişsiniz…

  • Hüseyin İlhan

    3.10.2024 09:18:29

    İktidara karşı tenkitlerimizde 'kısır siyaset yapanlar,ile aynı kefeye konulmanın haklı tarafı yok.Mesela şehrimizde 30-35 yıl önce yapılan bir köprülü kavşağın bir pulpu sonraya bırakılmış idi.(İmalatın yapıldığı anda buna pek ihtiyaç yok idi)Ancak şahsa ait bir taşınmazın yeri olması ve bu alanın imarlı arsa vasfında olması,şehir plancılığı,gelecekteki ihtiyacın hasıl olması ile yapılaşma olarak kullanılması yanlış olacak bir durum idi. İl ve İlçe belediye idarecilerimiz bu taşınmazın arsa cinsinde iken istimlakini yapmaları gerekiyordu amma yapmadılar ve bir firmaya inşaat ruhsatı vererek 10-12 katlı betonarme karkasın yapılmasından sonra istimlak ettiler. 1-Köprülü kavşağın pulpunun yapılmasından memnunuz. 2-Bu pulpun yapılması için 800 000.TL ile istimlak yapılacak iken,ruhsat ve yapılan inşaattan sonra istimlak bedeli 5-6 milyon civarında bir rakama istimlak ediliyor.Kısaca milli servet ve şehrimin insanının hakkı yeniyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı